Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 23 Nisan 2018

‘Başarı’ tek ölçü!..

Türkiye otoyollar, duble yollar, tüneller, üst geçitler, asma köprüler, yeni havalimanları ve benzeri yatırımlar yapmayabilirdi. Birilerinin durduracaklarını söyledikleri bu tür yatırımlar yapılmamış olsaydı ne olurdu sorusunun cevabını hepimiz biliyoruz...
Sadece Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Geçidi ve Marmaray'ın olmadığı bir İstanbul'un trafiğinin ne halde olabileceğini düşünmek bile, yatırımların önemini yeteri kadar gösteriyor aslında.
Ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine hemen her yerde yapılan yatırımlarla geçilmez yolların geçilir, aşılmaz dağların aşılır hale getirilmesinin sağladığı faydaları hep beraber müşahede ediyoruz.
Mevcut havalimanlarının yoğunluğu ve gittikçe yükselen talebe ek olarak ülkemizin ulaşım açısından stratejik öneminin zorladığı Yeni Havalimanı'na karşı olmanın, bundan negatif etkilenecek diğer ülke havalimanlarını savunmak manasına gelmesi de, meselenin bir başka yönü.
Hepimizin hayatını kolaylaştıran yatırımların ülkemizin artan ekonomik hareketliliğine uygun bir şekilde yürütüldüğü, malum. Aynı şekilde bu hareketliliği artırdığı ve artıracağı da...
Bazılarının bilgisizlik sebebiyle karşı çıktıklarını varsaysak bile, yatırım karşıtlarının önemli bölümünün niyetleri farklı. Milletimizin zenginliklerini kendi kasalarında isteyen dış ve iç rantiyenin, yatırımlara karşı olanların başını çektikleri, açık. Onlar bu paraları kendi kasalarına istiyorlar çünkü...
Yatırımların bir bölümü ile alakalı olarak uygulanan 'yap-işlet-devret' sistemini eleştirenlerin de, devlete 'neden yüksek faizle borç alarak bu yatırımları yaptırmadın' demek isteyip istemedikleri, konunun önemli yönlerinden birisi.
On milyarlarca dolarlık yatırımların devlet tarafından alınacak borçlarla yapılacak olmasının alternatif maliyetinin ne olacağını çok iyi bilen bu çevreler, ekonomik teslimiyeti savunmaktan başka bir şey yapmıyorlar...

ENGELLERE SON!..
24 Haziran'da yapılacak seçimler sonrası Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devreye girmesi köklü değişiklikler getirecek.
Güçler ayrılığı konusunda çok söz edilse de, yakında artık eski diyeceğimiz mevcut yapıda Yürütme'nin işlerine, Yasama ve özellikle de Yargı üzerinden yapılan müdahalelerin haddi hesabı yoktu.
Tayinler başta olmak üzere Yargı'nın Yürütme'nin tasarruflarına müdahale alışkanlığı, yönetim kademelerinin ciddi problemlerinden birisiydi.
İdare'nin 10. defa görevden aldığı bir yöneticiyi 11. defa görevine iade etmek gibisinden davranışlar vakayi adiyedendi mesela.
Denge ve denetleme denilen mekanizmalar 'engellemek' için kullanılıyordu yani...
Milletimizden 5 sene için görev isteyecek Cumhurbaşkanının, her konuyu en iyi bilenler arasından oluşturacağı hükümeti ile görev süresini söz verdiklerini gerçekleştirmekle geçireceği açık. Sonraki beş sene için görev istemenin yolu buradan geçiyor çünkü.
Bu sebeple, yönetimle ilgili bütün kurum ve kuruluşlarda başarının esas alınacağı, başarısızlık konusunda hiçbir mazeretin kabul edilmeyeceği bir sisteme geçiyoruz.
Şu veya bu bölgeden ya da filan ilden değil, sahasını en iyi bilenlerden seçilecek bakanların başarıya ulaşabilmek için koşacakları ve kadrolarını da koşturacakları bir yönetim sistemi bu.
Gerekenlerin gerektiği gibi yapılmasına kimsenin mani olamayacağı bir yönetim sistemine doğru gidiyoruz yani...
Cumhurbaşkanımızın sıklıkla vurguladığı gibi, 'Türkiye'nin sıçrayarak yoluna devam etmesini sağlayacak' Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni istemeyenlere 24 Haziran'da gereken cevabı vermek, bizlere düşüyor...