Selahattin Kınalı

SELAHATTİN KINALI

Tarihi 28 Mayıs 2020

Trabzon ne istiyor!

"NE zaman bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım" dizesinde sanatçı hassasiyetinin uç örneklerinden birine tanıklık ederiz. Ressam Bedri Rahmi Eyüpoğlu'na selam olsun. Nicedir utanma duygumuzu kaybettik. Hatta belki ilk kaybettiğimiz o oldu. Kimsenin yüzü kızarmıyor hanidir. Bazen tek bir nazarla, bazen küçük bir ima ile anında kızıla kesen yanaklara hasretiz. Kalplerinin temizliğine şahadet edeceğimiz gençliğin, hayal etmekten vazgeçtikçe utanma,ar etme melekesinden de uzaklaştığını görüyoruz. Kendinden yaşça büyüklerin hayata ve insana karşı tavırlarına tanıklık ede ede büyüyen bir çocuğun, kıyısına, yediği rüzgarın dalgasını vurmasından doğal ne olabilir ki...
Kaç kuşak oldu? Net bir şey söylemek elbet mümkün değil. 12 Eylül faşizmiyle depolize edilen ve egoyu öne çıkaran yollara mahkum edilen gençliğin, kendisinden başka herkese hızla yabancılaşması ve bireysel hazzın kutsanması, nihayet değerler erozyonu ve insani değerlerde yarılmalarla baş başa kalış.

HERKES ADALET İSTİYOR
Herkes kendisi için adalet istiyor artık, herkes kendine sevgi arıyor.
Kimsenin derdi bizimkinden büyük değil, bizim acımızdan daha orjinali ve derini yok.
Böyle böyle kurudu vicdanlarımız, vicdan yoksullaştıkça adalet eksilmeye başladı. Kimi iklimlerde bir damlayı buharlaşıp yok olmaktan kurtarmanın tek yolu onu denize katmaktır, denize attık adaletimizi, futbol fanatizmi üzerinden evrensel değerleri metalaştıran insan tipine YUH çekerek kapatalım bu faslı.
Trabzon Ne İstiyor?
Her zamankinden;
Ne olacaksa sahada olsun ve şampiyon sahada belirlensin! Mümkün mü peki?
İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar; rüzgarlarla sevişen gemilerin şaşmaz limanı!
Çok belli ki TFF Başkanının akıllara seza "Düşme olmasın diyenler var, ne dersiniz ey cemaat" kıvamındaki saçmalığına toplumdan acı acı gülme dışında bir tepki olmadı.
TFF de, bu ülke insanının toplamı nihayet. Sokaktaki insanın kahır ekserisi adil olmayacaklarına inanıyor. Sahaya yansımayan şikenin mucitleri şimdi kritikk bir kararın daha eşiğinde.
Ertelenen UEFA toplantısı , esasen Türkiye'nin 12 Haziran Başlangıcının da netleşmesiydi.
28 Mayıs 2020 TFF toplantısından, futbolumuzun son 8 haftasına başlama kararı çıkmasından çok, Dünya Sağlık Örgütü ve TC Sağlık Bakanlığının 3 aydır sürdüregeldiği 14 maddelik Pandemi Kurallarının ne kadarının ihlal edileceği sorusuna yanıt aranıyor. Ne de olsa anayasanın bir kere delinmesinden bir şey çıkmayan bir kültürün paydaşlarıyız!

KİM İTİRAZ EDECEK
Eczacılar ya da Berberler Odası, uğradıkları büyük ekonomik kayıpların telafisi için Türkiye Futbol Federasyonunun "1 oyuncuda covid 19 çıkarsa onu soyunma odasından kovup kalanlara spor yapmaya devam edeceğiz" mealindeki kararını emsal gösterip sorumluluğu bulunanları mahkemeye verirse kim hangi vicdan ve hukukla itiraz edebilecek?
İlk günden oynanmamış bir ligin şampiyonu olmayı içine sindireceklerden olmadığımı deklere ettim. Hatta daha fazlasını , şampiyonluk mücadelesi veren ve rakipleriyle ilk maçlarını deplasmanda seyircili oynayan takımların olabilirse rövanşları da seyircili oynamasının hakkaniyetin gereği olduğunu da, ekledim.
Ve fakat bunun için geçer şartımız, sağlık otoritesinin Pandemi'nin kontrol altına alındığına dair irade beyanı oluğunu o gün de vurguladık, bugün de yazıyoruz;
Sağlık Otoritesi, Pandemi gibi küresel bir salgın sürecinde "oyna" kararını elbette ki TFF'ye bırakamaz, bırakmayacaktır.

BİLİM KURULU ONAYI
Muhtemeldir ki, TFF de oyna kararını Bilim Kurulu onayıyla verecektir ve beklenen de odur.
Lakin; Trabzonspor'un bu konuda net bir duruşu var!
Oynatma kararının alındığı gün, Trabzonspor'un federasyona "eğer ligler başlatılırsa, kalan 8 haftanın bitirilmesi garantisini istiyoruz" dediğini biliyoruz.
5 ya da 6 Mayıs'taki bu "iradenin" geçen haftaki toplantıda da gündeme geldiğini, ancak kesin bir yanıt alınmadığına da vakıfız.
28 Mayıs TFF toplantısında bu yönde bir karar çıkmazsa Trabzonspor ya herro ya merro kararlığıyla her ihtimali masaya koyacak.
TS'nin talebinden azade şunu söylemek boynumuzun borcu; Bu lig kaldığı yerden başlar ve TS bir şekilde liderlikten "indirildikten" sonra bir "bahaneyle" bitmezse, başta TFF herkes vebal altında kalır, öyle istifayla vb ile de kimse bu lanetten bir ömür kurtulamaz. Bize düşen uyarmak...
Nerede okudum bilemedim, bulamadım şimdi ama şöyle diyordu; hakikati araştırma gücün var da araştırmıyorsan ahlaksızsın!
Ya da dahi ressam Van Gogh gibi , önce bir hayal görüyor sonra da bu hayali boyuyoruz.
Bizim düş dünyamız küçük, tek hayalimiz adil bir "oyun"