Tarihi 12 Kasım 2018

Canına okuyacağız!

90'lı yıllarda müzik piyasasında fırtına gibi esen Rober Hatemo, uzun süren sessizliğini bir Ferdi Tayfur şarkısı olan "Canına Okuyacağım" ile bozdu.
Bir cover bu kadar mı yakışır sanatçıya!
Düzenlemesi de Alper Atakan imzalı.
Çok iyi adamdır Rober Hatemo ama piyasaya kırgın ve biraz küskün. O yüzden de yaptığı işi çıkarıyor, onu takip eden kitleye teslim ediyor ve gerisi ile ilgilenmiyor.
Hatta kırgınlığını verdiği bir röportajda şöyle dile getirmişti: "Mahalle baskısından çok çektim! Toplum olarak yıkamadığımız tabularımız var. Toplumumuzun en büyük dezavantajıysa mahalle baskısı.
Tabularımız olmasaydı bugün müzik anlamında daha üst noktalarda olurdum.
Bir kitaba veya filme konu olacak hikâyeler, olaylar yaşadım. Ama bunları burada söyleyemem. Beni çok üzdüler ama her şey ben bu dünyadan ayrıldıktan sonra çıkacak kitapta olacak." İşte bu yüzden adamın içinden bir şey yapmak gelmiyor. Üreten, enerji dolu adamı bu duygulara getirmek.
Rober sen işine bak… Seni sevenler için üret. Üretimin önüne kimse geçemez. Sen ürettikçe o mahalle baskısı ya da diğer nedenleri ezer geçersin.
Ben eminim bu kış bol bol her yerde "Canına Okuyacağım" dinleyeceğiz.
***
UZLAŞIN, BARIŞIN
Bir haftadan fazladır Sıla ve Ahmet Kural'ı masaya yatırdık; didik didik ettik.
Elimizde konuşulacak malzeme bitince; şehir efsanelerini de konuşur olduk.
Görmeden, şahit olmadan bilen bilmeyen herkes yorum yapmaya başladı. Klavye kahramanlarına gün doğdu. İçlerindeki kötülüğü kusmak için fırsat çıktı.
Geçen hafta da yazdım; ben şiddetin her türlüsüne karşıyım.
Evet Ahmet Kural'a kızgınım.
Ama Ahmet Kural'ı yargılamak bana düşmez. Çünkü ben orada değildim; ne yaşandı bilemiyorum. Her iki taraf da kendine göre olanı anlatıyor. Ve o meşhur aşk dolu bakışa da inancımın kalmadığını dile getirdim.
İş tuhaf bir yere giderken soruşturmayı yürüten savcılık;
Sıla'nın darp, cebir ve psikolojik şiddet gördüğü iddiasıyla şikayetçi olduğu Ahmet Kural hakkında 'kasten yaralama', 'tehdit', 'kakaret' suçlarından yürütülen soruşturma dosyasını Uzlaştırma Bürosu'na gönderdi. Taraflar tek tek çağrılarak uzlaşıp uzlaşmadıkları sorulacakmış. Taraflar, uzlaşırsa soruşturma dosyası takipsizlik kararıyla kapanacak.
Uzlaşmazlarsa Ahmet Kural hakkında 'kasten yaralama', 'tehdit', 'hakaret' suçlarından toplam 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılabilecekmiş.
Soruşturmaya ilişkin son kararı da Uzlaştırma Bürosu Savcılığı verecekmiş.
Kadına şiddete dikkat çekildi… Her iki taraf da büyük yaralar aldı. Artık bu işi uzatmaya, daha büyük yaralar almamak adına umarım uzlaşmaya varırlar.
Kalbimden bu geçiyor….
***
KOCAMAN YÜREKLER
Artık okuyucularım biliyor; benim tek hassas olduğum durum, çocuklar. Onlarla ilgili her şey dikkatimi çekiyor. Geçen yine sosyal medyayı kurcalarken bir video izledim. Uzun süredir böyle müthiş bir şey izlememiştim... İzledikçe, bu ülkenin böyle insanlar sayesinde ayakta durduğuna emin oldum. Bursa'da bir anne Şükriye Kavazoğlu ve oğlu Muammer Kavazoğlu, bugüne kadar 2 bin 50 eski oyuncağı toplayıp; bir güzel yıkayıp tamir etmişler.
Anne daha çok peluş oyuncakların yıkanmasından, dikilip onarılmasından ve hatta saçlarının taranmasından; oğlu ise daha çok mekanik tamir gerektiren oyuncakların hayata yeniden döndürülmesi için uğraşıyor... Bu oyuncakları yenileyip kimsesiz çocuklara ve okullara hediye olarak göndermesini sağlıyorlar.
Ve bu anne ve oğul, silah ve çeşitlerinin tamirini asla yapmıyormuş...
Bu müthiş anne ve oğula sizler de oyuncak gönderir misiniz?
Şükriye ve Muammer Kavazoğlu'nun oyuncak projesine oyuncak yollamak için iletişim bilgileri:
Oyuncak Toplama Merkezi / Camikebir Mahallesi - Recepzade Sokak No: 5/A 16800 Orhangazi - BURSA (Telefon: 0 224 573 8080 Allah bu güzel anne ve oğulun ve sizlerin kalbine göre versin…