Seküler nefret ve soykırım planları

Eklenme Tarihi 1 Kasım 2021

HABERİ
SESLİ DİNLE

00:00 00:00
Tüm Sesli Haberler

HABER T24'ten BirGün'e, Fetöcü web sitelerinden Onedio'ya kadar neredeyse bütün fondaş medyada yer aldı. Konu Diyanet bünyesindeki İslam Araştırmaları Merkezi. Akademik camianın daha iyi bildiği kısaltması ile İSAM. Yıllar önce Diyanet İslam Ansiklopedisi'nin yazılması için kurulmuş, onlarca öğrencinin yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapmasına vesile olmuş, bünyesinde Türkiye'nin en faydalı ve kapsamlı sosyal bilimler kütüphanesini bulunduran merkez. Türkiye'de bulunan yerli-yabancı, müslim-gayrimüslim, sağcı-solcu, muhafazakar-seküler hemen her sosyal bilim araştırmacısının mutlaka uğradığı yer. Ya başka yerde bulunamayan bir kitap İSAM'dadır ya da alanınızdan mutlaka tanışmak istediğiniz bir meslektaşınız orada randevu verir. Hiç olmadı çok methedilen çayını ve besleyici entelektüel sohbet ortamını merak ettiğiniz için gidersiniz.
Ajans mahreçli olmayan, altında muhabir ismi yazmayan haber hemen her mecrada aynı cümleler ile yer almış: "İslam Araştırmaları Merkezi'nin ödeneği yüzde 545 arttı".
Ajans mahreçli olmamasına, altında alıntılanan muhabirin ismi yazmamasına rağmen tüm fondaş medyanın haberi aynı kelimelerle geçmesi bir gerçeğe işaret ediyor. Muhtemelen fon aldıkları yerlerden talimatla aynı haberi geçmişler.
Son zamanlarda pek revaçta olan Diyanet'e saldırma taktiğinin bir parçası.
Fondaş medyanın Diyanet'le ilgili yaptığı diğer haberler gibi bu da çarpıtma ve sahtekarlık. Normal olarak bütçenin yüzde 545 arttığını okuduğunuzda bu oranın geçen seneye göre artışı gösterdiğini anlarsınız. Ancak İSAM'ın bütçesi geçen seneye göre değil 2003'e göre % 545 artmış. 17-18 senelik bir süreçte yaşanan artış. Öte yandan keşke bu haber doğru olsaydı ve İSAM'ın bütçesi geçen seneye göre % 545 artsaydı. Haberi ilk okuduğumda böyle büyük bir artış yapıldığını zannedip "Kesin İSAM büyük bir atılım yapacak; ya yeni burs programı başlatacaklar ya yeni koleksiyonlar satın alacaklar, belki de yurt dışı ofisleri açacaklar" diye düşündüm de çarpıtmayı fark edince hayal kırıklığına uğradım.
Bu haber ve hemen her mecrada aynı cümlelerle veriliş tarzı fondaş medyanın yaptığı işin gazetecilik değil etki ajanlığı, siyasi aparatlık olduğunu bir kez daha teyit etti. Bir diğer mesele ise okuyucu kitlesi ile alakalı. Bir medya organı yönetsem amacım ne olursa olsun böyle bir haber yapamazdım çünkü bu basit çarpıtmayı okuyucumun/ takipçimin fark edeceğini düşünürdüm.
Ancak fondaş medyanın takipçisi fark etmemiş. Hiçbirisi İSAM'ı duymamış, dahası internete girip İslam Araştırmaları Merkezi yazıp ne iş yaptığına bakma zahmetine bile girmemiş. Ama haberin altına bir çoğu islamafobik ve hepsi cehalet seviyesi ile okuyanın yüzünü kızartan yorumlar yazmışlar.
Gelelim meselenin diğer boyutuna; malum fondaş medyanın da içerisinde olduğu muhalif kesimler 2023'te, hatta daha önce gerçekleşecek bir erken seçimde iktidara geleceklerini düşünüyor.
Ciddiye alınır kamuoyu araştırma şirketlerinin açıkladığı oranlar ortadayken nasıl böyle bir hayale kapıldılar diye sormayın. Nefretle körelmiş dimağların nelere inanabileceğinin sayısız örneğini gördük. Şimdiden iktidara geldiklerinde yapacaklarının listesini oluşturuyorlar.
Muhafazakar STK'lara saldırmaları bu tutumun bir örneği. Hatırlayın; 28 Şubat'ta askerin talimatı ile atılan gazete manşetleri delil gösterilerek yine askerin talimatı ile Anayasa Mahkemesi Refah Partisi'ni kapatmıştı. Keza AK Parti kapatma davasında da 28 Şubat artığı medyanın yalan dolan manşetleri delil diye dava dosyasına girdi. TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İlim Yayma gibi STK'lar, İSAM gibi yüz akı kurumlar hakkında yapılan bu çarpıtma haberler de iktidara geldiklerinde yargıya yerleştirdikleri yandaşları eliyle açacakları davalara şimdiden malzeme devşirme çabası. Bir endişem yok. Yine hayal kırıklığına uğrayacaklarını, tahrip edici ajandalarını hayata geçirme fırsatını bulamayacaklarını düşünüyorum.
Zaten takdir neyse o olur. Ancak tedbir alma vazifemiz nedeniyle de yazmak durumdayım. Öfkeleri ve nefretleri çok büyük, fırsat bulurlarsa hayata geçirecekleri siyasi ve toplumsal soykırımın planını şimdiden yapıyorlar.