Galatasaray'ın Sivas karşısında farklı kazanması, Fenerbahçe taraftarının derbi motivasyonunu düşürmüştü. Maçın ilk dakikasından itibaren de karşılarında ne oynadığı belli olmayan bir takım görünce, sinirler gerildi.
Maç öncesi asansörde Montella ile denk geldik. Yanındaki kişiyle ilk 11'leri değerlendirirken, Masuaku'nun stoper ve Emrecan'ın sol bek olması Beşiktaş'ın bölgesini zorlayacaktır dedi. Tabii ki bunu fark etmek için Montella olmaya gerek yok. Ancak Mourinho ne o bölgeyi kanattan delmeyi denedi ne de ortalarla tehlike yaratmayı amaçladı. Fenerbahçe, rastgele seçilen ve teknik direktörsüz sahaya çıkan 11 adamdan ibaret gibiydi.
Fenerbahçe'nin başında 54. resmi maçına çıkan Mourinho'nun hala net bir taktiği ve 11'i olmamasının açıklanacak hiçbir tarafı yok. Takım iyi giderken Oğuz'u, Kostic'i ve Yusuf'u kesmesi, bağlantı oyununun vazgeçilmezi olan ve Talisca ile En-Nesyri'nin performanslarını artıran Dzeko'nun yedeğe çekilmesi izah edilemez. Henüz birinci kalecisi bile belli olmayan Fenerbahçe'de, henüz 1 dakika bile şans bulamayan Burak Kapacak'ın derbide ısınmaya gönderilmesi, Mourinho'nun sezonunu özetler nitelikteydi.
Gelelim yönetime... Tarihin en başarısız başkanı olan ve bu istikrarını her geçen gün sürdürme gayreti içerisine giren Ali Koç, yine istifa seslerinin hedefindeydi. 'Sosyal medyada beni istifaya davet edenlerin Fenerbahçeli olduklarına inanmıyorum' diyen Koç'a, 40 bin taraftar Kadıköy'den haykırdı. Artık Galatasaray taraftarı 'Gitme sana muhtacım' tezahüratları yaparken, Beşiktaş taraftarı ezeli rakiplerinin durumuna acımış olacaklar ki dünkü maçta onlar da Ali Koç'u istifaya davet etti. Bir kulüp başkanını bundan daha rencide edici bir durum olamaz herhalde...
