Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 31 Mart 2019

‘Elim kırılsaydı’ dememek...

OYUNUZU ya kullandınız ya kullanmaya gitmek üzeresiniz ya da kalabalığın biraz daha seyreleceği bir vakti bekliyorsunuz...
Bugün kullanacağımız oylarla illerimiz, ilçelerimize ve beldelerimize belediye başkanlarının yanı sıra meclis üyelerini; mahalle ya da köylerimize de muhtarlarımızı seçmiş olacağız.
Bildiğiniz gibi, seçimlerde yanlış tercih yapanların kullandıkları klasik pişmanlık sözü "Elim kırılsaydı..." şeklinde başlar...
Yaşadıkları yerleri yönetecek insanları seçmek üzere sandıklara gidecek olanlardan bazılarının ideolojik tercihlerine göre hareket edeceklerini ve bu kesimlerin şimdiye kadarki tercihleri sebebiyle "Elim kırılsaydı..." diye başlayan cümleler kurmadıklarını biliyoruz.
Dolayısıyla, bundan böyle de -en azından açıktan- bu tür cümleler kurmayacaklardır. Umdukları ve layık oldukları hizmetleri alamamış olsalar bile... Aldıkları hizmetlerden memnun olup, bunları kendilerine sağlayanların çok daha iyisini yapacağına inananlar açısından herhangi bir sıkıntı yok. Karşı karşıya olunan ufaktefek bazı problemlerin de zaman içerisinde halledileceğinden emin bir biçimde, tercihlerini gönül rahatlığıyla yapacaklardır.
Genelde memnun olmakla beraber çeşitli sebeplerle 'küskün' olanların da son tahlilde sandık başına gideceklerini ve bu hizmetleri kendilerine sağlayan kadrolara destek olacaklarını söyleyebiliriz.
Belediye yönetiminin ciddi bir iş olduğunu ve konunun kendileri ile ilgili yönünün küçük bir detay olup, 'büyük fotoğraf'a zarar verilmemesi gerektiğini düşüneceklerdir çünkü...
Kendi ayakları üzerinde durmaya ve bu yöndeki bütün engelleri aşmaya kararlı olan ülkemizin son dönemlerde birçok saldırıyla karşılaştığı ve bunların halen devam ettiği, cümlenin malumu.
Konunun en kritik tarafı da saldırılara yönelik mücadele sebebiyle karşılaşılan bazı sıkıntıların, saldırılara boyun eğilseydi hangi boyutlarda olabileceğine kafa yormakla alakalı... İstediklerini yapmadığımız için saldıranlara boyun eğse idik neler vermemiz gerekirdi, düşünmek gerek...

BİRİ YAPMAYA, ÖBÜRÜ YIKMAYA NİYETLİ...
Büyük fotoğraf denilince, seçimin şimdiye kadar yaptıkları bundan sonra yapacaklarının garantisi olanlarla, hizmet sözcüğünü nerdeyse ağızlarına bile almayanlar arasında yapıldığını da hatırlamak gerek. Ülkede son 17 yılda sağlanan kazanımları 'yok' kabul eden ve dahası kazanmaktan çok kaybettirmekten bahsedenlerin hizmet konusunda en ufak bir fikirlerinin olmadığı gibi, 'büyük fotoğraf' konusunda bizlerden farklı düşündükleri, açık.
Sadece pahalılık üzerinden mutfaklarımıza ve cebimize saldıranlara tek bir söz bile etmeyenlerin, tanzim satışları itibarsızlaştırmaya çalışmaları bile, ne mal olduklarını anlamaya yeterli...
Ancak küskünlükleri sebebiyle sandık başına gitmeyeceklerin ve hele bu tavırlarını bir tür husumete çevirip başka partilere teveccüh gösterebileceklerin, kısa süre içinde ciddi bir pişmanlıkla yüz yüze geleceklerinin de altını çizmek gerek.
Ketlerimizdeki hizmetlerin aynen devam edeceği ve herhangi bir kayba uğranmayacağı düşüncesi, küskünlerin başlıca bahanelerinden birisidir.
Ancak hizmetin bir zihniyet meselesi olduğunu ve çöp dağları, çamur ve çukurlarla dolu yollar ve susuzluk gibi ihtimallerin çok uzak olmadığını, hiç ama hiç unutmamak gerek... Tabii bugün verilecek oyların, Türkiye'nin yürüyüşünü olumlu ya da olumsuz etkileyeceği de hiç hatırdan çıkarılmamalı.
İllerimiz, ilçelerimiz ve beldelerimizi yönetecek insanları dikkatli bir şekilde seçelim ki, sonra "Elim kırılsaydı..." ile başlayan cümleler kurmayalım inşallah...