Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 23 Şubat 2020

Karışık hesaplar…

'Ortadoğu bataklığında ne işimiz var' sorusu en başat sorularından. Dediklerine göre 'kaç defa söylemişler, ama dinlenmemiş'…

Bataklık dedikleri yer, en uzun sınırımızın olduğu Suruye. Buraya bataklık denilmesine sebep olan gelişmeler sebebiyle ülkemizi yönetenleri suçlamaları da, tekrarlamaktan bıkmadıkları yalanlardan.

Çeşitli sebeplerle başlayan iç karışıklıklar öncesinde, Türkiye'yi yönetenlerin Suriye yönetimini bütün iyi niyetleri ile uyardıklarında, onlardan başkasının en ufak bir şüphesi yok.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği bir kesimin Suriye meselesi ile ilgili söylediklerinin nerdeyse tamamının yalanlardan oluşması, ilk bakışta kafaları karıştırabilecek bir durum.

Bu kesim mensuplarının, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılardan rahatsız oldukları ve sık sık 'onları göndereceklerini' söyledikleri, herkesin malumu.

Suriyeli mültecileri istemediklerini söyleyenlerin, İdlip havalisindeki milyonların sınırımıza yönlendirilmesi ihtimalini bertaraf etmek için atılan adımlara karşı çıkmaları ise, anlaşılması güç bir durum.

Suriye rejiminin Rusya ve İran'ın desteği ile yapmaya çalıştığı demografik değişiklikler konusunda, çok demokratik ve de bir o kadar da insan sevgisi ile dolu imiş gibi yapan bu kesim mensuplarının ağızlarını bile açmamaları, dikkat çeken hususlardan.

Bunlar, nüfusunun yarısını ülkeyi terke zorlamış olan rejimin, halen orada bulunanlardan bazılarını da ülkeyi terke mecbur etme çabalarına açık bir biçimde destek oluyorlar. Bu da yetmiyor olmalı ki, sürekli olarak Türkiye'nin insanların dönebilmesi için attığı adımlara da mani olmaya çalışıyorlar.

Türkiye vatandaşı oldukları halde, Suriye'nin kuzeyinde ABD destekli bir terör koridoru oluşturulmasına sıcak bakanlar olduğu, malum. Bölgede yaşayanların çoğunun göçe zorlandığı gerçeği de bu bakışın etnik değil, emperyalist birtakım hesaplarla ilgili olduğunun göstergesi.

Zor, ama gerekli…

Suriye'de yaşanmakta olanlarla ilgili en çarpıcı husus, ülkenin büyükçe bir kısmını elinde bulunduran rejimin, insanları buraları terke zorlama konusundaki ısrarı.

Ülkenin kuzeyinde ciddi bir alanı kontrolünde tutan ABD destekli terör yapısının, buralarda yaşayanların bir kısmını bölgeyi terke zorlaması ve geri dönmemeleri için elinden geleni yapması da, meselenin bir başka önemli yönü.

Ağızlarını her açtıklarında barış demokrasi ve insan hakları üzerine nutuklar atan içimizden birilerinin kafa karışıklığının zirve yaptığı nokta da tam burada ortaya çıkıyor. Ve biz sıradan insanların dikkatimizi çekmesi gereken konu da işte bu...

Suriye rejimine sıcak bakışları sebebiyle, rejim tarafından katledilen yüz binleri ve ülkeyi terke zorlanan milyonları görmeyenlerin, son gelişmelerle ilgili tavırları da üzerinde durulması gereken bir husus...

En ciddi problem, meselelere milletimizin baktığı gibi bakmama alışkanlığındaki bu kesimin, Türkiye'nin değil Suriye rejiminin menfaatlerini dert edinmesi...

Sığınmacıları istemiyor gibi görünseler de, HDP ile işbirliği yaptıkları için yüz binlercesinin memleketlerine dönmesini sağlayan Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi adımlara karşı çıktılar… Şimdilerde de, yeni Suriyeli sığınmacıların gelmesini önleyecek girişimlere engel olmaya çalışıyorlar…

Açıkça söylemeseler de, Suriye rejiminin ülkeyi bazı insanlardan arındırma çabasından memnunlar…

Hesaplar çok karışık olduğu için, kimlerin bu ülke ve milletimiz için, kimlerin de birtakım mihraklar için çalıştığını anlayabilmek belki zor… Ama çok gerekli…