Tarihi 2 Temmuz 2021

Biraz ciddiyet lütfen

KANAL İstanbul, Türkiye'nin belki de önümüzdeki yüzyılını etkileyecek büyük bir proje.
Bu kadar büyük bir projeyi destekleyen kadar karşı çıkanın olması da normal.
Üstelik ortada dolaşan yalan, dolan, tezvirat ve algı operasyonlarını düşününce pek tabii ki vatandaşın bir kısmının kafasında soru işaretleri oluşuyor.
Dedik ya Kanal İstanbul projesi eleştirilebilir. Hele ki vatandaşın aklındaki soruları sorması pek tabidir. Ama yeri geldiğinde devlet tecrübesi olduğunu söyleyen, devlet yönetmenin ciddiyetinden dem vuran koca koca adam veya kadınların "iktidara gelirsek Kanal İstanbul ihalesine giren firmaların parasını ödemeyeceğiz" açıklaması yapması kelimenin tam anlamı ile ciddiyetsizliktir.
Bence muhalif liderler bu açıklama ile en başta kendi seçmenlerine saygısızlık yapıyorlar.
Dönüp kendi seçmenlerine "Kanal İstanbul projesi ile ilgili söyleyecek başka söz, eleştirecek başka şey, yapacak başka eylem bulamadım. Elimde bir tek bu ciddiyetsiz lakırdı var.
Bula bula bunu buldum ve saçmalıyorum" diyorlar.
Gerçekten akıl alır gibi değil. Hükümet büyük bir icraat yapmak istiyor.
Bunu topluma olabilecek her vasıta ile anlatıyor. İnternet siteleri, haberler, basın açıklamaları, kitapçıklar, reklamlar, sosyal medya bilgilendirmeleri, video animasyonlar... Hepsi Kanal İstanbul hakkında bilgi vermek için hayata geçirildi. Muhtemel sorular cevaplandırılıyor. Kanal'ın Montrö Sözleşmesini etkilemeyeceği, İstanbul'da bir nüfus artışı doğurmayacağı, güzergahın orman arazilerine zarar vermeyecek şekilde belirlendiği, İstanbul'un su kaynaklarında herhangi bir olumsuzluğun yaşanmayacağı teker teker anlatılıyor. Deyim yerindeyse Kanal'ı yapmak isteyen hükümet kendi muhalefetini oluşturuyor, muhalefetin soracağı muhtemel soruları hesaplıyor ve onlara peşin peşin cevap veriyor.
Buna mukabil muhalefet ise "iktidara gelirsek projede çalışan firmalara olan borçları ödemeyiz" diyor.
Yani açık açık mafyacılıkla tehdit ediyor. Hak, hukuk, sözleşme, borç dinlemeyiz; alacağınızın üzerine mafya gibi çökeriz... Çok merak ediyorum bir sonraki aşamada mesela sözgelimi Kanal İstanbul ihalesi yapıldığında ne diyecekler; kapınıza adam gönderip topuğunuza sıktırırız, evinizi kurşunlatırız, çocuklarınızın çantasına imzasız tehdit mektubu bırakırız...
Şu sıralarda kanaat önderi muamelesi yaptıkları kaçak bir suç örgütü lideri var. Belki de ondan almışlardır bu akılları!