Mineral kaynağı

Eklenme Tarihi 12 Şubat 2011
Bugün, turpgiller ailesinin, kansere karşı koruyucu etkisinden bahsedeceğim... Son üye tereyi tanıtacağım sizlere. Tereyi zaten tanıyoruz Türk halkı olarak... Ancak kansere karşı koruyucu etkileri hakkında yeterince bilgi sahibi değiliz sanırım. Bunu kendi hastalarımın, beslenme önerilerimi dinlerkenki şaşkınlığından anlayabiliyorum. Bahçe teresi, su teresi gibi çeşitleri var bu bitkinin ve hemen hepsi adeta birer koruyucu kalkan gibiler 'çağımızın ve bası' bu hastalığa karşı, üstelik hemen her mevsim kolaylıkla bulunabiliyorlar ve oldukça da ucuzlar. Karadeniz bölgesi'nde bu bitki 'kardomot' olarak bilinir, kurutulup toz edilir ve balla karıştırılarak 'şifalı macun' diye tüketilir.

KANSERE KARŞI KORUYUCU
Bilimsel adı 'Lepidium sativum L.' olan bu sebze oldukça zengin bir mineral ve vitamin kaynağı. İçerisinde güçlü bir bağışıklık sistemi için elzem olan selenyum, fosfor, A, C ve D vitaminleri içeriyor. Ancak asıl şifalı etkisinden bitkide bulunan bir glikozitin parçalanması sonucu ortaya çıkan kükürtlü ve yakıcı uçucu yağı sorumludur. 'Glikonasturtiin' adı verilen kükürtlü glikozit, bitkinin kansere karşı koruyucu etkisinden sorumlu esas aktif maddedir.

ARAŞTIRMALAR KANITLADI
2002 yılında kanser hakkında önemli bir bilimsel dergi olan 'Carcinogenezis- Karsinogenez' dergisinde yayınlanan ve Avusturya'da Viyena Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsü'nde yürütülmüş bir çalışmada bahçe teresi içindeki iki etken madde olan GT ve onun yıkım ürünü olan BITC'nin kalın bağırsaktaki kanser öncesi lezyonlar üzerindeki etkisi araştırılmış. Fareler üzerinde yapılan bu çalışmada, fare bağırsaklarında IQ adlı kansere neden olan bir kimyasal madde ile DNA hasarı oluşturulup, kanser öncesi değişiklikler meydan getirilmiş. Bahçe teresinden elde edilen GT ve BITC verilen farelerde bu oluşumların yüzde 75-92 oranında gerilediği saptanmış.

TEREYİ KAYNATIP SUYUNU İÇİN
Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar süredursun, bize düşen bu 'ilaç-besine' sofralarımızda daha fazla yer vermek olsa gerek. Ben bu sebzeyi, kaynatarak suyunu içmek veya kürler halinde kullanmak yerine, çiğ olarak ve ana öğünlerinizde yemeklerinizin yanında, doğal haliyle tüketmenizi öneriyorum. Aynı zamanda, bu sebzenin kan şekerini düşürücü etkisi hakkında da oldukça fazla sayıda bilimsel deney sonucu olduğunu iletmek istiyorum sizlere. Birkaç dal tereyi sofranıza ekleyerek hem kanserden korunmuş oluyorsunuz hem de şeker hastalığından yani, doğaya güvenin, sağlıkla
ve lezzetle kalın.