Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 12 Mayıs 2022

İki manşet!

2023'E giden yol açılmış ve seçim startı verilmiştir...
Türkiye'nin önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda konuşacağı ana konu seçimdir.
Cumhuriyet tarihinin pek çok yönden en kritik en önemli seçimine gidilmektedir.
Koalisyonlarla yönetilen ortalama iktidar süresinin 1.6 yıl olduğu dönemlerden sonra 20 yıllık ERDOĞAN dönemi gelmiştir. Yapılamayan pek çok esere imza atılmış, sayısız mücadele verilmiştir. Çok kişiyle yollar ayrılmış, milli ruh uyanmıştır. Unuttuğumuz coğrafyalarla bağ kurulmuş ya da canlandırılmıştır... Dünyanın çatısındaki kırılmalara karşı pozisyonlar alınmıştır... Bölgede yaşanan bunca badireye rağmen TÜRKİYE ışıl ışıl parlamıştır.
Kısacası Başkan Erdoğan yaptıklarıyla fark meydana getirmiş ödülünü de seçimlerden daima birinci çıkarak almıştır. BU NET...
Pandemi sonrası dünya farklı bir kulvara girdi. Üzerine bir de RUSYA-UKRAYNA savaşı gelince etkilenmeyen ekonomi kalmadı. Bütçeler delik deşik oldu. Gelir gider dengesi fena halde şaştı. Ve sorunlar yarın bitecek de değildi.
Türkiye'de en çok konuşulan iki konu vardı! İKİ MANŞET!
Biri ENFLASYON diğeri de MÜLTECİ meselesi. 2023'e bu iki ana omurga üzerinden gidilecekti. Enflasyonu yaşamayan ülke yok! Çözümü de maalesef hemen yok! ABD de Almanya da Çin de bunu yaşamakta. Haliyle Türkiye de... Mülteci konusu ise bence çok sağlıklı tartışılan bir konu olmaktan çıktı, çıkarıldı. ABD'de 47 milyon mülteci var! Doğru yönetildiğinde, BÜYÜK DEVLET REFLEKSİ gösterildiğinde sorun değildir.
Makine mühendisinin 5-6 bin lira aldığı yerde, 10-12 BİN LİRAYA BİR TORNA USTASI BULUNMUYORSA nedeni BAŞKA YERDE ARAMAK GEREKİR...
Gelinen noktada, MÜLTECİLERE TÜRK sanayisinin ihtiyacı olduğudur.
Bu ne kadar olur, nasıl olur, kalibrasyonu ne olmalıdır gibi sorular bırakılıp tartışma başka alanlara çekilmektedir.
Muhalefet 2023'e MÜLTECİ ve ENFLASYON kartıyla uzanmak isteyecekti. Çünkü iki konu da yakıcıydı! Başkan Erdoğan nedeni İÇERİDE olmayan iki ana meseleyi omuzlayıp sandığa gidecekti.
ENFLASYONUN da MÜLTECİLERİN de nedeni Türkiye değildi. Dışarıdan içeri giren iki rüzgardı...
Ancak sonuçlarının burada yaşandığı da bir gerçekti.
Muhalefetin eli ise bu konuda rahattı. Halkın iki gündemini kaşıdıkça kaşımaktaydı.
Siyaset bu. Doğal... 2010'da ARAP BAHARI ile taşlar yerinden oynayınca ve Suriye de bu fırtınadan etkilenince milyonlarca insan ölümden kaçıp Türkiye'ye sığındı. Resmi rakamlara göre 3 milyon 762 bin 686 Suriyeli burada yaşıyordu. Muhalefete göre ise çok daha fazla. Bir de Suriyeli ve Afgan mültecilere "OY KULANDIRILACAK" hikayesi ortaya atılınca tansiyon iyice fırlıyor, gerilim artıyordu.
Muhalefet "Sığınmacılar konusunda hiçbir politika yok.
Denetimsizlik var, sınırlardan isteyen elini kolunu sallayarak geçiyor. 100 bin kırmızı çizgiydi, 3 milyon 700 bin oldu.
Denetim yok. Başı bozukluk var, kimin ne yaptığı belli değil..." diyerek konuyu ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYORDU. BAŞARILI DA OLUYORDU. Bu da sosyal hayattaki bir takım enstantanelerle birleşince KORKU uyanmakta, canlı kalmakta ve insanlar yönlendirilmekteydi...
Hayat pahalılığı ile birleşen bu korku yersiz olsa da zihinlerde ÇARPAN ETKİSİ yapmaktaydı. Bu nedenle nereye giderseniz gidin kiminle konuşursanız konuşun 5 dakika sonra konu ENFLASYON ve MÜLTECİ meselesine gelecektir. Bana gelen sorulardan biliyorum.
AK PARTİ DE BU TUZAĞA düşmektedir... Bu iklimde dün Başkan Erdoğan'ı dinledim... Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi. "Siyasette kavgalar vardır. Biz vesayet odaklarıyla kavga ettik, sen edemezsin" dedi. Başkan Erdoğan, Kemal Bey'i ısrarla "BAY KEMAL" diye tanımlayıp karşıya koymakta. Seçimlerde alınan bunca zaferden sonra belli ki bunu doğru da bulmakta. Haklıdır da. Ancak bence 2023 için BAŞKA DİL KULLANMA ZORUNLULUĞU vardır. Daha önce de yazdım! Kemal Bey yaşı gereği, Erdoğan'ın karşısında aday olmak istemektedir. ENFLASYON ve MÜLTECİ kartıyla bu kez Erdoğan'ı yenebileceğini düşünmektedir. Rövanşı alabileceğine inanmaktadır da... Son derece de doğaldır bu. Ancak Kemal Bey'in aday olacağını hiç sanmıyorum.
Başkan Erdoğan'ın karşısında Kemal Bey'in yarışacağına hiç ihtimal vermiyorum.
Kemal Bey'in bir araya getirmek için çaba harcadığı 6'lı masa, Erdoğan'ı ana konularda yormakla ilgili bir strateji içinde... Son düzlükte TAZE, ENERJİSİ YÜKSEK bir isimle BAŞKANLIK yarışına gidilecektir. GİZLİ EKÜRİ ile koşulmaktadır! Kemal Bey istese bile bunu engellemeyecektir.
Daha da önemlisi sadece ve sadece ERDOĞAN'ı hedef alan bir organizasyonla yürüyeceklerdi. AK PARTİ ile muhalefetin hiçbir derdi yoktu! Erdoğan'ı hep birlikte "ÖTEKİ" yaparak adımlarını sıklaştıracaklardı. Zaten AK PARTİ döneminde palazlanan çok daha öne çıkan ve isimleri duyulan pek çok iş adamı, özel koordinatlarda bu nedenle MUHALEFETLE sıcak görüşmeler yapmaktaydı. Pek çok işadamı, ULAKLARLA MUHALEFET arasında mekik dokumaktaydı. 2023'te ERDOĞAN'ın kazanamayacağı ihtimaline oynayan isim sayısı az değildi. Ben daha önce de yazdım. ERDOĞAN KAZANACAKTI...
Bu çerçeveden bakınca Başkan Erdoğan'ın yerine de parti içinde birilerinin konuşuyor olması gerekiyor artık. Erdoğan'ın daha yukarıda kalıp güçleri yetmediği için bir araya gelmek zorunda kalan 6'lı ile teması PARTİLİLERE bırakmasında fayda vardı. 6 parti, bir kişiye karşı birleşiyorsa "GÜÇLERİ YETMEDİĞİ" gerçeği unutulmamalıydı.
Erdoğan dünyanın en zor döneminde 20 yıldır iktidarda.
Bu büyük bir birikim, büyük bir tecrübe. Rusya-Ukrayna savaşında görüldü ki herkes ERDOĞAN'a geliyor. Bu nedenle "BAY KEMAL" şablonu ile içerideki ringe dönmenin bir anlamı yoktu.
Enerjinin burada harcanmasına ihtiyaç yoktu. Yeni ses, yeni gülümseme, yeni isimler, yeni bir ruh ile 2023'e göz kırpılmalıdır.
Ve bir gelecek tanımı yapılmalıydı. Bu ülkede yaşayan herkes 5 yıl sonra 10 yıl sonra nerede olacağını hissetmeliydi...
Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Rusya ile Rusya Devlet Başkanı arasında ayırım yapılmalı" ifadesini kullanıp "Rus halkına karşı bir tavrımız yok. Bu bir rejimle, siyasi bir sistemle ve bir kişiyle alakalı. Bu bir kişinin savaşı..." dedi. Bunu içeriye taşıyıp 2023 seçimlerine uyarlayın! "Muhafazakarlarla, AK Parti ile bir sorunumuz yok! Biz bir kişiyle mücadele ediyoruz. Onu değiştirmek istiyoruz..." yorumu yapılabilir mi? Elbette!
Zaten bu başladı bile...