Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 1 Kasım 2019

Haklı ve güçlü!..

Siz doğru olanı söyleyip, doğru olanı yapma konusunda ne kadar kararlı olsanız da, doğrulardan çok menfaatleri ile ilgilenenler huylarının gereğini yerine getirmeyi sürdürüyorlar.

Türkiye'nin haklılığını yüzde yüz biliyor olsalar da, ABD ve Avrupa ülkelerinin doğruyu söyleyen ve yapan Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışmaları, bunun en açık örneklerinden.

İşin tuhaf yanı, başta ana muhalefet olmak üzere içimizdeki bazı çevrelerin de aynı şekilde hareket etmeleri. Bu çevreler, ABD ve Avrupa ülkelerinin husumetlerinin bazı kişi ve kurumlara has olmayıp, doğrudan ülkemize yönelik olduğunu bilseler de, onların yanında yer alıyorlar nedense.

Dışımızdakilerin çıkarlarını koruma huyuna paralel olarak, içimizdekilerin de Batılılar her ne yapıyorsa doğru olduğuna inanma huyları var maalesef.

Yanlış bir şeyler yaptıklarını bir şekilde fark edenlerin, başlarına gelenlerden ders almaları ve tekrar aynı hataya düşmemeleri beklenir oysa...

İç karışıklıktan faydalanmak isteyen ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmaya çalışması, temel olarak yanlıştı, mesela.

Sadece uluslararası kurallar ve diplomatik teamüller açısından değil, aradaki mesafeye bakınca mantık açısından da hatalıydı ABD'nin Suriye ile ilgili girişimleri.

Esas yanlışı, uygulamadaki başka yanlışlar izledi. Kendi silahlı gücünü işe karıştırmadan, paralı askerlerle iş görebileceğini zanneden ABD, Türkiye duvarına tosladı.

ABD için öncelikle bir çıkar meselesi olan Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler, Türkiye açısından varlık yokluk ile ilgiliydi Ve başından beri, ülkenin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini söyleyen Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları ile, ABD'nin niyetlerini fiili olarak engelledi.

Türkiye ile ABD arasında, Barış Pınarı'na önce ara verilmesi ve sonrasında bitirilmesi için imzalanan mutabakat, doğru olanın sahada hakim olmaya başlayacağı yönünde bir işaret olsa da, arkası gelmedi.

HERKESİN BİR HUYU VAR…
Terör koridoru oluşturmak için kiraladıkları teröristleri Suriye'nin petrol bölgelerine kaydıracaklarını açıklayan ABD Başkanı, huylunun huyundan vaz geçmeyeceğini bir kez daha anlamamıza vesile oldu.

Türkiye'nin açıkça set çekmesi sonrası, yaşananlardan ders almış olması gereken ABD'nin Suriye'den çekilmesi ve ülkede istikrar sağlanması için yardımcı olması ümit edilirdi oysa.

Ancak, menfaatleri ve İsrail'in talepleri ağır basınca doğrular kenara itildi.

Ancak istenmese de beklenen oldu ve Trump, esas meselenin Suriye'nin petrolleri olduğunu ortaya koyan açıklamalar yaptı. Bahane olarak da, yüzde yüz bitirdikleri konusunda birçok defa açıklamalar yaptıkları DEAŞ'ı göstermekten başka yapabilecekleri bir şey yoktu tabii.

ABD'nin, silah ve para sağladığı bir terör örgütüne kurduramadığı koridorun faturasını Türkiye'ye ödetmeye çalışacağının işaretleri belirmeye başladı bu arada.

ABD'nin erkenden Ermeni kartını açması yanında, Barış Pınarı Harekatı bahane edilerek Türkiye'ye bazı yaptırımlar uygulanması ile ilgili tasarılar, bunun göstergesi.

Bölgenin petrolüne çökme yanında İsrail'i de rahatlatacağını umdukları terör koridorunun aksatılmasının acısını böylelikle çıkarmaya çalışacaklar belli ki.

Batılıların menfaatlerini takip etme ve içimizdeki uzantılarının da Batılılar için çalışma huyları var.

Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Türkiye'yi yönetenlerin de ülkemizin menfaatlerinin gereklerini yerine getirme huyları var, bereket…

Meselenin özü aslında şu: Haklıyız ve daha önemlisi güçlüyüz!..