![](https://iatkv.tmgrup.com.tr/ae2217/0/0/0/0/800/557?u=https://itkv.tmgrup.com.tr/2024/05/15/baskan-erdogandan-tbmmdeki-grup-toplantisinda-onemli-aciklamalar-1715766749375.jpeg)
Aceleye getirmeden ama çok da fazla uzatmadan istişari temasları bitirip, somut adımlar atılmasında fayda görüyoruz. Biz, sonuna kadar yapıcı ve uzlaşmacı tutumumuzu koruyacağız. Önümüzde, inşallah kesintisiz bir 4 sene daha var. Bu 4 yılın her gününü, ilk günkü heyecanla, ilk günkü aşkla dolu dolu geçirecek; Allah'ın izniyle, ülkemizi her alanda yeni seviyelerle, yeni rekorlarla buluşturacağız. Türkiye'nin son 21 yılına mührünü vurmuş bir kadro olarak, gelecek asrına da eserlerimiz ve projelerimizle inşallah biz istikamet çizeceğiz."
"31 MART SEÇİMLERİ BİR GÜVEN OYLAMASI DEĞİLDİR"
Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerinde aziz milletin, iktidar olma yetkisini kendilerine tevdi ettiğini, 10 ay sonrasında 31 Mart yerel seçimlerinde ise kendilerine bir ikazda bulunduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, "31 Mart seçimleri bir güven oylaması değildir. Seçmenin, ülkenin idaresine ilişkin tercihlerinde bir kırılma, bir değişiklik olmamıştır. Önce 14 Mayıs'ta, 2 hafta sonra 28 Mayıs'ta seçmen kararlı bir şekilde hükümeti Cumhur İttifakı'na emanet etmiş, yerel seçimde tercihini sandığa farklı şekilde yansıtmıştır. Bu ikisini birbirinden ayırmak durumundayız." düşüncesini dile getirdi.
Milletin 31 Mart'ta verdiği mesajı duymazdan gelmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz o mesajı aldık, gereğini de yapmaya başladık. Ancak milletin, AK Parti'den ya da Cumhur İttifakı'ndan desteğini çektiğini zannedenler fena halde yanılırlar. Bu yanılgıya özellikle sizler düşmeyeceksiniz. Bakanlarımız, milletvekillerimiz, bütünüyle teşkilatımız, aziz milletimizin bize 14 Mayıs'ta yüklediği emanetin idrakinde olacağız. Bu emanetin bize 5 yıllığına yüklendiğinin farkında olacağız. Hiç sağa sola bakmadan; işimize, hedeflerimize kilitlenecek, milletimizin yüklediği emanetin inşallah hakkını vereceğiz. Bu noktada, içimizde, kadrolarımızda, eğer yanlış değerlendirmeler yapanlar, milletin mesajını yanlış okuyanlar varsa, atalete veya tembelliğe tevessül edenler olursa, onlarla, hiç tereddüt etmeden yollarımızı ayırırız."
Erdoğan, partisinin çalışma usulünün belli olduğunu söyleyerek, "Hemen yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklıyız. Hemen yarın milletimiz tarafından hesaba çekilecekmiş gibi çok çalışırız. Aynı zamanda, biz hiç seçim olmayacakmış gibi, süreye bakmadan, tarihe bakmadan, kendimizi seçim tarihleriyle kısıtlamadan çalışan bir kadroyuz. Şunu çok net ifade etmek isterim; Ne teşkilatımızda, ne de bürokrasi kadrolarında, rehavete, tembelliğe, gevşemeye, isteksizliğe, gönülsüzlüğe asla ve asla tahammülümüz olamaz. Son 21 yılda çetin mücadeleler sonucu gerilettiğimiz bürokratik vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz." dedi.
"BURADAYIZ DİMDİK, SAPASAĞLAM AYAKTAYIZ"
Başkan Erdoğan, son dönemde gündeme gelen her hadiseyi tüm boyutlarıyla, en ince detayına kadar takip ettiklerini belirterek, "Kanunun dışına çıkan; hatası, kastı veya marazı olan kim varsa, hukuk zemininde hesabını mutlaka soruyoruz. Ülkeye ve millete karşı vazifesini yapmamanın hiçbir bahanesi olmaz. Bizim için her bir saniye, milletimizin emanetidir; o her saniyeyi milletimiz için sarf etmek boynumuzun borcudur." diye konuştu.
![](https://iatkv.tmgrup.com.tr/d39fe9/0/0/0/0/800/533?u=https://itkv.tmgrup.com.tr/2024/05/15/baskan-erdogandan-tbmmdeki-grup-toplantisinda-onemli-aciklamalar-1715771040976.jpg)
Son 22 yılda, AK Parti ve hükümetleriyle ilgili karamsar ve kötümser senaryolar yazanların olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bize süre biçenler oldu. Bize, gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu. 'Bu iş bitti' deyip yolunu değiştirenler oldu. Bu davaya ihanet edenler oldu. Korkanlar, ürkenler, hırslarına yenilenler oldu. Onlar şimdi yoklar, esameleri okunmuyor; unutulup gittiler. Ama Allah'a hamdolsun, biz buradayız; dimdik, sapasağlam ayaktayız. Dava burada ve inşallah yarın da burada olacak. Mevla ömür, milletimiz de yetki verdikçe burada olmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Türkiye'de siyasetin bir "yumuşamaya" ihtiyacı olduğunu; bu konuda her zaman olduğu gibi üzerlerine düşeni yaptıklarını, yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, hiçbir zaman kutuplaşmanın, gerilimin, kamplaşmanın tarafı olmadıklarını, olmayacaklarını belirtti.
Erdoğan, Türkiye'yi bir ve beraber gördüklerini, hiçbir ayrım yapmadan bütün olarak 85 milyonun tamamını kucakladıklarını söyledi.
Milletin her bir ferdini "Türkiye ortak paydası"nda buluşturmak için büyük mücadeleler verdiklerine işaret eden Erdoğan, siyasetlerini gerilim ve kutuplaşma üzerine değil hizmetler, hedefler, projeler, yatırımlar üzerine inşa ettiklerini dile getirdi.
Haksızlık, adaletsizlik karşısında öfkelendiklerini, milletle irtibatlarında her zaman kucaklayıcı ve kuşatıcı olduklarının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Temennimiz odur ki önümüzdeki 4 yıl gerilimle değil karşılıklı hoşgörüyle geçsin. İstiyoruz ki muhalefet yıkıcı, kırıcı değil yapıcı olsun. Arzumuz odur ki Türkiye'nin meseleleri siyasetin günlük polemiklerinin üzerinde ele alınsın. Biz, milletimizin de takdir ve talep ettiği bu iklimin Türk siyasetinin normali haline gelmesini ümit ediyoruz. Siyaseti yüksek gerilim hattına hapsetmek isteyenler her zaman olacaktır ama olmasını istemiyoruz. FETÖ'ye diyet borcunu ödemek için 'Yenikapı ruhunu' baltalayanlar, görüyoruz ki asla boş durmuyor. Siyasetteki tüm sermayesi köken, meşrep, inanç, bunun üzerinden insanları ayırmak olanların nereye varmaya çalıştığının idrakindeyiz. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz. Ne kadar çirkinleşirse çirkinleşsinler, biz o tuzağa düşmeyeceğiz."
Erdoğan, kendilerine yakışanın ağırbaşlılık, tevazu ve hoşgörü olduğunu vurguladı.
"CUMHUR İTTİFAKI DAHA DA GÜÇLENEREK YOLUNA DEVAM EDECEK"
"Başkaları ne yaparsa yapsın, biz kucaklayıcı ve kuşatıcı olacağız." diyen Erdoğan, şunları ifade etti:
"Partimizin kapıları, ilkeleri, bizim ilkelerimizle örtüşen herkese açıktır. Biz milletimizin, devletimizin çıkarları için kin tutarız ama siyasette kin kavramını asla kabul etmeyiz. İhanete varmayan her dostluk bizim için bakidir. Yeter ki samimiyet olsun, hüsnüniyet olsun, ülkeye ve millete hizmet derdi olsun. Diğer her şey bir şekilde hal yoluna koyulur. Siyasette yumuşama iklimini kara kışa çevirmeye çalışanlar olduğunu, Cumhur İttifakı surlarında gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Daha önce de bu tarz teşebbüslerle karşılaştık. Allah'a hamdolsun hepsinden güçlenerek çıktık. İnşallah yine aynısı olacak. Fitne ve nifak odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı daha da güçlenerek, saflarını sıklaştırarak, dayanışmasını artırarak yoluna devam edecek. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için omuz omuza çalışmayı her zamankinden daha adanmış şekilde sürdüreceğiz."
![](https://iatkv.tmgrup.com.tr/677030/0/0/0/0/800/552?u=https://itkv.tmgrup.com.tr/2024/05/15/baskan-erdogandan-tbmmdeki-grup-toplantisinda-onemli-aciklamalar-1715771050520.jpg)
Erdoğan, dünya genelindeki Filistinliler ve kendileri için 15 Mayıs'ın anlamlı bir gün olduğunu söyledi.
Bugünün "büyük felaket" anlamındaki Nekbe'nin 76. yıl dönümü olduğunu aktaran Erdoğan, Osmanlı'nın Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalmasının ardından İngilizlerin himayesinde siyonistlerin toprakları işgale başladığını anlattı.
Filistin topraklarındaki ilk kitlesel katliamın, 1918'de Osmanlı'nın çekilmesiyle başladığına işaret eden Erdoğan, siyonist çetelerin, siyonist terör örgütlerinin, toplu cinayetler işleyerek Filistinlileri topraklarından sürdüğünü ve göç etmek zorunda bıraktığını dile getirdi.
"ER YA DA GEÇ FİLİSTİNLİLER EVLERİNE DÖNECEKLER"
Erdoğan, o dönem yüz binlerce Filistinlinin yanlarına sadece evlerinin anahtarlarını alarak, Lübnan'a, Ürdün'e, Suriye'ye ve diğer bölge ülkelerine gittiğini, mülteci kamplarında zor bir hayata başladığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kalanların durumu gidenlerden daha kötüydü. 14 Mayıs 1948'de İsrail devleti kuruldu ve işgal, soykırım politikaları artık bir devlet politikası olarak sürdürüldü. İşte Filistinliler, İsrail devletinin kurulmasının hemen ertesi günü, 15 Mayıs'ı, 'büyük felaket' yani 'Nekbe' olarak ilan ettiler ve her yıl 15 Mayıs'ta, evlerine, bağımsızlıklarına kavuşma umudunu tazeliyorlar. Bu Nekbe gününde, tüm Filistinli kardeşlerimize kalpten selamlarımızı gönderiyorum. Nekbe'nin acısını en az onlar kadar yüreğimizde hissediyoruz. Nekbe'nin yıl dönümünde, en az onlar kadar umudu muhafaza ediyoruz. Er ya da geç Filistinliler evlerine dönecekler. Er ya da geç Filistinliler, yastıklarının altında muhafaza ettikleri ve nesilden nesile emanet bıraktıkları o anahtarlarını kullanacak ve inşallah kendi evlerine, yuvalarına kavuşacaklardır."
Hitler'in, Yahudi soykırımını yaparken yalnız olmadığını söyleyen Erdoğan, o dönem Avrupa'daki çok sayıda ülkenin Hitler'i desteklediğini belirtti.
"Hitler, acımasızca katliam yaparken, soykırım yaparken, kendisini çok güçlü, çok kudretli, yenilmez hissediyordu. Ne oldu? Kafasına bir kurşun sıktı, yanmış cesedi Almanya gibi harabeye dönmüş sığınağında bulundu." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
![](https://iatkv.tmgrup.com.tr/19d15b/0/0/0/0/800/533?u=https://itkv.tmgrup.com.tr/2024/05/15/baskan-erdogandan-tbmmdeki-grup-toplantisinda-onemli-aciklamalar-1715771051523.jpg)
"Aynı şekilde Bosna'da, Bosna Sırplarının lideri Mladic, Karadzic, Bosna'da kıyım yaparlarken Avrupa ve birçok ülke arkalarındaydı. Birleşmiş Milletlerin güya koruması altındaki Srebrenitsa'da soykırım yaparken dünyanın güçlü ülkeleri arkalarındaydı. Dünyanın gözü önünde 8 bin 372 Boşnak kardeşimizi şehit ettiler. Yenileceklerini asla düşünmüyorlardı. Bir gün hesap vereceklerini hiç hesaba katmıyorlardı. Ne oldu? Yakalandılar, mahkemeye çıktılar ve bir zamanların o kudretli politikacıları, o soykırımcı generalleri hesap verdiler, şimdi hapiste ölümü bekliyorlar. Er ya da geç, Gazze Kasabı Netanyahu'yu ve onunla birlikte Gazze'de soykırıma ortak olanları da unutmayın aynı akıbet bekliyor. Göreceksiniz, döktükleri her damla kanın hesabını mutlaka verecekler. Vahşice katlettikleri 35 bin Filistinlinin, yaralanan ve uzvunu kaybeden 80 bini aşkın Gazzelinin ahı bunların peşini asla bırakmayacak. Biz de soykırımcıların hukuka hesap vermesi için enselerinde olacağız."
"KİMSE BİZDEN SUSMAMIZI BEKLEMESİN"
Gazze soykırımın hesabı sorulmadan dünyanın huzura kavuşamayacağını ve temiz kalamayacağını ifade eden Erdoğan, tüm dünyanın bu hakikati kabullenmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, "Kimse bizden susmamızı, sözümüzü yumuşatmamızı beklemesin. Bunlar cani oldukları kadar küstahlar, barbar oldukları kadar da şımarıklar." dedi.
Filistin'de bombalarla mermilerle en ölümcül silahlarla keskin nişancılarla açlıkla susuzlukla insanların öldürüldüğüne işaret eden Erdoğan, İsrail'in hastaneleri ve ambulansları hedef aldığını anımsatarak, "İnsanları evlerinden çıkarıp güya güvenli bölgelere yönlendirdiler, güvenli bölgelerde sivil katlettiler. Yardım için, bir parça ekmek için koşuşan insanları öldürdüler. Annelerine, evlatlarının parçalarını toplattılar. Tarihte bunun örneği yok." şeklinde konuştu.
Uluslararası mahkemenin baskı altına alınmaya çalışıldığına işaret eden Erdoğan, "Birlemiş Milletler kürsüsünden Birleşmiş Milletler Şartı'nı parçalayarak güya dünyaya meydan okuyorlar. Nesin sen ya? Orada o ufak kağıt makinesinin içerisinde onu parçalamak suretiyle bu işten yırtacağını mı zannediyorsun? Bunun bedelini ödeyeceksiniz. Filistin'e destek veren profesörleri, öğrencileri açıkça tehdit ediyorlar. Ellerindeki devasa medya ve lobi gücünü kullanarak herkesi susturmaya teşebbüs ediyorlar. Antisemitizm yaftası vurduklarında, insanların korkacağını, geri adım atacağını zannediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, insanlık bu katillerin yakasını bırakmayacak. İnsanlık bıraksa dahi biz bu katillerin, bu soykırımcıların, bu gözü dönmüş cinayet şebekesinin peşini bırakmayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
![](https://iatkv.tmgrup.com.tr/3b9c0e/0/0/0/0/800/544?u=https://itkv.tmgrup.com.tr/2024/05/15/baskan-erdogandan-tbmmdeki-grup-toplantisinda-onemli-aciklamalar-1715766738583.jpeg)
"HAMAS, GAZZE'DE ANADOLU'NUN İLERİ HAT SAVUNMASINI YAPIYOR"
Erdoğan şöyle devam etti:
"Şimdi Hamas'ı destekliyoruz diye, Hamas'a sahip çıkıyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Yahu sizde hiç mi vicdan yok, hiç mi insafınız kalmadı? Gazze'de açlıktan ölmek üzere olan masum yavrulara yardım götüren tırlara bile tahammül edemeyenleri savunacak kadar, bu terörü, bu terör devletini savunacak kadar mı ruhunuzu, kimliğinizi, kişiliğinizi kaybettiniz? Sanmayın ki İsrail Gazze'de duracak. Sanmayın ki Ramallah güvenlik içinde olacak. Bu azgın devlet, bu terör devleti, eğer durdurulmazsa 'vadedilmiş topraklar' hezeyanıyla gözünü er ya da geç Anadolu'ya dikecek. İsrail, Gazze'de sadece Filistinlilere saldırmıyor; bize saldırıyor bize. Hamas, Gazze'de, Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı? Ben Hamas'ı Kuvayımilliye'ye benzetince rahatsız olanlar var. Neden rahatsız oldunuz? Kuvayımilliye'ye de affedersiniz, eşkıya demediler mi, asi demediler mi, isyancı demediler mi, hain demediler mi, şaki demediler mi? Bugün Hamas'a terör örgütü diyenler, 100 yıl önce olsa, inanın, Kuvayımilliye'ye de terör örgütü diyecekler, asi, şaki, hain diyeceklerdi."
Türk milletinin her zaman mazlumun, mağdurun, garibin, gurebanın yanında durduğunu belirten Erdoğan, özellikle de istiklali için, özgürlüğü için, vatanlarını korumak için mücadele edenlerin yanında durduğunu söyledi.
Başkan Erdoğan, "Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu'yu savunan Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz. Ruhunu, aklını ve vicdanını siyonist katillere kiraya verenlere asla itibar etmeyeceğiz." dedi.
Anneler Günü'nde 81 ilde Filistinli anneler için "susmayacağız" diyerek örnek bir duruş sergileyen AK Parti Kadın Kollarını tebrik eden Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları Üniversiteler Teşkilatını da 60'tan fazla üniversitede gerçekleştirdiği barışçıl Filistin'e destek eylemleri için ayrıca kutladı.
"HAK BİLDİĞİMİZ, İNANDIĞIMIZ KUTLU YOLDA AZİMLE VE SABIRLA YÜRÜYECEĞİZ"
Türkiye'nin, mazlum ve mağdurların umudu haline dönüşmesinden emperyalistlerin rahatsız olmasını anlayabildiklerini kaydeden Erdoğan, insani değerleri ve adaleti merkeze alan politikalarıyla Türkiye'nin, yüzyıllardır devam ettirilen sömürge düzenine çomak soktuğunu söyledi.
"Dünya beşten büyüktür" tespitinin ne kadar doğru olduğunun yaşanan her krizde bir kez daha ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, "Bu çağrımızın Afrika'dan Asya'ya iradeleri yok sayılan ülkelerde günden güne daha fazla makes bulduğunu görüyoruz. Türkiye, giderek bir cazibe, bir çekim merkezi haline gelmektedir. Ülkemize yönelik propagandaların artmasının gerisindeki sebeplerden biri de işte budur." ifadelerini kullandı.