Tarihi 6 Eylül 2019

AK Parti’nin Şifası

SEÇİMLERDEN beri AK Parti'deki değişim ihtiyacı konuşuluyor. Herkesin dilinde revizyon kelimesi. Kimisi kabinede revizyon istiyor, kimisi parti yönetimi ve teşkilatlarda. Şüphesiz İstanbul ve Ankara'yı kaybetmiş olmak, AK Parti için oturup düşünmeyi ve sonra ayağa kalkıp hamle yapmayı zorunlu kılıyor.
Değişim talebi makul ama değişimi bir takıntı haline getirmek değil. Haksız bir yenilgi psikolojisi içerisine girmemek gerekiyor. Daha vahimi girilen haksız yenilgi psikolojisi ile ona buna fatura kesmeye kalkmak, kelle avcılığına başlamak yapılacak en büyük hata olur.
Yapılmaması gerekeni, hatalı olanı tarif ettik. Peki yapılması gereken ne?
Cevap çok yakınımızda hatta burnumuzun dibinde duruyor;
İstanbul Saraçhane'de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önünde.
CHP'li İBB başkanının bir kısa mesajla işten attığı binlerce işçi belediye binasının önünde eylem yapıyorlar. İmamoğlu işçilerin önce ekmeği ile oynadı. Sonra da "bankamatik işçisi", "iki seçim arasında işe girdiler" iftiralarını atarak haysiyetleriyle.
AK Parti'nin hem memleket hem de kendisi için birinci gündemi İBB'nin işten attığı işçiler olmalı. İBB'nin işten attığı işçilerin davasına destek olmak öncelikle ülkeyi içine düştüğü yapmacık ve popülist siyaset girdabından kurtaracaktır. Sevgi, saygı, çiçek, böcek, gülücük, kucaklama üzerinden yapılan siyasetin sonuçlarını daha görünür hale getirecektir. Bugün ülkenin son zamanlarda yaşadığı en büyük işçi kıyımı devamlı gülen birisi tarafından gerçekleştiriliyor.
Bugün İBB'ye egemen olan bu siyaset tarzının yarın ülkeye egemen olması durumunda yaşanacak adaletsizliklerin, toplumsal huzursuzluk ve kutuplaşmanın boyutunu göstermek için bundan iyi fırsat olamaz.
Gelelim AK Parti'ye...
AK Parti'nin taban siyasetinden uzaklaştığı, toplumla olan iletişiminin zarar gördüğü, kibirli bir parti haline geldiği başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere her kademeden AK Partili tarafından dillendiriliyor.
Ekmeklerine el uzatılan işçilerin yanında durmak bir hak mücadelesi olduğu kadar AK Parti'nin sorunlarına da şifa, derdine deva olacaktır.
Toplumla iletişimde tıkanan kanallar açılacak, taban siyasetini unutan aktörler tekrar hatırlayacaktır. Böylece AK Parti içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan haricindeki figürler de siyaset yapmaya, topa girmeye, cesaretle sorunların üzerine gitmeye başlayacaktır. Somutlaştıralım;
AK Parti'nin önünde bir fırsat duruyor. Yanlış teşhislerle, hatalı psikolojilerle değişim enerjisini içeride tüketmektense dışa yönelmek, tabandan aldığı enerjiyle gücüne güç katmak imkanı var. Kaybedilen İBB başkanlığı işten kovulan işçilerin ekmek mücadelesinde saf tutarak kazanılabilir. Siyasetin yolu Saraçhane'den, İBB önünde verilen hak mücadelesinden geçiyor. Hak ve emek mücadelesi kutsal bir vazifedir; aynı zamanda siyasi hastalıklara şifadır.