Karanlık dünya

Eklenme Tarihi 30 Nisan 2025

HABERİ
SESLİ DİNLE

00:00 00:00
Tüm Sesli Haberler

KÜRESEL sermayenin lideri olan dünyanın en zengin ailesine ait The Economist dergisi, 2020 kapağında gelecekle ilgili tahminlerde bulunuyor. "Bütün elektronik sistemler çökecek ve dünya karanlığa gömülecektir" diyor. 2024 yılında da "Avrupa'yı büyük enerji krizi bekliyor.
Karanlık günler yakında" mesajını veriyor.

Trump'ın adını dünya bilmezken "Başkan olacağını" dahi duyuran ünlü Simpsonlar çizgi filmin 1998 yapımı "Springfield'ın Son Günü" adlı bölümünde de ilginç öngörüler ortaya atılıyor.

Arabaların çalışmadığı, cep telefonlarının sinyal almadığı, nükleer santrallerin devre dışı kaldığı, insanların tamamen elektriksiz bir dünyaya adapte olmaya çalıştığı bir senaryo izleyiciyle buluşturuluyor.

Simpsonlar, 2023'te yayınlanan başka bir bölümünde de tarih veriyor. Karakterlerden biri "2025'te dünyanın enerji kıtlığına gireceğini ve karanlığın yaşanacağını" ifade ediyor. Ve derken dünya önceki gün Fransa, Belçika, Portekiz ve İspanya'nın da bulunduğu çok sayıda Avrupa ülkesinde elektrik kesintileri yaşandığı haberleri ile sarsılıyor.

Sistemler çöküyor, metrolar boşaltılıyor, koca şehirler karanlığa gömülüyor ve hayat duruyor.

Digital çağ başlangıcında, siber savaşlar ve saldırılar tavan yapıyor. Yepyeni bir dünyaya ve seyri değişen savaşlar dönemine giriyoruz.

Amerikalı Bob Woodward yaklaşık 5 yıl önce ABD başkanı ile yaptığı röportajda Trump'ın "Bu ülkede daha önce kimsenin denemediği çok gizli bir nükleer sistem üzerinde çalışıyoruz" dediğini kitabına taşıdı.

Bu silah ne olabilirdi?

Askeri uzmanlar bu soruyu o dönemde haftalarca tartıştı. Aynı Trump, 20 gün önce "Kimsenin bilmediği, ne olduğunu bile anlamayacakları silahlarımız var" diyerek dünyaya gözdağı verdi.

Yeni Dünya Düzeni kurulacaksa dünyanın karanlığa bürünmesinden ve kaosa girmesinden tutun, tüm gizli elektro manyetik silahların hatta Trump'ın açıkladığı "Kimsenin bilmediği silah"ın da görücüye çıkması gerekiyor.

Denenmeli, test edilmeli ve dünyaya gücün gösterilmesi gerekli. Güçlü ülkelerin askerleri ve perde arkasından ülkeyi yöneten derin yapıların derin adamları hep böyle düşünür.

Nitekim 1.Dünya Savaşı'nda Yeni Dünya Düzeni'ni kuran İngiltere'nin hegomonyası 2.Dünya Savaşı'nda yıkıldı. ABD Japonya'da Atom Bombasını görücüye çıkararak "Dünyaya GÜÇ gösterisi" yaptı ve "Artık Yeni Dünya Düzeninin Patronu benim" diyerek İngilizleri kenara attı.
Şimdi aynı ABD'nin yeni başkanı "Yeni Dünya Düzeni tekrar kuruluyor" diyerek eskiyen yapının kenara atılacağını vurgularken "Kimsenin bilmediği ve anlayamayacağı çok gizli silahtan" bahsediyor.

Ülkeleri karanlığa sokarak, araçlardan, cep telefonu ve bilgisayarlara kadar tüm sistemleri çökertecek test saldırılarını mutlaka yapacaklardı.
Ve bir baktık bu testlerin başlangıç noktası Avrupa çıktı. Kimsenin bilmediği gizli silahı da mutlaka bir yerde test ederek gözdağı vereceklerdir.
Ben bu silahın Yemen'de deneneceğini ve tüm dünyaya muazzam bir GÜÇ gösterisi yapılacağını düşünüyorum. Çünkü Yemen şu anda ABD açısından en verimli test merkezi haline çok ilginç bir şekilde dönüşüverdi.

Hatta bir hafta önce Amerikan uçak gemisinin Yemen'den atılan füze ile vurulduğu bile ortaya atıldıysa, bu yeni silahların bu ülkede denenmesi için zemin oluşturulması anlamına geliyor demektir.

Dünyayı bambaşka günler bekliyor. Rusya ve Çin uzayda uyduları süpürüp yok edecek silahlar üzerinde çalışıyor.

Uzay yüzbinlerce uydu arenasına dönüşüyor.

Atmosferin binlerce km. üzerinden uydularla lazer kullanarak şehirleri yutma ve ortadan kaldırma çalışmaları yapılıyor. Hiç tahmin edemeyeceğimiz silahlarla tanışacağımız günler yaklaşıyor. Böyle bir ortamda biz ne yapmalıyız? Enerjimizi kısır iç tartışmalarla mı geçirmeliyiz? Hayır...

Tabii ki çok çalışmak zorundayız. İnsansız hava araçlarımızla ve savunma sanayiimiz ile başlayan büyük hamleleri daha da yukarılara taşımak hayati önem taşıyor. Uzayda yerimizi daha fazla almak artık bir zorunluluk ve milli güvenlik sorunu haline geldi.

O yüzden BAYKAR gibi uzay projelerini de gündemine alan yerli ve milli şirketlerimizin hızla çoğalması, uzaya yerli ve milli uydularımızın fırlatılması bizi sevindiriyor. Bavullarla otellerde gezenlerle değil uydularla, lazer ve ileri teknoloji silahlarla uzayda gezenlerle, bunların hayalini kurup, proje üretenlerle, vizyon, proje ve öngörü sahibi olanlarla her daim yola çıkmak artık bizim için kaçınılmaz bir sorumluluk. Dünyada her zaman çok çalışan ve güçlü olan kazanır.

Unutmayın bu ülkede savunma sanayiini yargılamaktan bahsedenler, "Ne işimiz var uzayda" diye çığlık atanlar iktidarı istiyor. Allah bize bu vizyonsuzların sürükleyeceği karanlık günlerini yaşatmasın İnşallah.