Ben yazmaktan, siz de okumaktan bıktınız ama maalesef
Beşiktaş'ın maçlara kötü başlama, genel olarak da ilk yarıda gol yedikten sonra oynamaya başlama sorunu derinleşerek devam ediyor. Biraz dişli bir takım ilk yarıda mutlaka gol atıyor. İlk yarıyı seyredip devre arasında durumu kurtarma çabası bıktırdı ve artık doğrudan
Şenol Hoca'nın hanesine eksi olarak yazıyor. Felaket geliyor diye uyarmaya çalıştık ama maalesef görülmesi. Beşiktaş'ın ligin en iyi defans oyuncularından
Douglau kalitesinde bir stoperi yok. Çok beğendiğimi defalarca söylediğim
Douglau'yu
Beşiktaş'a alın ve rahat edin demiştim. Bu kadar iyi forveti olan takımın kalecisi ve defansı bu kalitede olmaz. O yüzden her güçlü rakibe yediğinden fazla atmak zorunda. Hiç bir takım sürekli olarak yediğinden fazla atamaz. Herkesin aksine inatla ve ısrarla geçen yıldan beri "kibarca"
Beşiktaş'a büyük takım kalecisi gerekiyor diye söyledik. Meali
Beşiktaş'ın kalecileri iyi değil demekti. Tolga zaten yenebilecek her topu yiyordu, dün akşam ek olarak yenmeyecek olanı da yedi. Asıl kızılması gerekenler ise
Atınç gibi çok meziyetli evladının yerine sıfır meziyetli Tosic'i alanlar ve sınırlı yetenekli
Ersan'ı tutanlar. Kaleci almadan, üstüne en azından Tolga'dan daha iyi olan kalecisini
Galatasaray'a verenler...
MELO&TOPAL GİBİ OYUNCU LAZIM
Beşiktaş basan ve kurgulu pas yaparak üstüne gelen takımlar karşısında zorlanıyor. Bunun en büyük nedeni takımda bir Melo,
Mehmet Topal tarzı dalgakıran, dirençli bir oyuncu olmaması. Sonuç: İyi bir kaleci ve stoper bu ligin formülüdür deyip hep
Akhisar'ı örnek gösteriyorduk. Beşiktaş'ta ise golleriyle zaafları örten
Gomez durunca takke düşüyor ve kel görünüyor.
MAÇIN EN iYiSi DOUGLAU
Akhisar'ı her maç sırtında taşıyor ama medya görmüyor.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ ŞENOL GÜNEŞ
Haftalardır aynı sorunları çözemedi ve maça zamanında müdahale edemedi.