TRABZONSPOR ve Başakşehir'in antrenörleri benzer mentaliteye sahip" demiştim.
Haliyle o karşılaşma bu ifadeye tam oturmuş, tahmin ettiğim gibi de bir oyun izlemiştik. Aslında bu ifadem Emre Belözoğlu'nu da kapsıyor.
Trabzonspor'un Ankaragücü deplasmanının Başakşehir maçına benzer bir tempoda geçeceğini öngörüyordum, öyle de oldu!
Ankaragücü de Trabzonspor da yavaş ve temposuz pas oyunuyla birbirlerinin açığını yakalamaya çalıştı. Sakatlıklar ve Afrika Kupası'na giden oyuncular nedeniyle Abdullah Avcı defans ve orta sahada farklı bir kurguya döndü.
En son Bjelica zamanı yan yana oynayan Baniya-Benkovic, orta sahada da Berat-Mendy ikilisi yerlerindeydi.
Aslında Trabzonspor, bu 11'in bize vaat ettiği o fiziksel sertliği pek gösteremedi, hücumda ise çok üretken değildi. Bu hattaki tempoyu Taxi ile artırmaya çalıştı. Nitekim ilk yarıdaki gol ve pozisyonlarda da Taxi'nin payı büyüktü.
İkinci yarı ilk yarıya nazaran daha tempoluydu. Ankaragücü geride olmanın verdiği refleksle biraz risk aldı ve bu da oyuna yansıdı. Trabzonspor alanı savundu ancak en iyi iki driblingcisi Trezeguet ve Pepe, Afrika Kupası'nda olduğu için bulduğu kontra atak fırsatlarını net pozisyonlara dökemedi. Bu maç özelinde topla alan kat edebilen oyuncu eksikliğini fazlasıyla hissetti Trabzonspor.
Oyun ve sonuç olarak çok da iyi bir periyod geçirmeyen Trabzonspor için bu deplasman galibiyeti önemliydi.
Bunu çok iyi oynamayarak yapması da önemliydi.
Transfer penceresi açıldığında giden ve gelen oyuncularla tablo daha da netleşecektir. Trabzonspor ideal 11'ini bulduğunda oyununu çok daha iyi seviyeye çekecektir.
