Bizim sokaklarımızdaki kaybolmuş çocukların arayanına da ödül konmuştu şu sıralar.
Ama sokaklarda kadınları korkutanların, ne arayanı vardı, ne soranı. "Bu ülkenin sahibi bu çocuklar olmalıydı" dedi, aynı manzarayı seyrettiğim adam "Çocuklar aslında aydınlık bir geleceğin sahibi olmalıydı" diye eşlik ettim.
Adam, "Bu çocuklar, yarın bu toplumdan intikamını alacak" diyerek, bildiğim bir gerçeğin kıyısına itekledi beni. "Şimdi almıyorlar mı?" dedim, acı bir ifade takındı yüzü. "Bunlar ne ki!" dedi.
Gözlüklerini taktı, cebinden defterini çıkartı, çocukları saymaya başladı.
Çocuklar, büyükleri saymıyordu artık.
Sevgisizlik ve saygısızlık çemberinde değerlerini yitiriyordu bir toplum.
Adamın defterine not ettiği her çocuk, sırtına yediği bir hayat kırbacıydı sanki. "Sokaklar sefaleti olgunlaştırıyor" dedi. "Haklısınız" dedim.
Hafife alınmış gerçeklerin bedelini, yarın pahalıya ödetmeye hazır bir ordu kuruluyordu sokaklarda.
Yaşayan ölüler kendi mezarlığına yürürken, herkes olağan karşılıyordu bu garip manzarayı.
Aslında bu çocuklarla birlikte sokaklar ölüyordu, bir şehir ölüyordu...
Analar, büyüklere mektup yazıyordu da, sanki okyanusa şişe atıyordu.
Gazeteler, gece içip gündüz kusan berbat kadınların alemlerine özen gösteriyordu.
Televizyonlar, mankenlerin şeytan tırnağına oje sürüyordu.
O sırada, trafik ışıklarında kırmızı yandığında, sahipsiz çocuklar üzerine yürüyordu kadınların.
Çocuğunu arayan adam, bu yaralı manzaraya bakıp, "Birilerine anne demeyi özlemişlerdir" dedi. "Kim özlemez anne demeyi" diye karşılık verdim.
Hayatımıza uzanan yaralı ellerin sırrını eşeledik birlikte. Birbirimize sorduk. "O yüzden mi acaba, en çok kadınlara koşuyorlar!"
Para bahanesiyle!
* * *
GÖKHAN GÜNEŞ...
Gökhan Güneş, genç bir şarkıcı arkadaşım. Şu sıralar "Kalbine Sürgün" adlı şarkısı ve video klibiyle ilgi görüyor.
Kız arkadaşıyla birlikte mücadeleye bakıyorum. Şarkıları kendi yazıyor, besteliyor ve söylüyor.
Tırnaklarıyla kazıyarak bir yerlere gelme çabasında.
Yok yere bu ülkede şöhret olan zibidilerin, böyle gençlerin önüne geçmesine tahammül edemiyorum ama sistem böyle işliyor.
Böyle gençlerin geç olsa da, hak ettiği yere geleceğine inanıyorum.
* * *
Büyük adamları yaratan büyük fırsatlardır.
* * *
Amasya Valiliği Cumhuriyeti'i pastanede kutlama kararı aldı. Ne bekliyordunuz meydan mı?
* * *
26 EKİM 2012
MUTLULUK TAKVİMİ
* * *
Beni aşkın yaşatır
Canım var can içinde
Hala titriyor içim
Gözlerim kan içinde
Nerdesin şimdi nerde
Çare bulunmaz derde
Anılar orta yerde
Şehir duman içinde
Özlerim deli gibi
Hasret sarar içimi
Sen de sevmiştin beni
Evvel zaman içinde
Hakkı YALÇIN