Tarihi 4 Haziran 2021

İstanbul Felaketi

AKLI başında herkes ilk günden beri aynı şeyi tekrarlıyor; İstanbul'u bir süre yönetiyormuş gibi yapabilirsiniz. Kağıt üzerinde afilli birimler kurabilirsiniz. İki konteyneri yan yana koyup üstüne kariyer merkezi tabelası asabilirsiniz. Sizden önceki dönemde başlamış projelere yeniden temel atarak metro inşaatı yapıyorum diyebilirsiniz.
Zaten açılmış parklara çevre düzenlemesi yapıp, ilgi çekici bir isim koyup yeniymiş numarası yapabilirsiniz. İyi bir reklam ajansı ile çalışıp görüntüyü bir süre kurtarabilirsiniz.
Ama… Mış gibi yapmayıp, İstanbul'u gerçekten yönetmek, bu büyük şehirde hayatı kolaylaştırmak için her gün artan bir performansla çalışmak gerekiyor. Eskiyi devam ettirmek, başlamış işin üzerine konmak değil eskisinden kat kat fazlasını yapmak gerekiyor.
Başta İstanbul kıyıları olmak üzere bütün Marmara'yı kaplayan deniz salyası bize bu durumu gösteriyor. Tam da İBB'yi yönetenlerin önceki dönemde %90'ı bitmiş metro inşaatından iki durak arası kısmını törenle ve bol reklamla açtığı günlerde Marmara deniz salyası tarafından işgal edilmiş durumda.
Sorumlusu ne iklim değişikliği, ne küresel ısınma, ne de fabrikalardır. Aynı fabrikalar iki yıl önce de İstanbul'daydı.
İklim değişikliği bu yılın değil on hatta yüzyılların meselesi.
Ama inşaatı törenle durdurulan ileri biyolojik arıtma tesisi son iki yılın işi. Marmara'ya akan atık suları temizleyen ileri biyolojik arıtma tesislerinin yüksek maliyetleri sebebi ile yarı kapasite çalışması da son iki yılda gerçekleşti. Keza önceki dönemde inşaatı belli bir aşamaya gelmiş arıtma tesislerinin inşaatının durması da aynı dönemde gerçekleşti.
Halimiz budur. Bu kafayla gidersek sadece İstanbul'un değil İstanbul'un doğurduğu dolaylı etki ile çok fazla yerin hali harap. Tıpkı İstanbul'un arıtılmayan suyu nedeniyle tüm Marmara'nın salya istilasında kalması gibi.