Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 30 Kasım 2022

Oyun

Türkiye, konuşulmasa da yazılıp çizilmese de her zaman DIŞ MÜDAHALEYE açık bir ülke oldu. Bu bazen siyasi partiler üzerinden, bazen ekonomik yüklenmelerle, bazen de askeri basınçla gerçekleşti. Ancak hep oldu. Türkiye, bu kıskaçtan kurtulamadığı için sağlıklı yol alamadı. DIŞARISI, içeride koca bir OLİGARŞİ meydana getirmişti. Görünmeyen güçler aslında iktidarın kendisiydi. Kimse bunların DIŞARISIYLA irtibatını görmüyor görse de yazamıyordu. Yabancılarla birlikte çalışan SEÇKİNLER ülkenin anahtarını ceplerinde taşıyordu. Böyleydi...

Demokrat Parti iktidara gelince korkuları büyüdü.

Hem ABD, hem İngiltere, hem de AVRUPALI güçler aktif olarak başkentte kendilerini gösterdi. Dışarısının müdahalesiyle hem DİNDARLARA hem MİLLİYETÇİLERE başka başka partiler kurdurdular. Amaç iktidarın gücünü budamaktı. Siyasi tarihimiz böyle yüzlerce örnekle doluydu. İçeride bir güç "İSLAMCI" diyerek "rejim karşıtı" diyerek bazen sopayı İYİDEN İYİYE GÖSTERİYORDU. Güzel de rahmetli DEMİREL "İSLAMCI" değildi rejimle arasında bir sorun da yoktu. Ancak o da 6 kez gönderiliyordu! Kimse bu olan bitenin nedenini DIŞARIDA aramıyordu. Küçük, kısa boylu şablonlarla geçiştiriliyordu. Oysa kök burada değildi! Erdoğan'a kadar bu oyun böyle sürdü gitti...

Açalım...

Macron AVRUPA'nın başının dertte olduğunu gören ve bunu "NATO'NUN BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ" diyerek ilk söyleyen liderdi. Fransız lider, şimdi ikinci kez ABD'ye DEVLET ZİYARETİ yapan tek lider olarak tarihe geçmek üzere... Macron, 2018 yılında Başkan Donald Trump tarafından ağırlanmış hatta BEYAZ SARAY'ın bahçesine birlikte fidan dikmişlerdi. DOSTLUĞU VE İTTİFAKI BETİMLEYEN FİDAN, ERTESİ SABAH SÖKÜLMÜŞTÜ. Fransız lider, değişen dengeler nedeniyle şimdi yine ABD yolcusu... Biden'ın gelir gelmez attığı gollerden biri bugünü anlatan AUKUS'tu. Fransa'nın Avustralya'dan aldığı milyarlarca dolarlık denizaltı projesine çöktüler. Avrupa'yı resmen karşılarına aldılar. Yani bugünü işaret ettiler.

Gelinen noktada Rusya Ukrayna'ya giriyor, AB yaptırım kartını açıyor, Moskova da ENERJİ ile hepsini vuruyordu. Avrupa'nın tasfiye edilmek istendiğini her fırsatta yazsam da, Macron'un bazen işi büyüttüğünü de görmek zor değildi. Fransa Devlet Başkanı, yaklaşık bir hafta önce Türkiye için söylediği sözlerin bir benzerini Kremlin için dile getiriyordu. Emmanuel Macron, Rusya'nın, Fransa'nın askeri anlamda anlaşmazlığa düştüğü veya etki kaybı yaşadığı zor durumdaki Afrika ülkeleri üzerinden "Fransız avcılığı yaptığını" ileri sürdü. Macron, "Afrika'da etki inşa etmek isteyen çeşitli güçler, insanları şüpheye düşürerek Fransa'ya ve Fransızcaya zarar vermek, kendi çıkarlarına zemin oluşturmak istiyor" dedi. Fransa, Rusya'yı Wagner üzerinden Mali başta olmak üzere bölgede Fransız karşıtlığı yapmakla suçluyordu. Mali'nin yanı sıra Burkina Faso ve Nijer gibi ülkelerdeki yaşanan rahatsızlıktan da Türkiye'yi sorumlu tutuyordu! Rusya ENERJİ kartı üzerinden AVRUPA BİRLİĞİ'ni titretirken, öte yandan bu mücadele AFRİKA'ya inmiş durumda... Hem Türkiye hem de Rusya Fransa'nın karşısında! Tesadüf olabilir mi? Elbette hayır...

Fransız lider, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesinden sonra oyunu görüyordu. Diğer AVRUPALI ülkeler gibi... Mesela RUSYA fiyatları artırıp gazı keserken ABD yardıma koşuyordu! ABD sıvı doğalgazı AVRUPA'ya yollarken, 4 kat daha yüksek fiyat veriyordu. Kendi içindeki üreticilere ise tam tersi! Bu durum AVRUPA'nın ABD ile rekabet edebilme şansını ortadan kaldıran sebeplerden biriydi. Macron, "Bu ittifak anlayışına yakışmıyor" dese de dinleyen yoktu. Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire, belgelerle yapılan ticareti ortaya koyuyordu.

Sık sık yazdığım gibi Biden'ın gelmesi RUSYA ile ABD arasındaki eski dengenin kurulmasının önünü açtı. CENEVRE'de başbaşa yaptıkları ZİRVE bunun içindi. Savaş da sonrasında geldi. Soru şu! ABD ile RUSYA ittifak yapıyorsa rakip kimdi? İki şık vardı. AB ve ÇİN! Evet ikisi birden rakipti. İki güç etki alanlarındaki ülkelerle birlikte bu iki ekseni durdurmak için yola çıkıyorlardı. SAVAŞ bir sonuçtu. AVRUPA'nın enerjideki eksikliğini görmesi, dünya üzerindeki iddialarından vazgeçmesi, büyük olmak için çıktığı yoldan dönmesi gerekiyordu. Bu nedenle düğmeye bastılar. Burada kilit rol oynayan iki ülke daha vardı. Biri İngiltere diğeri ise Türkiye. Konum gereği TÜRKİYE vazgeçilmezdi...

ABD'nin AVRUPA BİRLİĞİ'ni dağıtacağını yine önce MACRON gördü. ABD ziyaretinin amacı da bu. Beyaz Saray'dan AB dağılsa da gücünü korumak isteyen bir FRANSA talep edecekti. Savaş durmuyor, ufukta barış görünmüyordu. Bu enerji fiyatlarını yukarıya çekiyor KREMLİN'in kasasını dolmasına neden oluyordu. Faturayı ödeyen ise AB'den başkası değildi. Hem Moskova'dan hem Washington'dan gelen abartılı faturalarla baş başaydılar! Dünya medyasının yazdığı gibi, BATI BLOK olarak RUSYA karşıtı olsaydı, PETROL fiyatlarını 30 dolara çekerlerdi ve Moskova'nın işi biterdi. Yaptırımlara da gerek kalmazdı. Peki ne yaptılar! Tersini... Böylece hem AB, hem de ÇİN'in giderlerini artırdılar...

AVRUPA'nın tasfiyesi için start verilirken, Türkiye olmazsa olmazdı. Bu kurgunun finale gitmesi için Türkiye'nin rol alması şarttı. Başkan Erdoğan, bunu harika bir şekilde yerine getirmekteydi. Rusya-Ukrayna arasında dengeyi tutuyordu. 6'lı masa ise net olarak UKRAYNA'nın yanındaydı. Kemal Bey aradığı desteği bulamadığı ABD'de John Hopkins Üniversitesi'nde konuşurken "Ukrayna'nın yanındayız. AB için gerekeni beklemeden yapacağız..." diyordu. Masanın diğer üyeleri de aynı şekilde...

Türkiye'ye yapılan operasyonların büyük çoğunluğu AVRUPA çıkışlıydı. Erdoğan bunu kırıp attı. AK PARTİ bünyesinden kopanlara rağmen gücünden bir şey kaybetmedi. Kaybetmeyecekti. Başkan Erdoğan, rüzgarın nereden estiğini kendisiyle yarışan MUHALEFETTEN çok ama çok daha iyi biliyordu... Seçimlere de BİLEN ve BİLMEYENLER olarak gidilecekti... Sonucu tahmin etmek zor değildi... DENGE belliydi...

Sürpriz gelişmeler de olacaktı...

İzleyin görün...