Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 29 Mart 2023

Soruşturma!

MUHARREM İnce'nin ADAY olması ve gerekli olan 100 bin imzayı bulması bir kesimi oldukça rahatsız etmiş gibi durmakta. İnce, ÖZÜR de dilese bunun kabul edilmediği de ortada. Bu kavganın bir benzeri de Temel Bey ile Fatih Erbakan Bey arasında yaşanmaktaydı.
Olayları kişisel olarak ele almayı tercih etsek de sanki olan bitene biraz daha geniş bakmakta fayda vardı...
Muharrem İnce, 2018'de KAZANAMAYACAĞI için Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ADAY gösterildi. Sanırım İNCE'nin CHP'nin adayı olduğu 4 Mayıs'ta açıklanmıştı.
Bu tarihten yaklaşık 10 gün önce İnce bir gazeteye koşuyor ve şimdi söyleyemediklerini söylüyordu. Muharrem Bey rahmetli Deniz Baykal'a yakındı...
İnce, CHP'nin ADAYI olacak kişiyi tarif ederken bizzat kendinden söz ediyordu.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Abdullah Gül'ün adaylığına adeta rest çekiyordu:
Abdullah Gül-Recep Tayyip Erdoğan arasında kalırsam ben Erdoğan'a oy veririm... İnce, "Cumhurbaşkanıyken hiçbir yasayı veto etmeyen görevden ayrıldıktan sonra bile 'yanlışa yanlış' diyemeyen birini, Erdoğan gitsin de ne olursa olsun diye tercih etmem..." diyordu. Yani İNCE bir şekilde GÜL'e karşıydı.
Deniz Bey de 367 krizinde görüldüğü gibi gösterdiği gibi şiddetle Abdullah Bey'e karşıydı.
Şahsına değil politikalarına...
Yani İNCE, Kemal Bey'in CHP'sinde eski CHP'den kalan bir iki isimden biriydi.
CHP değişmiş, KÜRESEL SERMAYEYE yakın bir konuma gelip demir atmıştı.
Deniz Bey politikaları itibariyle ABD'ye yakın da olsa TEZKERE konusunda görüleceği gibi şahin davranışlarla Washington'a "DUR" diyebiliyordu. Muharrem İnce eski CHP'nin içinden bir figür olduğu için Kemal Kılıçdaroğlu ile KÜRESEL POLİTİKALARDA anlaşma şansı yoktu. Bunu bilip bilmediğini bilmiyorum. Ancak Kemal Bey'in ekibinin kendisine itiraz edeceği kesin!
KÜRESEL EKOL'e yakınlığı önemseyen Kılıçdaroğlu, Abdullah Bey ile temastan rahatsız olmuyordu. GÜL'ün benimsediği politikalara gönül veriyordu. Zaten bu nedenle Deniz Bey'den geriye partide kimse kalmıyordu.
Tasfiyenin amacı KÜRESEL SERMAYEYE yakın olma arzusuydu. Kemal Bey bunu da büyük ölçüde başarıyordu.
Başkan Erdoğan kendi partisinde KÜRESEL EKOL'e yakın duranları tasfiye ederken CHP'de tam tersi oluyordu.
Deniz Baykal ekibi gidiyor, değişen CHP'nin yeni yüzü olarak KÜRESEL EKOL'le poz verenler geliyordu. Kemal Bey AVRUPA'ya yakındı.
Deniz Baykal ise değil. İnce'nin de GÜL'e tepkisinden dolayı Kılıçdaroğlu'dan uzak düşmesi gerekiyordu.
Ancak buna rağmen çıkıp "Kemal Bey'in CHP'si eski CHP değil" diyerek sıralayabileceği ve kendisine itiraz edenleri ikna edebileceği onlarca BAŞLIKTAN birini bile kullanmıyordu. Ağzına almıyordu! Hem ADAY oluyor hem de mücadele edemiyordu. Pazarlık edecek gibi bir hava estiriyordu. Elini de zayıflatıyordu haliyle... Yani KÜRESEL DENKLEMDE
İnce ile Kılıçdaroğlu aynı yere düşmezdi. Ya İNCE bunu ıskalıyordu ya da dile getirmekten çekiniyordu... Kimse kimseyi içinde bulunduğu İTTİFAKA kaşı gözü için almazdı.
KÜRESEL KAMPLARIN sonuçlarıydı olan biten...
Bu şartlarda İNCE aslında ait olmadığı 7'li MASAYA dönemezdi... AVRUPA ile karşı karşıya gelmekten çekinmeyen CUMHUR İTTİFAKI ile yürümesi akla yakın olan tercihti.
Bakalım Kemal Bey ne diyecek, mahalle baskısı altında inleyen İnce ne cevap verecekti...
Aynı mücadelenin bir diğer ritmi ise Temel Bey ile Fatih Erbakan Bey arasında görülmekteydi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan'ın "Karşı blokta sol, komünist, sosyalist, ateist fraksiyonların bir araya geldiklerini görmemiz.
FETÖ ve PKK'nın desteğini görmemiz nedeniyle karşı bloğun kazanmasına vesile olmak istemedik" dedi. Kıyamet koptu. Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu'ndan sert yanıt geldi. Karamollaoğlu, Necmettin Erbakan'ın ilk koalisyonunun Bülent Ecevit liderliğindeki CHP ile yaptığını anımsatarak "Bunu nasıl görmezden gelebilir?
Bu cahilliktir veya bile bile cahilliktir" dedi. Temel Bey rahmetli Erbakan üzerinden oğlu Fatih Erbakan'a yükleniyordu.
CUMHUR İTTİFAKI'na katılma tercihini ciddi olarak eleştiriyordu. Burada YEREL figürler önemli olsa da Necmettin Erbakan AVRUPA ile yürümeyi ilk planda tutan bir liderdi. Temel Karamollaoğlu bunu hatırlatarak genç Erbakan'a "AVRUPA ile didişen ve mücadele eden CUMHUR İTTİFAKI'nda ne işin vardı?" diye soruyordu.
Yani "Rahmetli babanın izinden gitmiyorsun" diyordu... Fatih Bey de 7'Lİ KOALİSYONUN KÜRESEL POLİTİKALARI UYGULAMAK İÇİN BİR ARAYA GELDİĞİNİ VURGULAYIP "Orada işim yok" diyerek kestirip atıyordu. Elbette TV'lerde GAZETELERDE OLAYLARA BÖYLE BAKILMADIĞINI BİLİYORUM. İçeride esen rüzgarı çok ciddiye alsam da dışarıdan GELEN FIRTINALARIN NELERE YOL AÇTIĞINI MESLEK HAYATIMIZ BOYUNCA GÖRDÜK...
Bütün bu denklemde Kılıçdaroğlu HALK TV'de kendisine sorulan "Neden daha önce Ekmeleddin Bey'i ve Muharrem İnce Bey'i aday olarak gösterdiniz de kendiniz çıkmadınız? Ne oldu da şimdi adaysınız" şeklindeki bir soruya kabaca "Milletten gelen talebi gördük" şeklinde bir cevap veriyordu. Oysa anketlerde MİLLETİN İKİ BELEDİYE BAŞKANINI İSTEDİĞİ ORTADAYDI... Ancak Kemal Bey asla ve kat'a Yavaş ve İmamoğlu'na geçit vermiyordu.
Meral Hanım'ın da masadan kalkmasına yol açıyordu. Bu ısrarın nedenini belli ki yakın zamanda öğrenme şansımız olmayacaktı...
Uzaklardan arayan bir dostumun fısıldadıkları hep aklıma geliyordu: Seçimlerden bir iki gün önce yıkıcı gücü çok fazla olan bir takım gelişmeler yaşanacak...
"Ortada bir sır mı var?" diye sadece ben soruyor olamam!
MERAL HANIM'IN kalkması da, dönmeye mecbur kalması da MASADA REHİN ALINMASI DA PEK AKLA YATKIN DEĞİL... Başkanların önünün kesilmesi de... Erdoğan karşıtlığı bu soruları sormaya izin vermese de üzerinde düşünülmesi gerekmez mi? "ERDOĞAN GİTSİN" DİYE BİR ARAYA
GELENLERİN cebine bizlerin bilmediği bir KART mı konuldu?
Böyle bir şey varsa da bu ne?
Bütün ısrara rağmen CHP lideri Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs'ta sandıktan çıkamazsa bu kitleye ne diyecekti? "Nerede milletten gelen talep" diye soranlara ne cevap verecekti... Meral Hanım masadan kalkınca İnce de "Aday olacağım" diye ortaya çıkınca yaşananları gördük. Her türlü ihtimale karşı 15 MAYIS'ı da düşünmek şart... Tırnağı olan başını kaşır... Bence...