Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 7 Ocak 2021

Ortak tavır

GELİN isterseniz bugün koca bir TUR yapıp gidişatı anlamaya çalışalım...
Dün buraya Wuhan'ı taşıdım.
Dünya kan ağlıyorken Wuhan'da çılgın partilerin yapılması ve bunun servis edilmesinin ne anlama geleceğini açıklamaya gayret ettim.
Gerçekten Çin'den bize gelen aşı bile, orada 700 bin kişi üzerinde uygulanmışken "bu sağlıklı normale dönüşün" kaynağı neydi? Kimse bilmiyordu. En azından Çin paylaşmıyordu...
Derken çok önemli bir gelişme yaşandı...
Dünya Sağlık Örgütü CORONAVİRÜS'ün kökenini araştırmak için bu ay Çin'e gitmesi beklenen 10 KİŞİLİK UZMAN EKİBİN ÜLKEYE ALINMADIĞINI AÇIKLADI. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus bunu "TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞI" sözleriyle anlattı. Oysa düne kadar BAŞKAN "Çin'in verileri gizlediğini gizliyor" diye suçlanıyordu! Doğru mu? doğru...
Devam...
Son zamanlarda yine sık sık buraya BÜYÜK MÜCADELEDE GÖZLER İKİ ÖNEMLİ AKTÖRDE OLMALI notunu düşüyorum. Büyük savaşın büyük mücadelenin anahtar ülkelerinden olan RUSYA ve İRAN... ÇİN'in durdurulması kontrol edilmesi ya da tasfiye yolunun açılması için haritayı önünüze alıp baksanız bile bu İKİ ÖNEMLİ OYUNCUNUN Pekin'e eşsiz bir kapı araladığını görmekte zorlanmazsınız...
11 Eylül İKİZ KULE saldırılarının amaçlarından biri de İRAN ile ÇİN arasındaki köprüyü kesmekti. Saldırı New York'ta gerçekleşti ancak ABD askerleri Afganistan'a çıktı! Ne ilgisi olabilirdi ki! Vardı... Çin kontrol edilmeliydi...
Devam...
Joe Biden seçimleri önde göğüsleyip BEYAZ SARAY yürüyüşünü başlattıktan sonra çok ilginç bir haber medyaya düştü. Uzun menzilli bir füze etkisi yapıyordu.
Ancak kimse üzerinde durmuyordu.
İNGİLİZ MEDYASI ABD seçimlerinden iki gün sonra "Putin GÖREVİ BIRAKACAK" manşetleri atıyordu! Daily Mail Moskova'daki güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberinde şunları yazıyordu: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2012'den bu yana Parkinson hastalığının kıskacında. Ocak ayının sonunda görevi bırakacak. Azalmış kol salınımı da bunun göstergesi...
Yaklaşık bu haberin üzerinden iki ay geçti geçmedi dün yine Moskova kaynaklı çok özel bir gelişme yaşandı...
Vladimir Putin yönetimine yakınlığıyla bilinen siyaset bilimci, gazeteci ve eski Duma milletvekili Sergey Markov, ABD destekli muhalefetin eylül ayında Putin'i başkanlık koltuğundan indirmeye çalışacağını söyledi. "Kiev'de gerçekleşen meydan tipinde bir hareket" olması çok muhtemel diye de ekledi...
Peki Sergey Markov, Putin'i sokak hareketleriyle kim devirecek sorusuna ne cevap verdi? Sanırım burası çok önemliydi... Markov, 'Meydan hareketi'ni organize edenlerin başında ABD ve İngiltere'nin gizli servislerinin bulunduğunu açıkladı...
Yani Trump'ı kullandığı HACKERLAR ile BAŞKAN SEÇTİRDİĞİ iddia edilen Putin, Biden döneminde hedef olmaktan kurtulamıyordu. Birkaç gündür yazmaya gayret etiğim gibi İNGİLTERE de adımlarını ABD yanında sıklaştırıyordu. Görüntü ve sızıntılar bu yöndeydi! İran zaten açık ve net hedefti. Hiçbir şekilde ABD'nin karşısında oyuncu olacak bir figür olamayan İRAN'ın hedef seçilmesinin arkasında RUSYAİRAN- İNGİLTERE arasında büyük gücü bulunan tarihsel arka planı olan GÜÇLÜ AİLELERDİ...
Çin denilen MUCİZE aslında birkaç güçlü ailenin akıllarının dışa vurumuydu...
Markov, "PUTİN BU KADAR ZAYIF MI?" sorusuna ise Belarus'taki olayları işaret ederek "OLMAZ OLMAZ" diyordu! Birkaç kez buraya taşıdığım gibi RUSYA için geri sayım Aleksey Navalnıy'ye düzenlenen zehir saldırısı ile başlamıştı...
Devam...
Sanırım TEMMUZ ayıydı... Türkiye LİBYA'da bayrak gösteriyor sahada önüne geleni biçip ilerliyordu. Mayıs ayında ele geçirilen Vatiyye Askeri Hava Üssü'ne SALDIRI düzenlendi. Saldırının General Halife Hafter'e destek veren "yabancı savaş uçakları" tarafından yapıldığı açıklandı.
Saldırı sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir süredir elektronik harp cihazıyla hava savunma sistemi konuşlandırdığı ve yakında hem F-16'lar hem de SİHA'lar için üs yapmayı planladığı Vatiyye yara alıyordu... Saldırının arkasında bakıldığında görülen iki aktör vardı. FRANSA ve BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ...
Saldıran uçaklara havada TANKER UÇAKTAN YAKIT İKMALİ de yapılıyordu... Bu saldırının öncesinde de sonrasında da TÜRK HEYETİ orada boy gösteriyor ve "bunun hesabını verecekler" diyordu... Hulusi Akar bunu en net söyleyen yetkili isimdi...
Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa sadece burada TÜRKİYE karşıtı pozisyon almakla kalmıyor, YUNANİSTAN'a ADALAR'da konuşlandırmak üzere çok sayıda savaş uçağı yolluyordu... GİRİT'e gelen uçakların Ankara'ya gözdağı vermekten öteye bir amacı olamazdı.
Ankara bu mesajı ayağının altına alsa da karşıdaki ekibin niyeti ortadaydı...
Derken bu koroya Suudi Arabistan da katıldı... Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın emriyle çok sayıda F-15 jeti, Girit'teki Suda Üssü'ne inecekti. Uçaklar gelecek YUNAN PİLOTLARA emanet edilecekti.
Bütün bunlar olurken ABD de boş durmuyor Türkiye'ye F-35 projesinde dışlayıcı bir tutum izliyordu...
Savunma sanayiini hedef alan yaptırım kartıyla geliyordu... GİRİT merkez haline getirilince Mısır ve İsrail de oyuna dahil oluyordu...
Bu denge içinde önceki gün KÖRFEZ'de önemli adım atılıyor, KATAR tek başına dişe diş mücadele verdiği KOMŞULARIYLA masada buluşuyordu. Anlaşma sağlanıyordu. İsrail ile BARIŞAN ARAPLAR şimdi kendi içlerinde de TEK PARÇA haline getirilmeye çalışılıyordu... Katar'ın da bu koroya katılması yani Mısır-Suudi Arabistan- Birleşik Arap Emirlikli-Bahreyn ve İSRAİL eksenine katılması, İRAN için en yumuşak tanımla GÖZDAĞIYDI! ABD Dışişleri Bakanı Pompeo 7 ülkeyi kapsayan veda gezisine çıkıyor İstanbul'a geliyordu.
Ancak yetkili kimseyle görüşmeyen Pompeo sadece Fener Rum Patriği Bartholomeos'la bir araya geliyor ve yoluna devam ediyordu... Gideceği noktalar arasında KATAR da vardı! İşte KATAR'ın etrafındaki komşularıyla bir araya gelmesinin rötuşları da o zaman yapılıyordu...
Pompeo Katar'ın yanı sıra Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail'e gidiyordu...
Yani çok net göremesek de ABD ile İNGİLTERE arasında bir yakınlaşma var. Bütün bunlar da bunun sonucu gibi durmakta...
Wuhan da Libya da Suriye de Putin de İran da, Kafkasya da... Hepsi yani... Yaşadığımız çağın en ilginç tarafı ise VİRÜS ile bütün siyasi ve ekonomik mücadelenin ortak payda altında toplanıyor olması... "Virüsün merkezi Wuhan" iddiası da, Çin'deki normale dönen hayat görüntüleri de, Dünya Sağlık Örgütünün Pekin'e alınmaması da Girit'e yollanan uçaklar da, "Putin gidecek" söylentileri de aynı masa etrafında toplanan aklın bize gösterdikleri...
Türkiye şu an için herhangi bir pozisyon değişikliğine gitmiş değil.
SERT YAPMASA da değil!
Bazıları taşlar yerinden oynarken içerideki küçük tartışmalarla vakit kaybetmeye pek gönüllü... İnanın Türkiye'nin bunlara değil geleceği okumaya ihtiyacı var... Ve birlikte hareket etmeye... Gelişmelere böyle bakınca hem Türkiye'nin eşsiz değeri hem de "BİZSİZ OLAMAYACAĞI" gerçeği ortaya çıkmakta...
Herkesin kendine yeni yılla birlikte format atmasında fayda var... Yeni yıl sanırım gerçekten YENİLİKLERE GEBE GİBİ...