Yalanı sevmeyiz ama bazı sorular var ki doğruyu söylemek mümkün değil... İşte erkekleri yalan söylemeye iten sorular...
*Nasıl görünüyorum?: Kadınların genellikle bunalım anlarında sordukları sorudur. Asla içimizden geçeni söyleyemeyiz. Dürüst olursak karşımızdaki kadın dünyayı başımıza yıkabilir. Dürüst olmadığımızı hissettiğinde ise yine sonuç pek değişmeyecektir.
Biz iyisi mi akışına bırakalım...
*Adriana Lima mı güzel ben mi?: Belki de bizi en çok terleten sorulardan biridir. İçimizden dürüstçe "Sorduğun soruya bak allaaaseennn" demek gelse de, karşımızdaki kadını kırmamak adına "Bebeğim o kim ki! Benim gözüm senden başkasını görmüyor" gibi cümlelerle soruyu geçiştirmeye çalışırız. Aslında kötü adamlar değiliz, bunlar hep karşımızdaki kadını düşünmekten başımıza geliyor.
*Saçlarımı yeni kestirdim/boyattım, nasıl olmuş?: Kadın, kuaföre büyük bir hevesle gider ve saatlerce kalır. Yanınıza geldiğinde ise sizin asla anlayamadığınız o muhteşem değişimle ilgili size sorular sorar. Triplerin en büyüğünü yememek için genelde daha saça bakmadan, "Çok güzel olmuş hayatım" denir. Ah biz erkeklerin çektiği çile...
*Ailene benden bahsettin mi?: İlişki başlayalı daha 3 gün olsa bile bu soru muhakkak sorulur.
"Bahsetmedim" desen; günübirlik ilişki düşünen sapık olursun. Bahsettim desen, "Ayyyy bana bayılıyo" tripleriyle kadının tavan yapan egosuyla boğuşursun. Bazı durumlarda gerçekten yalan bile fayda etmiyor...
*Benden önce hayatında kaç kız oldu?: İşte en baş belası sorulardan biri. Kaç kız olduğunu bile hatırlamıyorken, çift hanelilere geçmeyecek şekilde bir sayı kafadan atılır. "Ama hiçbirini senin gibi sevmedim" cümlesi asla unutulmaz..
*Beni hiç aldattın mı?: Tamam aldatmak çok hoş bir şey olarak kabul edilemez. Ama bu şey böyle pat diye de sorulmaz ki be...
*Bu akşam annemlere gidelim mi?: Bu akşamlar hep de derbinin olduğu akşama denk gelir. Daha önce bu konuda kopmuş sayısız kıyamet vardır. Sonunda hep kadın dırdırı kazanmıştır. Bu soru sorulduğunda biliriz ki asla istediğimiz olmayacak.
Çaresiz içimizden söve söve, "Tabiiiiiiiiiiiiii hayatımm" der geçeriz.
*Telefonun neden kapalıydı?: Sebep ortadadır.
Alnında beliren terler durumu daha da batırmaya adeta yemin etmiştir. Art arda türlü bahaneler sunarız. Genelde yediremeyiz :/
*Kim aradı?: "Hiç aşkım yaa işyerinden bir arkadaş. Şimdi iki saat kapatmaz telefonu seninle ilgilenmek istiyorum" gibi cümleler ile geçiştirdiğimiz, esasen yuva yıkıcı olarak adlandırdığımız şahıstan gelen aramalardır...
*Akşam yemeğinde kimler vardı?: Felekten bir gece çalmaya çıktığın günün ertesinde gelen sorudur. Vereceğin isimler kaderini belirleyecektir.
O geceye ait tüm fotoğraflar, mesajlaşmalar itina ile silinir. Sap grubu izlenimi verecek isimler bir bir seçilerek dile getirilir..
*Bu ara biraz kilo mu aldım sanki?: Olumlu cevap verdiğimizde bomba etkisi yaratacak sorudur.
Sakın ola ki ağzından 'evet' veya 'evet'i ima eden bir kelime çıkmasın. Hayır kadınlar böylesine patlamaya hazır bir bombayken biz nasıl dürüst olalım ki?
*Sigarayı bıraktın dimi aşkım?: İşte her ilişki başlangıcında aşkitosunu düşünen kız tribi olan "Aşkım çok sigara içiyosun!!" Gün geçtikçe kız tarafından zorla günde 3-4 taneye düşürme sözleri verdirtilir. Belirli aralıklarla, "Sigarayı azalttın/ bıraktın dimi aşkım?" sorusuyla kontroller yapılır.
O sigara asla bırakılmaz ama bu gerçek kıza asla söylenmez...
*Niye geç yazdın?: Günde attığı yüzlerce mesajın karşısındaki adamı bunaltacağını düşünemeyen kız bir de üstüne, "Niye geç yazdın?" diye sorar. Neden olacak canım, "Bildirim gelmedi", "Telefon dondu", "Uyuyakalmışım" falan filan...
*Mekanda kız var mı?: Kırk yılın başı arkadaşlarınla hevesle gittiğin yerde iki laf ettirmeden sorular sorudur. Direk, "Kahvehaneye gidiyorum aşkım" diyeceksin. Kafa rahat...
*O kızla hala konuşuyor musunuz?: Kız arkadaşının ilişkinize başladığı gün iletişimini kesmeni istediği hatundur. 100 yıl da birlikte olsanız o kızı asla unutmaz. Kız evlenir, çoluk çocuğa karışır hala aynı soru. "Konuşuyorum" diyebilen bir erkeğin varlığına inanmıyoruz.. thehaydut.com
Mahkeme tutanakları
SORU: Doğum tarihiniz nedir?
CEVAP: 10 Temmuz.
SORU: Hangi yıl?
CEVAP: Her yıl.
****
SORU: Hastalığınız hafızanızı etkiliyor mu?
CEVAP: Evet.
SORU: Peki ne şekilde etkiliyor?
CEVAP: Olayları unutuyorum.
SORU: Bize unuttuğunuz bir şeyi örnek olarak verebilir misiniz?
****
SORU: Sizinle yaşayan oğlunuz kaç yaşında?
CEVAP: Ya 38 ya da 35. Hangisi olduğunu hatırlamıyorum.
SORU: Ne kadardır sizinle yaşıyor?
CEVAP: 45 yıldır...
****
SORU: Kocanız uyandığı zaman, size söylediği ilk şey neydi?
CEVAP: "Neredeyim ben, Canan?" dedi.
SORU: Peki, bu niçin canınızı sıktı?
CEVAP: Çünkü benim adım Suzan...
****
SORU: Korna çaldınız mı?
CEVAP: Kazadan sonra mı?
SORU: Kazadan önce.
CEVAP: Tabii; 10 yıl boyunca...
****
SORU: Merdivenlerin bodrum katına indiğini söylediniz.
CEVAP: Evet.
SORU: Aynı merdivenler yukarı çıkıyor muydu?
****
SORU: İlk evliliğiniz nasıl sona erdi?
CEVAP: Ölümle.
SORU: Ölen kimdi?
****
SORU: Saldırganı tarif eder misiniz?
CEVAP: Orta boyluydu, sakalı vardı.
SORU: Kadın mıydı, erkek miydi?
AlkışlıYorum
Facebook'ta sevgilisini kasıtla duvarına "Katip benim, ben katibin, el ne karışır" yazan ablama abimin bir alt satırdaki yorumu:
"Kardeşime beş kardeş ne güzel yakışır."