İstanbul Büyükşehir Belediyesinde suç işlenmişse, teröristler bir diyet programı kapsamında işe alınmışsa bunun birinci derecede sorumlusu temsili olarak şube müdürü Ahmet, daire başkanı Mehmet değil bal gibi, buz gibi Belediye Başkanı olan zattır. Bu kapsamda herkes teftiş cihetiyle ulaşılacak sonucu beklemelidir. Suç sabit görülür, suçlular tespit edilirse bundan sonraki etap mahkemelerdir. Bu süre zarfında teröristlerin işe girdiği belge ve bilgilerle bir rapor formatına bağlandıktan sonra, Büyükşehir Belediye Başkanı'nın sadece mahkeme huzuruna çıkması yetmez, görevinden alınması şarttır, adaletin icabıdır, hitamında sorumluluk Büyükşehir Belediye Meclisine aittir."
"HAYAT PAHALILIĞI KADERİMİZ DEĞİLDİR"
Özellikle ekonomik temelden ve teorik gerçeklerden kopuk kur ve fiyat artışlarının, Türkiye'nin belini kırmak, huzur ve refah ümitlerini kesintiye uğratmak için projelendirildiğini belirten Bahçeli, ekonomik operasyonlara, siyasi oyunlara, diplomatik tuzaklara karşı milletle aynı çizgide, devlete aynı mevzide, hükümetle aynı siperde olduklarını ifade etti.
Bahçeli, 20 Aralık tedbirleri vasıtasıyla döviz kurundaki düşüşlerin aynı oranda fiyatlar genel düzeyine yansıması, vatandaşların temel mal ve hizmet ihtiyaçlarının fiyatlarında indirime gidilmesinin, adil ve ahlaki beklenti, ekonomik güvenliğin de bir gereği olduğunu vurguladı.
Devlet Bahçeli, yüzde 13,58'lik aralık ayı tüketici enflasyonuyla 2021 yılında kümülatif enflasyon oranının yüzde 36,08'e tırmandığına işaret ederek "Salgın döneminin pek çok olumsuz tesiri kadar döviz kurundaki artışlar da maalesef enflasyonu tetiklemiş, arzu etmediğimiz seviyelere ulaştırmıştır. Elbette enflasyonun üstesinden hep birlikte geleceğiz. Hiçbir vatandaşımızı bu canavara ezdirmeyeceğiz. Hayat pahalılığı kaderimiz değildir. Dar ve orta gelirli insanımızın elinden tutmak başlıca vazifemizdir." diye konuştu.
"BU SÖKEN ŞAFAK ONUN VE YANDAŞLARININ KARANLIĞI OLACAKTIR"
Tespit edilen yüksek asgari ücretin yanı sıra, açıklanan memur ve emekli maaş zamlarının hakikaten sevindirici, refah açısından önemli bir gelişme olduğunu dile getiren Bahçeli, "Enflasyona karşı milli irade teyakkuzdadır. Memurlarımıza toplamda yüzde 30,5 oranında zam yapılması, hiçbir emeklimizin 2 bin 500 liranın altında maaş almayacak olması memnuniyet vericidir, kriz tellallarını da ters köşeye yatırmıştır. İlerleyen aylarda faiz, enflasyon, döviz kuru inşallah makul ve istikrarlı seviyelere gerileyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin, tarafı olduğu zorlu mücadeleyi kazanacağını, siyasi gücünü ekonomik bağımsızlıkla perçinleyeceğini dile getiren Bahçeli, "Kamu kurumlarının kapısında siyaset yapan tükenmiş ve tüfeyli CHP Genel Başkanı ne derse desin, zilletin diğer paydaşları ne yaparsa yapsın, Türkiye büyüyecek, kalkınacak, zenginleşecek; yatırım, üretim, ihracat, istihdam, cari fazla seferberliğiyle Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü Allah'ın izniyle taçlanacaktır." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Şafak sökecek" dediğini aktaran Bahçeli, "Elhak doğrudur ancak bu söken şafak onun ve yandaşlarının karanlığı olacaktır." ifadesini kullandı.
YUNANİSTAN, FRANSA'DAN ALDIĞI SAVAŞ UÇAKLARINA, SAVAŞ GEMİLERİNE FAZLA GÜVENMEMELİDİR.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Ege Denizi'ne fitne serpiştirenlerin sonu hüsran, zalim emellerin sonucu hezimettir. Yunanistan, Fransa'dan aldığı savaş uçaklarına, savaş gemilerine fazla güvenmemelidir. Türk'ün çelikten iradesi havada, karada veya denizde, kim nerede istiyorsa, muhasım odakları yakıp yıkmaya, ekin gibi biçmeye yetecektir." dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "ağzının dikişleri patlamış CHP'li bir grup başkanvekilinin", Kuran kursları için "Orta Çağ zihniyeti" diyerek ucuz, uydu, köhne, din dışı bir bühtanda bulunduğunu söyledi. Bunu, Müslüman Türk milletine karşı söylediğini ifade eden Bahçeli, "bu iflah olmaz ümminin ya Orta Çağ'ı bilmediğini ya da Kur'an-ı Kerim'den habersiz olduğunu, klasik ve klişeleşmiş CHP üslubunun nüksettiğini" savundu. "İnanıp inanmamak herkesin kendi bileceği bir şeydir. Ancak dinimize laf söyletmeyiz, imanımıza söz ettirmeyiz, kitabımıza, Orta Çağ zihniyeti diyen kalpsizlerin, kemiksizlerin bühtanlarını da yanlarına bırakmayız." diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu saygısız ve edepsiz sözden dolayı CHP Genel Başkanı'nın aziz milletimizden derhal özür, Allah'tan da af dilemesini bekliyoruz. Bunlara sorsak istismar çarkını çevirip, kurumuş bir çeşmede abdest aldıklarını, devamında ihmal paşa camisinde namaz kıldıklarını söyleyecek kadar cümle aleme rezil olurlar. Din bilmezler, diyanet tanımazlar. Namazda okunan Kunut dualarını ayet sanan, belli ki Cuma namazını da kazaya bırakan zihniyet, işte bu bozuk CHP zihniyetinin ta kendisidir. Allah bunlardan milletimizi de ülkemizi de korusun diyorum. Kuran-ı Kerim'e, haşa kara çalmaya teşebbüs etmek köksüz ve kifayetsiz bir gevezenin en büyük günahlarından birisidir. Mesleği müfterilik olan bu sefilin yatacak ve sığınacak yeri de yoktur. Bu nedenle CHP zihniyeti mağlup olmaya mahkumdur."
"PARTİMİZİN SİMGELERİNİ KULLANIP..."
Bahçeli, 2022 yılında göç ve göçmen probleminin, ülkelerin, uluslararası kuruluşların müşterek iradesiyle çözüme kavuşturulması ertelenemez bir hedef olması gerektiğini vurgulayarak Türkiye'ye sığınan Afgan ve Suriyeli sığınmacıların, kendi ülkelerinde güvenli, huzurlu ve istikrarlı bir ortamın inşasından hemen sonra geri dönüşlerinin gönüllü şekilde ikmal ve idamesinin, milli bir zaruret olduğunu belirtti.
Ancak Türkiye'ye sığınmış suçsuz, günahsız kişiler üzerinden provokasyon ortamı imal etmeye kalkışmanın, sorumsuzluk ve sağduyu noksanlığının yanında, manası ve maksadı itibarıyla Türkiye düşmanları tarafından sipariş edilen örtülü bir operasyon çeşidi olduğunu söyleyen Bahçeli, "Bu operasyona alet olanların iç barış ve huzur ortamından rahatsızlık duyan görevli ajanlar olduklarına şüphe yoktur. Buradan herkesi uyarıyorum, partimizin simgelerini kullanıp çeteleşmeye, bu suretle sokak eylemlerine heves edenlerin enselerinde kesinlikle nefesimiz olacaktır, yaptıklarına da pişman edecek hukuk ve kolluk gücü devletimiz de bulunmaktadır." diye konuştu.
"EGE DENİZİ'NE FİTNE SERPİŞTİRENLERİN SONU HÜSRANDIR"
Yunanistan'ın silahlanma yarışının, Türkiye'yi tehdit olarak değerlendirip Ege'de Lozan'ı ve uluslararası hukuku çiğnemesinin, Güney Rum Kesimi ile eşgüdüm halinde Türkiye'nin deniz yetki alanlarına musallat olmasının, hazmedilemez ilkel tahakküm hamleleri olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarma konusunda sürekli fırsatçılık yapması, haydut devlet olma yolunda hızla ilerlediğini göstermektedir." dedi.
"PKK'ya, FETÖ'ye kucak açan, bunlara kamp kuran bu kiralık uşak devlet, sabrımızı daha fazla test etmekten acilen vazgeçmelidir." ifadelerini kullanan Bahçeli, "Ege Denizi'ne fitne serpiştirenlerin sonu hüsran, zalim emellerin sonucu hezimettir. Yunanistan, Fransa'dan aldığı savaş uçaklarına, savaş gemilerine fazla güvenmemelidir. Türk'ün çelikten iradesi havada, karada veya denizde, kim nerede istiyorsa, muhasım odakları yakıp yıkmaya, ekin gibi biçmeye yetecektir. Hiç kimse bize güç gösterisi yapmasın, korkakça tehdit savurmasın. Ege ya barış ve huzur denizi olacaktır ya da Türk milleti yeni bir zafere kanıyla da olsa, canıyla da olsa imza atmasını bilecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Suriye'nin, egemen güçlerin, devlet dışı aktörlerin, terör gruplarının, istihbarat örgütlerinin bir nevi hesaplaşma, restleşme, yeri geldiğinde de mutabakat alanına dönüştüğüne işaret eden Bahçeli, Suriye'de iç huzur ve sükunet hakim olmadan Türkiye'nin güvenli olamayacağını söyledi.
Bahçeli, "Güney sınırlarımız boyunca planı yapılan terör devleti şehitlerimizin kanıyla, gazilerimizin cesaretiyle bozulmuştur. Suriye kangrene dönüşmüştür ve içinden çıkılmaz haldedir. Türkiye gerek Suriye'den gerekse de Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan terörist eylemleri engelleme, saldırıları önleme hususunda muazzam bir mücadele azmi sergilemiştir." diye konuştu.