Ancak bu yeni dönemin de sancıları daha ilk günden oluşmaya başladı... Ünal Aysal güçlü bir yönetim kurdu ama bu bazı tehlikeleri de beraberinde getirdi. Marmara'daki fay hattını andıran bir yönetim oluştu... Her an patlamaya hazır bomba gibi...
Bir yanda Faruk Süren'e yakınlığı ile bilinen isimler, bir yanda İnan Kıraç'ın dostları, bir yanda "Adnan Polat'a muhalif medya ile ilişkileri iyi olan kişiler", bir yanda da Ünal Aysal'ın olmazsa olmaz diye düşündüğü can yoldaşları...
27 Mart'taki kongreden sonra oluşan tablo Aysal'ın gözünü çok korkuttu.
Özellikle Adnan Polat'ın Mehmet Helvacı ile yaşadığı sorun "Acaba ben de yönetim de böyle bir durumla karşılaşır mıyım? İçimizden Brütüs'ler çıkabilir mi?" endişesini de ortaya koydu.
Bu durumun ardından Aysal'ın listesindeki isimler boş kağıda istifalarını yazıp verdiler.. Aysal da bu istifaları kasasına koydu. Şimdi bir Brütüs çıkıp Aysal'ı içten vurmaya kalkarsa Aysal istifayı yürürleğe koyacak. Buna testi kırılmadan önlemini almak mı denir yoksa başka bir şey mi denir ilerleyen zamanlarda yaşayıp göreceğiz.
SEDAT DOĞAN VE SAZ ARKADAŞI
Gelelim medya konusuna... Bilindiği gibi Adnan Polat yönetimi bu bunalımlı günlerde bazı medya yayın organları tarafından şiddetlice eleştirildi. Sportif başarısızlık da bu eleştirilere ortam sağladı... Ancak şu anki mevcut yönetimde yer alan Sedat Doğan'ın bazı gazetecilerle çok yakın arkadaş olduğu, bu isimlerle kongre sürecinde omuz omuza verdiği kulaktan kulağa dolaşıyor... Hatta TV ve derginin başına geçecek isimlerin belirlenmesinde bir gazetenin spor müdür yardımcısının da Sedat Doğan'a yardım ettiği iddiaları var... O zaman akıllara şu soru geliyor...
Polat'ı devirirken medya desteği veren kişiler şimdi yeni dönemde Aysal yönetiminden bir şeyler mi bekliyor? Ünal Aysal uzun yıllar Belçika'da yaşadı. Olaylara yaklaşımı, sorunları çözme biçimi, ortaya yaydığı pozitif enerji inanılmaz. Medyayla ilişkilerini de Sedat Doğan'ın yakın çevresiyle yapmaya kalkışıp kalkışmayacağını da zaman gösterecek? Haydi hayırlısı!
