Selahattin Kınalı

SELAHATTİN KINALI

Tarihi 20 Mayıs 2020

Zir ü zeber

FUTBOLUMUZDAKİ belirsizliği güzel Türkçemizin türlü çeşitli ifade biçimleri ile dile getirmeye çalıştık.
Rahmetli cennetmekan annemin sık kullandığı "Garmagudal" bile tariften aciz kaldı futbolumuzu.
Son çare olarak bir de Farsçaya başvurduk;
Corona kıskacındaki Futbolumuz Zir ü Zeber!
Yani alt üst Yani karmakarışık, darmadağın!
Tepeden tırnağa!
Tüm benliğimiz ve çaresizliğimizle Coronanın çizdiği sınırlara mahkum bir insanlık dönemine yakalandık!
Eller havada nicedir, teslimiz!

TÜM SÜTÜ YERE BOCA ETTİ
"Şimdilik"
nişanı ile, gelen ve gelebilecek tüm eleştirileri Zinedin Zidane ve/ veya Fatih Tekke yumuşaklığı ile kontrol altına alan Türkiye Futbol Federasyonu, Başkanlık makamındaki Nihat Özdemir'in "Maçlar oynanırken bir oyuncuda virüs tespit edilirse, o oyuncu kadrodan çıkarılacak kalan oyuncular devam edecekler" açıklamasıyla, "şimdilik" kovasına doldurduğu tüm sütü yere boca etti.
Zira Nihat Özdemir'in bu açıklaması Dünya Sağlık Örgütü ile alay etmenin öte adıydı Zira Özdemir'in bu açıklaması Türkiye'nin 3 aylık pandemi mücadelesinin en temel ilkesine reddiye, sağlık otoritesine yüzde yüz muhalefetti.
Zira N.Ö'nün bu açıklaması TFF için tek önemli kıstasın para olduğunun, insan hayatının riske edilebileceğinin ifşasıydı

SORULAR SORULAR!
Sağlık Bakanlığı
, yurt dışından gelen ve herhangi bir bulguya rastlanmayan kişileri neden 14 gün zorunlu karantinaya alıyor?
Ülkede herhangi bir covid vakasının, sosyal alanda etkileşim içinde bulunduğu herkes 14 gün karantinaya neden alınıyor?
Bu uygulama zorunlu ise, Covid tespit edilen oyuncunun takım arkadaşlarının oynamaya devam etmesinin mantığı nedir?
Covid, takım, federasyon ve renk mi seçiyor? Nihat Özdemir biz fanilerin bilemediği bilgilere mi sahip?
Çok belli ki, Sağlık Bakanlığı acilen inisiyatif almalı ve bu zir ü zeber dönemi TFF'nin iradesine bırakmamalı.
Büyük bedel öderiz.

PANDEMİDEKİ GÖRECE AZALIŞ
Son birkaç gündür yeni Pandemi vakaları ve kayıplardaki göreceli azalış,son düzlükte yarıda kalan futbolumuzun kaldığı yerden devamını isteyenlerin elini güçlendirdi.
Süreci başarıyla yöneten Sağlık otoritesinin onay vermesi kaydı şartıyla kalan 8 maçın oynanmasından yana olduğumu daha önce de beyan ettim.
Şike hırsızlanması ve ötekileştirme ırkçılıklarına sık sık maruz kalan Trabzonsporluların bir kısmının, bu haksızlıkların diyeti olarak bu pandemi sezonunun tescilini istemelerini, onaylamasam da, anlarım.
Ama gökyüzünü keşfeden 3-4 yaş çocuk gözlerimi yukarıya çevirdiğimde o koca maviliğe eşlik eden bordoyla ruhumu ütüledim ben.
Ve o gökyüzünde saklı sihri ruhumuzun simyasıyla harmanlayıp haykıralım;
Kimse kusura bakmayacak, bu başı önümüze düşürmeyiz!

İSTANBUL LOBİSİ ÇALIŞIYOR
Birkaç yazı önce (9 Mayıs TFF Zorda 2), maçlar tek şehirde oynansın "örgütünün" yavaş yavaş harekete geçtiğini, Antalya'yı gösterip herkesi İstanbul'a razı etme vodvilini sahneleyeceklerini vurgulamıştım.
Ekip yavaş yavaş tamamlanıyor, en son şeytan nam eski futbolcu da rolünü oynadı. Hedef, maçları İstanbul'a taşıyıp efendilerine baş okşatmak.
Bugünkü Kulüpler Birliği Toplantısından "öneri" olarak çıkarsa da şaşırmayız. Ama pandemiyi neredeyse tamamen kontrol altına alan Trabzon'u iç saha maçlarından koparıp pandeminin merkezi İstanbul'a taşımaya kimsenin gücü yetmez.

NEYZEN'İN DERSİ
Neyzen bir gün arkadaşlarıyla Çamlıca tepesinden Altunizade'ye doğru inerken, yolda bir atmacanın serçeyi kovaladığını görürler.
Gruptan birkaç kişi serçenin yardımına koşmak isteyince Neyzen kaşlarını çatar ve gürler;
"Beyler bu zavallı atmaca rızkını arıyor, siz dün akşam kuzu eti, canım balık ve bıldırcınları yemediniz mi? O zaman neden hamiyet damarlarınız kabarmadı da şimdi şu rızkının peşinde koşan atmacaya düşman oldunuz" Ahlaki zafiyeti neredeyse mide zafiyetiyle bir tutan bir hayat görüşüyle karşı karşıyayız.
Hepsini Neyzen'e havale edelim;
"Her ne yap yap becerip izzet-i nefsinle geçin Kimseden bekleme yardım, iki el bir baş için"
Neyzen Tevfik