Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 25 Aralık 2020

Hedef yok, vizyon hiç yok…

Ana muhalefetin lideri, son grup toplantısında, "Uyuşturucu ticareti yapandan, organ ticareti yapandan ve kara para aklayandan vergi alınmalı" deyince, kafalar karıştı…

CHP Genel Başkanı'nın uyuşturucu ticareti, organ ticareti ve kara para aklama işinden vergi alınmasını talep eden sözleri, bu tür melanetlere meşruiyet kazandırmayı hedeflemek olarak değerlendirildi. Başka türlü anlamak da mümkün değildi zaten.

Bazıları Kılıçdaroğlu'nun taciz ve tecavüz olayları ile ilgili gündemi değiştirmek için böyle konuştuğunu söylese de, başka bazıları da CHP Genel Başkanı'nın ciddi ciddi demans ya da sürmenaj olma ihtimalinden bahsetmeye başladı.

Kılıçdaroğlu'nun akla ziyan sözleri ile ilgili en dikkat çekici yaklaşım ise, ilgilinin siyasete devam edebilmesi için bir heyet raporu alması gerektiğini söyleyenlerinki idi…

Cumhurbaşkanımızın AK Parti Grup Toplantısında yaptığı, "Kılıçdaroğlu, ülkemize yurt dışından ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz varlık barışı uygulamasını, uyuşturucu, fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü." şeklindeki değerlendirme, meselenin arka planına ışık tuttu.

Uyuşturucu ve organ ticareti ile kara para aklamanın meşru hale getirilmesini savunup savunmadığı şüpheli olsa da, anlaşılan varlık barışı uygulamasının ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkılardan rahatsızlık duyuyordu Kılıçdaroğlu…

Ancak, varlık barışına doğrudan karşı çıkmak uygun olmayacağından, uygulamayı itibarsızlaştırmak maksadıyla 'uyuşturucu ve organ ticaretinden vergi alınması' gibi akla ziyan sözler etmek durumunda kaldı CHP Lideri. Ve böylelikle de çuvalladı…

Bütün dünya ülkelerinde suç kabul edilen birtakım işleri yapanlardan vergi alınmasını ve böylelikle bir anlamda bunların meşrulaşmasını istemek, aklı başında bir insanın yapacağı bir iş değil çünkü…

HANGİSİ DAHA VAHİM!..
Bu ülkenin ana muhalefet partisinin liderinin, uyuşturucu ve organ ticaretini meşrulaştırma manasındaki sözlerinin mi, yoksa ülke ekonomisine kazandırılacak varlıkları itibarsızlaştırma çabasının mı daha vahim olduğu, ciddi bir konu.

Ancak, sürekli olarak 'yandık, bittik, mahvolduk' diyerek yabancı sermayeye ülkemize yatırım yapmama çağrısında bulunanlardan her iki davranış da beklenebilir herhalde…

Varlık barışı, sadece Türkiye'nin değil hemen bütün dünya ülkelerince zaman zaman başvurulan bir uygulama. Altı çizilmesi gereken husus ise, uyuşturucu ya da benzeri illegal işlerle iştigal edenlerin bu varlık barışı türünden uygulamalara sıcak bakmamaları.

Karadeniz'de doğal gaz keşfine bile sevinemeyenlerin, varlık barışı ve benzeri uygulamalarla ekonomik dolaşıma ilave olacak yeni imkanlardan mutlu olması beklenemezdi elbette.

Kendi ayakları üzerinde durma kararlılığı sebebiyle dışarıdan çeşitli husumetlere maruz kalan ülkemize destek olması gereken muhalefetin hasımlarımızın yanında saf tutması, herhalde Türkiye'ye has bir garabet…

Şimdiye kadar olanları unutmuş olsak bile, Kılıçdaroğlu'nun son sözleri ülkemizdeki ana muhalefetin içler acısı halini anlamaya yeter. İttifaka dahil diğer partilerin de CHP gibi davranıp, bir şeyler yapmak için değil var olanı yıkabilmek için çalışmaları, işin bir başka yanı…

'Çok daha iddialı hedeflerle', 'çok daha geniş vizyonlarla' ve 'çok daha büyük hayallerle' AK Parti'nin karşısına çıkacak bir muhalefet ufukta gözükmüyor…

Başta CHP olmak üzere muhalif partilerin hiçbirinde hedef yok, vizyon yok. Hayalleri de yapmakla değil sadece yıkmakla ilgili…