Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 14 Haziran 2023

Rövanş

BUGÜN de CHP'den gidelim...
Parti zor durumda...
Kemal Bey'in partinin başına gelmesi, getirilmesi değişen dünya koşulları içindi. CHP'nin de dünyadaki değişim rüzgarlarına uyum sağlaması gerekiyordu.
Öyle oldu.
Deniz Bey tasfiye edildi.
Baykal ve ekibi gidince, PARTİNİN sesi de tonu da kapsama alanı da farklılaştı.
Operasyonun amacı buydu.
Kılıçdaroğlu geldikten sonra SAĞ'dan pek çok ismi, partisinin şemsiyesi altına aldı. Evin bahçesinde pek çok değişiklik yapılıyordu.
"Dışarıdan görülsün" diye...
Ancak ne hikmetse Kemal Bey ve arkasındaki güç SİYASİ ve EKONOMİK olarak ne dünyaya ne Türkiye'ye bir şey vaat ediyordu!
Sadece rengin tonlarıyla meşguldüler. Bence 28 Mayıs'ta ortaya çıkan sonuç Kemal Bey'e "inanmama" bunun sonucuydu. CHP'nin bir ufku bir gelecek hayali yoktu. Bütün motivasyonları bütün hamleleri "ERDOĞAN GİTSİN" üzerine kurulmuştu. Kimse de çıkıp "Dünya büyük değişimin kıyısındayken nasıl sessiz kalırız? Türkiye'nin gideceği rotayı, varacağı limanı, önümüzdeki 100 yılda nerede olacağını anlatmalıyız. Geleceği kaçırmamalıyız!" şeklinde bir uyarıda bulunmuyordu!
Bütün bunlara kafa yormak yerine hep bir ağızdan "Bu kez kazandık!" gibi içi boş sloganlarla insanlara ulaşmayı, heyecan dalgası meydana getirmeyi umuyorlardı.
Zaten 14 Mayıs'ta bunun olmadığını gördüler! Yine anlamadılar. Kemal Bey çıktı işi REFERANDUMA götürdü. "Bunun için 28'inde bütün vatandaşlarımı, bütün vatanseverleri sandığa davet ediyorum. Gelin oylarınızı kullanın ve Türkiye'nin kaderini değiştirelim. Evlatlarımız, torunlarımız için güzel bir Türkiye'yi hep beraber inşa edelim..." çağrısı yaptı. Millet de sandığa gitti. Kılıçdaroğlu'nu REFERANDUMUN KAYBEDENİ İLAN ETTİ.
Kemal Bey buna rağmen koltukta kalıyor ve hiçbir şey olmamış gibi YEREL SEÇİMLERE kadar kendini atmak istiyordu.
Düğümün çözüleceği yer İSTANBUL'du. İmamoğlu kazanırsa çıkacak "Ben size söyledim. Kaptan gemiyi sapa sağlam limana götürdü" diyecekti. Bir de madalyonun diğer yanı vardı. İmamoğlu BİR PROTOKOL İMZALAYIP İSTANBUL'A TEKRAR ADAY olursa ve seçilemezse evine dönmek zorunda olan kendisi olacaktı. Kemal Bey de çıkıp "14 ve 28 Mayıs'ta benim yanımda belediye başkanları vardı. Birlikte miting yaptık.
Meydanlara birlikte indik.
Birlikte yenildik. Beni suçladınız. Bana saldırdınız.
Gördünüz mü İmamoğlu bir balonmuş..." sözleriyle en büyük rakibini tasfiye etmiş olacaktı. 76 yaşına gelmesine rağmen!
2028'deki BAŞKANLIK seçimleri için CHP Genel Başkanı olarak yola düşecek en büyük rakibinden de kurtulacaktı.
Kılıçdaroğlu'nun "YENEMEYECEĞİNİ" bildiği Başkan Erdoğan'a karşı bir oyun kurgusu yoktu. Sadece "CHP kendisinde olsun" istiyordu. Bu nedenle kim ne yazarsa yazsın gitmiyordu.
Yerel seçimlere kadar soluklanıp sonrasına bakacaktı.
Son tahlilde İmamoğlu İSTANBUL'u kazansa da kaybetse de KAZANAN Kemal Bey olacaktı...
İmamoğlu'nu asla ve kat'a KURULTAYDA karşısında görmek istemiyordu. CHP'yi yani Baykal'ın elinden aldığı CHP'yi İmamoğlu'na devretmek gibi en küçük bir düşüncesi yoktu. Bu nedenle DELEGELER üzerinde ameliyata başlamış olası İMAMOĞLU atağını, başlamadan kesmişti!
Gelin daha açık net ilerleyelim...
Kılıçdaroğlu'nun gelişinde AVRUPA'nın payı büyüktü.
O günkü medyaya baksanız bile bunu çıplak gözle görme şansınız fazlasıyla mevcuttu. Muhtemelen Kemal Bey bilmiyordu ancak gelme nedeni CHP'nin GENLERİYLE oynayıp değiştirmekti. Ve bu tamamlandı. Kemal Bey'in yerine gelmek için çaba harcayan Ekrem İmamoğlu da bence istenen ADAY değildi. AVRUPA'dan gelen bir işaret yoktu.
Tercih olarak öne çıkacağını vurgulayan bir hamle hissedilmiyordu...
Aşağıdaki listeye bir bakın...
29 Mart 2009 yerel seçimler
12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu
12 Haziran 2011 Genel Seçimler
30 Mart 2014 Yerel Seçimler
10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
7 Haziran 2015 Genel Seçimler
1 Kasım 2015 Erken Genel Seçim
16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu
24 Haziran 2018 Genel Seçim
31 Mart 2019 Yerel Seçim
14 ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri...
Hepsini kaybeden isim olarak Kılıçdaroğlu bir rekora imza atıyor ve partiyi İMAMOĞLU'na teslim etmiyordu. Son ana kadar da teslim etmeyecekti.
Edeceği zaman da başka bir isim öne çıkacaktı...
Niyeti buydu. İmamoğlu bunu kırabilirse zaten önü açılacaktı. EKONOMİK ve SİYASİ ölçeklerde onun da DÜNYADA ses getirecek, yerini belli edecek bir çalışması, programı ve fikri yoktu!
Bu işler böyledir zaten!
Hiç bilmediğiniz belki ses tonunu duymadığınız isimler oralara sızar ve rotayı da DNA yapısını da belirlerdi. Ve bunları iyi incelediğinizde YABANCI BAŞKENTLERE uzanan bir parmak izi bulurdunuz...
Kemal Bey, CHP'yi AVRUPA'dan kopartmamak için uğraşıyordu. Bakalım karşı EKOL buna karşı akıllı bir hamle yapacak mıydı?
Deniz Baykal'ın tasfiyesi AVRUPA'nın zaferiydi!
Bakalım ABD rövanşı alabilecek miydi?