Nebahat Çehre'ye ne!

Eklenme Tarihi 1 Eylül 2013
Geçen hafta sonu Ayşe Arman'ın röportajı; herkesin gündemi oldu. Ayşe Arman, Hürrem ile konuştu yani Meryem Uzerli ile. Meryem Uzerli de bir açmış içini tam açmış.
Ayşe Arman, 'Tükenmişlik Sendromu'nu konuşacakken anladığım kadarıyla Meryem Uzerli'nin anlattıkları karşısında şok geçirmiştir.
Meryem Uzerli yaşadığı aşkı, kalp kırıklığını ve anne olma heyecanından bahsetmiş. Anne olma… Ne Ayşe Arman'ın beklediği bir şeydi bence ne de bizim.
Yaşadıklarını tek tek, güzel güzel anlatmış.
Hamile kalmış sevgilisinden. Hamileliğini paylaşmış sevgilisiyle. Sevgilisi istememiş.
Röportajda anlatıyor Meryem Uzerli. "Çocuğu aldırınca belki hiçbir daha çocuğum olamayabilir kadınsal bir sorundan dolayı ailemde çok var bu sorun" diyor.
Ve karar vermiş çocuğunu "bekar anne" olarak doğurmaya.
İkiye bölündü insanlar… Birileri Meryem Uzerli'yi destekliyor, birileri de bunu yanlış buluyor.
Size ne? Kim size yorum hakkı verdi.
Hele Nebahat Çehre… Bugüne kadar şöhret ve güzellik için vakit harcamış ;aile kavramına sıcak bakmamış, çocuk ile alakası olmamış biri. Hele bir kadın olarak bunu yanlış bulduğunu söylüyor.
Bir çocuğun hayatta neler değiştirdiğinin farkında bile değil. Bazıları da çocuğun ileride mutsuz olacağını düşünüyor.
Anne istemiş onu doğurmayı her koşulda… Bir çocuk bundan mutsuz olur mu? Ne çocuklar var hayatta anne-baba ayrı, baba sevgisi görmeyen, çocuğunu aramayan.
Hayatını kaybetmiş babasını hiç tanımayan ne çocuklar.
Sadece konuşmak olsun bizimkisi.
Röportajdan ben üç yer işaretledim kendim için.
Hepimizin yaşadığı ve belki de kendimize bile itiraf edemediği şeyler vardı o röportajda.
Ben sizinle paylaşayım siz de kendinize veya etrafınıza bakarak düşünün.
İşte bana göre en can alıcı sözleri o röportajın.
Ben bir adam sevdim ve o adam aslında yoktu. Ben onu idealize ettim. Bir resmi sevmek gibi. Arkası boştu. Ama tabii ki zaman içinde ona aşık oldum ve aşk acısı çektim...
Yemek yiyoruz, güzel vakit geçiriyoruz, birlikte oluyoruz, sonra ayrılıyoruz. Benim bir evim bile yoktu. Ben bu ilişkide sadece bir 'misafir'dim.
Her zaman bir bahanesi vardı: "Henüz zamanı değil. Bana biraz zaman ver. Ama inan seni çok seviyorum." Ben de aslında bu kadar da salak değilim, o kadar ikna edici konuşuyordu ki, beni bir şekilde sevdiğine inandırdı.
Ne hayatlar yaşanıyor esasında hep magazin sayfalarında görünce şok geçiriyoruz. Yan komşumuz, alt komşumuz, amca kızımız, teyze oğlumuz hayatında neler oluyor. Üçüncü sayfa haberleri dikkatimizi hiç çekmiyor.
Dedim ya esasında yaşanan her şey aynı… Meryem Uzerli, hayattaki en güzel şeye sahip olacak ve iyi ki yaptım diyecek.
Bugüne kadar biz mi vardık hayatında.
Hayat ve seçim onun…

***

Savaş başlıyor

Dizi sezonu başlıyor… Benim sosyal medyada gözüme iki proje takıldı. En çok onlar konuşuldu sosyal medyada.
Biri Çağatay Ulusoy'un başrolünü üstlendiği Med Cezir. Diğeri halen yayında olan Kenan İmirzalıoğlu'nun başrolünü oynadığı "Karadayı".
Her iki dizinin tanıtım filmleri diziler hakkında referans oluyor.
Ben bu yıl da Med Cezir'e takılırım gibi geliyor. Tanıtımı bu kadar sevdiysem diziyi de severim gibi geldi bana.

***

Hakkını helal et...

Önceki gün çok sevdiğimiz, bizim şov dünyasında bulunan hemen hemen herkesin çok sevdiği Yeşim Sanlısoy'u uğurladık. Aniden veda etti bize Yeşim Sanlısoy. Bir insanın arkasından herkes bu kadar güzel konuşur mu? Birini herkes bu kadar çok sever mi?
Evet Yeşim Sanlısoy için fazlası… İyi gün, kötü gün dostu…. Arkadaşlığın dostluğun için hakkını helal et… Mekanın cennet olsun…