Ulaş Özdemir

ULAŞ ÖZDEMİR

Tarihi 5 Ekim 2022

Ortaya karışık ülke futbolu!

ÖYLE bir organizasyon ki, organizasyon diyemiyoruz.
Tam tabiri ne olur emin değilim ama ülkemizdeki futbolu ifade edecek tek kelime, 'sarmal.' Bile bile alınan ve sonrasında vazgeçilen her yanlış karar futbolumuzu bumerang gibi vuruyor.
Lakin yine vazgeçilmiyor. "Neden bu haldeyiz?" sorusuna verilen cevaplar aslında "Neden bu halde!" olduğumuzun da bir kanıtı! Herkes imtiyazının peşinde.
Adalet değil, imtiyaz talep edenlerin savaşının son perdesindeyiz artık… Ya perde kapanacak ya da…

SLOGANLARDAN ÖTEYE GİTMİYOR!
Ülkedeki futbol gelişmiyor, çok sorunu var ve geleceği kurtarmak yerine günü kurtarıyoruz. Futbolcu yetiştiremiyoruz. Altyapıdan A Takıma yükselen oyuncuyu geliştiremiyoruz.
Her anlamda devrime ihtiyaç var. Kural koyuyoruz, kaldırıyoruz. Kural koyuyoruz, uygulamıyoruz. Kural koyuyoruz, değiştiriyoruz. Ne kadar tanıdık cümleler değil mi? Sloganlar, sloganlar, sloganlar… Tribüne oynamalar, popülizm kokan fantastik açıklamalar.
İşte size en yakın örnek; yabancı kuralı. Hani bu sene 4 yerli olacaktı ya, yine 3'de kaldı. Nedeni mi?
Kulüpler Birliği federasyondan talep etmiş, geçen sezonun aynısı kalsın.
Federasyonumuz da, "Kulüpler istiyor ise yapalım" demiş. Federasyonumuz bununla kalmamış, daha da ileri giderek kuralın yerli oyuncu gelişimine fayda sağlamadığından bahisle muhtemelen kaldırılacağını belirtmiş. İyi de kural konulurken söylendi bunlar!

ADALET Mİ İMTİYAZ MI?
Geneli kulüp başkanlarından ve yöneticilerinden oluşan federasyon delegeleri, futbolun dışındakileri "gelin ülke futbolunu yönetin" diyerek seçiyor.
Aslında bu durumun, kendilerini kurtarmanın en kısa yolu olduğunu bildiklerinden hak değil imtiyaz alanı yaratıyorlar.
Yıllardır süre gelen "adalet" çağrılarının temelinde de bu haksız organizasyon yatıyor. Adalet değil, imtiyazı elde etme organizasyonu! VAR'ın gelişiyle imtiyazlar azalsa da, adalet hala büyük sorun olarak karşımızda duruyor.

TFF "HARCA", UEFA "DUR BAKALIM" DİYOR!
Gelelim limitlere… Öncelikle rakamlara bakalım. Ağustos 2022 itibariyle Beşiktaş 716,8 milyon, Galatasaray 377,5 milyon, Trabzonspor 335,2 milyon, Fenerbahçe de 295,4 milyon lira zarar beyanında bulunmuş. Yine aynı tarih itibariyle dört takımın toplam borcu 16,27 milyar TL. Peki Türkiye Futbol Federasyonu ne yapıyor? Bankalar Birliği anlaşmasına binaen kulüplere, yıllık bir harcama limiti belirliyor. Harcama limitlerine baktığımızda Trabzonspor, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye tanınan hak 800 milyondan 1,5 milyar TL'ye kadar uzanıyor.
Ülkemizde durum böyle iken UEFA, 'har vurup harman savurmaya' elbette 'dur' diyor! Geçtiğimiz günlerde UEFA, Finansal Fair Play kapsamında Beşiktaş ile anlaşma imzaladı. Fenerbahçe ve Trabzonspor'u ise izlemeye aldığını açıkladı. Siz hiç Türkiye Futbol Federasyonunun kendi belirlediği harcama limitlerini ihlal ettiği gerekçesiyle herhangi bir kulübü uyardığını, izlemeye aldığını ya da ceza verdiğini duydunuz mu? Duyamazsınız! Yukarıda da söyledik, kurallar konulur ama uygulanmaz!

ŞAMPİYON OLANININ CL'YE GİDEMEME SENDROMU!
Türkiye Futbol Federasyonu bu sezon şampiyon olacak takıma 33 milyon prim vereceğini duyurdu. Galibiyet primi 2,3 milyon TL, beraberlikte bu rakam yarıya iniyor. Yayın gelirlerini de eklediğimizde ortalama 8-9 milyon Euro civarında bir para kasaya konulacak.
Yaklaşık 200 milyon TL. Dört kulübün yıllık futbolcu maaş bütçesinin 4'de 1'ini bile karşılamıyor.
Türkiye, UEFA ülkeler sıralamasında 17. sıradan geriye düştüğü takdirde Avrupa'ya 5 yerine 4 takım gönderecek.
Bu, Avrupa Ligi'ne takım gönderemeyeceğimiz ve Şampiyonlar Ligi'nde tek takımla mücadele edeceğimiz anlamına geliyor.
Aynı zamanda Süper Lig Şampiyonu, sezonu erken açmak zorunda kalacak ve Şampiyonlar Ligi macerasına 1. ön eleme turundan başlayacak.
Böylelikle Süper Lig şampiyonu ancak 4 takımı birden eleyerek Devler Ligi'nde boy gösterebilecek. Sezonu ikinci sırada bitiren ise geçen senelerde olduğu gibi Şampiyonlar Ligi'ne değil, UEFA Konferans Ligi'ne gidecek.

FIRSATIMIZ VARKEN...
Bakın bu kaostan yeni bir hakeye çıkartabiliriz. Doğru organizasyonla yeniden yapılanarak geleceğimizi kurtarabiliriz. Buzdağı artık çözülmeye başladı. Yakın zamanda kulüpler oyuncu maaşlarını dahi ödeyemeyecek hale gelecek. Hepsi bunun farkında ancak "devlet yine bizi kurtarır" rahatlığıyla hareket ediyor. Devlet sizi kaç defa daha kurtaracak? Ve böyle düşünenlerden futbolumuz ne zaman kurtulacak?