Tarihi 24 Mart 2019

Gençlik hatası

Gizem Karaca, geçtiğimiz günlerde görülen davasında şu savunmayı yapmış: "Bu olay yaşandığında ben daha 19 yaşındaydım. Türkiye'ye ailemle birlikte geleli 3-4 sene olmuştu. Çok hızlı bir şekilde iş hayatına atıldım. Çalışma ortamında o yasak maddeyle tanıştım ve arkadaş ortamında kullandım. Ancak ben yasak madde satın almadım ve kimseye de vermedim. Üstümde hiçbir zaman bulundurmadım. Bu yüzden hiç kimseye vermem mümkün değildir. Sadece arkadaş ortamında kullanmış oldum. Bu olay başlayalı 7 sene oldu. Bu süre zarfında ciddi şekilde etkilendim ve yıprandım. Geçen sene evlendim. Anne olmak ve gelecekle ilgili planlar yapmak istiyorum. Ancak bu dava, önümde bir engel olarak durmaktadır." Bu cümleleri okuyunca içim cız etti!
Yaşadığı olayı ne kadar kısa özetlemiş. İşte dışarıdan görülen o renkli dünya, şöhretler dünyası gerçekte bu kadar güzel mi diye düşündürmeli. 19 yaşında genç bir kız, o renkli ışıkların büyüsüne kapılabiliyor ve her şey bir anda hayatına mal olabiliyor. Gizem Karaca'yı yakından tanımıyorum; ama eşi Kemal Ekmekçi'yi çok severim. Şimdiki hayatları bambaşka. Aşk var, sevgi var, kısaca güzel bir hayatları var. Gizem Karaca eşine çok destek oluyor, tabii eşi de ona...
İzmir'de bambaşka bir hayatları var. Allah'ım onların mutluluklarını, aşklarını bir bebekle taçlandırsın; hatta birkaç bebekle... Gizem Karaca da şöhret dünyasına atılacak gençlere de örnek olsun.

*****
KLAVYE DELİKANLILARI
İNTERNET ortamında yaygınlaşan, dolaşıma girerek sıradanlaşan ve bir noktadan sonra popülerleşen nefret söylemleri her geçen gün artıyor. Ben bunlara 'klavye kahramanları' diyorum.
Televizyonda ya da gazetede gördüğü, hayatına imrendiği, onun yerinde olmak için can attığı insanlara özellikle nefret söylemlerinde bulunup kendini mutlu etmeye çalışanlar var. Aslında onlar mutsuzluklarını dile getiriyorlar. Bazen bir sosyal medya kullanıcısı, bir ünlüye 'Ne kadar çirkinsin' yazıyor ben de o yazanın sayfasına bakıp biraz sayfasında geziniyorum. Paylaşımlarını görünce hiç aynaya bakmadığını ya da aynaya bakınca nefret söylemi yazdığı o ünlüye benzemek istediğini anlıyorum. Bir sosyal medya kullanıcısı, Pınar Altuğ'un eşiyle paylaşımına "Kocan bırakınca da böyle pozitif olabilecek misin acaba? Adamın gençliğini yedin" yorumu yazmış. Bu yorum karşısında Altuğ, "Bir gün bırakırsa kına yollarım, isterseniz adresi şimdiden gönderin sonra eksik kalırsınız mazallah" demiş. Pınar Altuğ'a neden cevap veriyor, muhatap alıyor diye kızdım. Bunun çok güzel bir yolu var.
Üşenmeyecek, gidip avukatı ile yasal işlem başlatacak. O zaman o yorumları yapanlar günlerini görecek. İçişleri Bakanlığı, son bir hafta içinde 337 sosyal medya hesabının incelendiğini, 154 sosyal medya kullanıcısı hakkında yasal işlem yapıldığını açıkladı.
Yani bu işler sadece klavye başında yazmak kadar kolay değil.

*****
BU ÖFKE NE DİYE?
SOSYAL medyadaki nefret söylemlerini araştırmacılar altı ana başlık altında incelenmeye başlanmış. Siyasal Nefret Söylemi: Siyasal bir düşünceyi ve bu düşüncenin takipçilerini hedef alan nefret söylemidir. Bazen bir ideolojinin tamamını, bazen yalnızca bir veya birkaç siyasi partiyi, bazen ise çok daha küçük grupları hedef alabilmektedir. Kadınlara Yönelik Nefret Söylemi: Temelde cinsiyetçi ifadelerin kullanılmasıdır. Aşağılama amaçlı bu ifadelerde kadının konumunun ikincilleştirildiği bir söylem oluşturulmaktadır.
Yabancılara ve Göçmenlere Yönelik Nefret Söylemi: Yabancıları, göçmenleri veya etnik grupları hedef alabilmektedir.
Ayrıca bu nefret söylemi ırkçılıktan da beslenmektedir. Cinsel Kimlik Temelli Nefret Söylemi: Heteroseksüel cinsel kimlik dışındaki cinsel kimliklere sahip kişileri hedef alan nefret söylemidir.
İnanç ve Mezhep Temelli Nefret Söylemi: Farklı dinlere ve mezhep aidiyetlerine yönelik üretilmektedir.
Engellilere ve Çeşitli Hastalıklara Yönelik Nefret Söylemi: Fiziksel veya zihinsel engellilere ya da bazı hastalıklara sahip kişilere yönelik üretilmektedir. Kaynağı, sosyal veya ekonomik olabildiği gibi bunlardan tamamen bağımsız da olabilmektedir.
Acil bu söylemler için bir şeyler yapılmalı ve bu söylemleri kullananlar için yasada iyi bir ceza maddesi konulmalı diye düşünüyorum.