Tarihi 24 Kasım 2023

Siyasetin Alanını Genişletmek ve %50+1

Geçtiğimiz seçimlerle birlikte Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir tam dönemi sona erdi. Yeni sistemin getirdikleri, avantajları ve tabi tadil edilmesi gereken yerler tecrübe ile görüldü. Öncelikle ilkesel bir hatırlatma ile başlamak lazım; yeni bir hükümet sistemi inşa etmek tek seferde hallolacak bir mesele değildir. Kağıt üzerinde iyi niyetle benimsenen bazı kuralların uygulamada tam tersi sonuçlar vermesi mümkündür. Bu tür durumlarda sistemler tadil edilir, eksiklikler tamamlanır. Mesela Fransızlar yarı-başkanlık sistemi üzerinde üç sefer tadilat girişiminde bulundular. İlk ikisi seçmen tarafından referandumda kabul gördü. Üçüncüsü ise reddedildi.

Türkiye'de de yeni sistemle ilgili tadilat arayışları var. Cumhurbaşkanı Erdoğan %50+1 kuralının gözden geçirilmesini öneriyor. Bu kural halk desteği fazla olan, güçlü ve istikrarlı bir yönetim şartını sağlamak için benimsendi. Ancak uygulamada anlamsız ve yapay bir ittifak sistemi doğurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bundan şikayetçi ve siyasi olarak anlamsız ittifakları boşa çıkartacak bir değişikliği öneriyor. Muhalefet haliyle bu öneriyi reddedecektir. Ancak reddetme gerekçesi önemli. Örneğin %50+1'in cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin karakteristik bir özelliği olduğu dolayısı ile muhafaza edilmesi gerekliliğini söyleyerek reddetmiyorlar - MHP, Cumhur İttifakı'nın bir parçası olarak bu gerekçe ile %50+1'in değiştirilmesine sıcak yaklaşmıyor. Muhalefetin tavrı sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldiği için bu teklife tamamen karşı çıkmak yönünde. Tıpkı sivil anayasa talebine de kapıyı kapadıkları gibi. Hatırlatalım; Türkiye hükümet sistemi değişikliğini tartışırken masada partili cumhurbaşkanlığı, güçlendirilmiş parlamenter sistem gibi farklı alternatifler vardı. O zamanlar muhalefet bugünkü ile aynı tutumu takındı. Sırf teklif Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'den geldiği için müzakereye bile yanaşmadılar. Siyasi sonucu ise tüm süreci tribünden izlemek oldu. Bugün aynı tutumu devam ettiren muhalefet beklendiği gibi aynı akıbetle karşılaşacak; cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tadilatı ve yeni anayasa sürecinde de tribünde kalacak.

Gelelim tadilat ihtiyacına; sorunun kaynağında muhalefetin ittifak imkanını siyasetin alanını daraltacak şekilde kullanma inadı var. Masa başında kurulan, yapay, bakkal hesabına dayanan, siyasi alanda organik karşılığı olmayan, bakanlık, milletvekili ve cumhurbaşkanı yardımcılıklarının rüşvet olarak dağıtıldığı bir ittifak anlayışı ile hareket ediyorlar. Bu tarzı hem seçimden önce hem de seçimden sonra devam ettirdiler. Örneğin Saadet Partisi ve Gelecek Partisi milletvekillerini birleştirip "ortak grup kurmak" gibi bir garabete bile imza attı. Düşünsenize; haftalar önce seçmen bu iki partinin milletvekili sayısını takdir etmiş. Ancak iki partinin yönetimi seçmenin iradesini hiçe sayarcasına ortak grup kuruyorlar. Yeni kurulan ve seçime tek başına girmeye cesaret edememiş Gelecek Partisi'nin genel başkanı Davutoğlu haftada bir Saadet Partisi grup kürsüsüne çıkıp siyasi ahlaktan ve demokrasiden bahsediyor!

Muhalefet siyasi olgunluk ve saygınlıkla hareket etse, hem seçim öncesinde hem de seçim sonrasında bu türden siyaseten yakışıksız işlere girişmese, doğal mecrasında ve siyasi ilke ve amaçlara dönük ittifaklar yapsa bugün %50+1'i konuşma ihtiyacı duymayacağız. Ancak sistem zorlandıkça, siyasi alanın genişlemesi için var olan imkanlar amacı dışında sömürüldükçe tedbir alma ihtiyacı da ortaya çıkıyor.