Tarihi 4 Şubat 2022

Yanılgı!

BU topraklarda katillere af çıktığını defalarca gördüm de aşk mahkumlarına hiçbir zaman af çıkmayacağını yaşarken öğrendim.
Arkadaşlarımdan biri bunun nedenini sormuştu bana.
"Gerçek aşkın yasaları gururludur" demiştim; "ne kader tanır ne özür!" O yüzden gerçekten sevenlerle para için aşklarını satanlar arasında bir fark vardır. Onların sattıkları da aşk değil bedendir, ne utançtır ki ederi çoktur!
Aşk mahkumu derken gururun sığınaklarına çekilmiş olanlardan bahsediyorum.
Katil derken de soysuzları işaret edip, "kader mahkumlarını" ayırıyorum.

***

Zaman yolculuğumda ne insanlar tanıdım, kötüyü de iyiyi de doğruyu da yalanı da!
Çıkarları için eğilip bükülen insanların omuzlarındaki melekleri düşürdüğünü de en çok bizim alemde gördüm.
Sırtımızdan vuranı da sırtına alanı da.
O yüzden "dost" kelimesi bizde sadece sözlük anlamıyla değer kazanmaz!

***

Bir arkadaşımın tanıdığı bir yakını vardı, evli iki çocuk annesi.
Severek evlendiği uğruna gençliğini verdiği kocası kendi çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu için hapse girmişti de kadının en korktuğu şeydi; "af çıkar da kapıma dayanırsa!" Şerefsizliğe eli mahkum olmayan ama korka korka yaşayan kadın sonraki zamanlarda izini kaybettirdi.
Ama düşündüm de demir parmaklıklar arkasında bile alçakların iz sürme gücü mevcuttur.
O anne ve çocuğu şimdi ne haldedir de o kansız koca kim bilir kimlerin kanına girmiştir?

***

Suçluluk duymak eskidendi çok eskiden, vicdanının sesini duymayan kimsenin çığlığını duymaz ya da onların kitabına uymaz. Onların değişmez yasasıdır aşkların da birilerinin de canına kıymak.

***

Ne deli aşklar yaşadık, sokak lambalarından ilham aldık, pencere önlerinde ıslık çaldık, sonra da el salladık gidenlere.
Her şey rüzgar gibi geçti ya da ayağına güller saçtıklarımız bir tarlanın ortasında "korkuluk" olmayı seçti.
Yağmurda ıslandıklarımız kaldı aklımızda, omuzlarına yaslandıklarımız.
Zamanla her şey değişti, aşk için yapılan tanımlamalar da paranın karşısında kendinden geçti.

***

Çoğalan bozgunlarda dostlarımızın akıl danıştığı yaşlı insanlarız artık.
Hayatın nöbet listelerinden adı silinen, üç gün sonrası bilinen ya da bilinmeyen. İnsan yaşlanınca hayatı daha derin sorguluyor ama bazen kendine de geç kalıyor.
Yürek vasiyetimi dostlarımın not defterine yazarken, hayatıma bir şekilde giren çakalları kendi defterime not ettim.
Bazı insanların asla affedilmeyeceğini ve hiçbir mahkumun aşktan firar edemeyeceğini bile 60'ımdan sonra fark ettim.
Bu da benim yanılgım!

Mutluluk Takvimi
Vicdanını sorgula.
Bir çocuğun hayatında bugün melek ol.
Eski giysileri değerlendir.
Sigara içme.
Sahafları dolaş.

Ne acılar çekti bu kalp
Daha nelerini çeker
Aşktan başım dik çıktım
Teker teker

Her acımın tarifi var
Her sevdadan bir resim
Aşklar bende törendi
Her ayrılık merasim

Yanıldığım da oldu
Kor gibi yandığım da
Hala saklı düşlerim
Bir çeyiz sandığında

Mazim camdan bakıyor
Bir zamanlar neymişim
Kimler sırtımdan vurmuş
Ben kimleri sevmişim
Hakkı YALÇIN

Sadece çiçeklere değil dildeki cümlelere de su vermek gerekiyor.

Ne yazık ki!
Eski moda pikaplarda plak dinlemek yeniden moda oldu.
Plaklar değerlendi ama eski plakları bulmak kolay değil; bu demektir ki eldekilerin değerini kaybedince anlıyoruz.
Düşünüyorum da keşke eski güzelliklerin öznesine özlem duyulsa, eski terbiyeye ve asalete yani.
Oysa azalan güzellikler yarın hiç kalmayacak çoğalan kötülükler hiç azalmayacak.
Durum onu gösteriyor!