Tarihi 8 Kasım 2021

Bir küfürbaz milletvekilliğine nasıl devam edebilir?

LÜTFÜ Türkkan'ın bırakın bir milletvekilini hiçbir resmi sıfatı ve kamusal görünürlüğü olmayan bir kişinin bile etmemesi gereken galiz küfürleri bir şehit yakınına etmesi siyaset gündeminin ilk sıralarında yer alıyor. Bu, maalesef, Türkkan'ın ilk vukuatı değil. Türkkan daha önce kızının resmi çakarlı araçla gittiği partiler, kamu bankalarından alıp geri ödemediği krediler ve dövdürdüğü gazeteciler ile gündeme geldi. Daha önceki skandalları yaptırımsız kaldığı için Türkkan içindeki dipsiz ahlaksızlık çukurundan her gün yeni bir cürmü gün yüzüne çıkarttı. Nihayetinde işi darp ettiği şehit yakınına sinkaflı küfürler etmeye kadar getirdi.
Türkkan kötü ve ahlaksız birisi.
Ama kötülüğünü bu kadar rahat sergilemesi Türkiye'de siyasetin aktüel gidişatına dair bazı noktaları gösteriyor.
Birincisi muhalefetin tutumuna dair; muhalefet her şeyi muhalefet parantezine almış durumda. Ahlak da, erdem de, fazilet de, aile de, insanca yaşamak da muhalefet parantezinde.
Normal hayatta kabul edilmeyecek ahlaksızlıklar muhalefet parantezinde kabul ediliyor. Aileye cinsiyetçi küfürler etmek, kamu bankalarını hortumlamak, mafyacılık oynayıp korumalara adam dövdürmek eminim normal şartlarda birçok muhalif isim için kabul edilecek şeyler değildir.
Ancak bütün değerleri muhalefet parantezine aldıkları için Lütfü Türkkan gibi sayısız örneği görmezden geliyor. Kendi yandaş gazetecileri değilse dövülebilir, kendi milletvekilleri ise sövebilir ve banka hortumlayabilir.
Ses çıkarmazlar, üzerini örterler, gündemi değiştirirler. Yeter ki muhalefet zarar görmesin, yeter ki iktidara yaramasın; her şey, her türlü ahlaksızlık mubah ve hatta makbul.
Gelelim iktidarın tutumuna ve biraz çuvaldızı kendimize batıralım. AK Parti şimdiye kadar Lütfü Türkkan veya benzerlerinin hangi skandalına sahici bir tepki gösterebildi ki bugün milletvekili kimliği taşıyan birisinin şehit yakınına küfretmesini garipsiyor.
Mesela AK Partili bir vekil gazeteci dövdürse muhalefet haklı olarak ortalığı ayağa kaldırırdı. Muhalefetin göstereceği tutumu şimdiye kadar AK Parti gösterebildi mi? Eğer skandal arıyorsak; bir milletvekilinin kamu bankalarına borç takması da yeterince büyük skandaldır, gazeteci dövdürmesi de. Tüm bu skandallar hakkında ne kadar siyaset üretildi ve ne tepki verildi ki bugün Lütfü Türkkan'ın edepsizliğine şaşıyoruz.
Ortaya konulan iddia bile oldukça düşük; Türkkan istifaya değil özre davet ediliyor. Sanki kuru bir özürle her şey bitecekmiş gibi.
Yaptığımın sevimsiz bir şey olduğunun farkındayım; Lütfü Türkkan küfrediyor ve ben AK Parti'yi eleştiriyorum. Ama vaziyet gerçekten de bu! Lütfü Türkkan'ın potansiyeli bu.
İçinden dışına ancak kötülük çıkıyor.
Ancak AK Parti'nin potansiyeli bu değil. Çok daha fazlasını yapabilir ve mutlaka yapmalı!