Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 23 Ekim 2019

Oyun içinde oyun

KONU sadece YPG değil. Hiç olmadı. İç içe geçmiş denklemle karşı karşıyayız. Oyunu kuran ABD. Bu net! Rolleri dağıtan da o! Amerikalılar, YPG'yi gerçekten bıraktı mı? Buna inananların olduğunu görmek, bölgedeki dinamiklerin yeterince anlaşılmadığını göstermekte!
Arap Baharı gelip Suriye'ye dayandı.
İç savaş başlangıçta İran, Irak, Suriye ve birkaç yıl sonra Türkiye'den koparılacak toprak parçasıyla kurulacak bir Kürt devleti üzerine inşa edildi. Ancak coğrafi olarak da neredeyse DERİNLİĞİ OLMAYAN BİR TOPRAK PARÇASINDA KÜRT DEVLETİ NASIL KURULACAKTI? KURULSA DA NASIL YAŞAYACAKTI?
Bu soruların cevaplarına fazla zaman bulamadan İÇ SAVAŞ yoğunlaştı. Tavan yaptı. Her taşın altından çıkan AKIL ABD'ye aitti.
ABD'nin istediği gibi gidiyordu her şey... Bu Rusya'nın da işine geliyordu. Uzun vadede kazanacak ülkeler Rusya ve ABD olacaktı. 2011 yılında savaşın başladığı günden itibaren haritayı önümüze koyduğumuz takdirde kazananın ABD ve Rusya olduğunu görüyoruz. Zararı gören ise TÜRKİYE...
Yaklaşık 5 milyon SURİYELİ, Türkiye topraklarına girdi. Ve masrafı tek başına Türkiye üstlendi... Mali anlamda operasyonun etkisi Ankara'ya fatura getiriyordu...
Savaş öncesi Ankara Şam'ı yanına almış dolu dizgin gidiyordu... Bundan rahatsız olanlar vardı. Olacaktı da...
Oldular da... Ankara çok önemli yakınlıklar kurduğu Suriye yönetiminin üzerinden bölgede büyük bir güç olacaktı.
Elbette bugün de Türkiye bölgedeki en büyük güçtür.
Ama Ankara, Şam rotası üzerinden yürüseydi bugün ABD bölgede etkinliğini gösteremeyecekti. O günün şartları böyleydi... Neyse...
Tabii ki ABD sahne aldı. Fırsatı kaçırmadı.
Kendi senaryosunu hayata geçirdi. Oyun içinde oyun kuruyorlardı... Mesela ABD, YPG'yi büyüterek aslında Türkiye'nin de istemediği bir oluşumu engelliyordu! Garip ama böyle... YPG'ye sınırsız destek vererek İran-Suriye- Lübnan Şİİ HİLALİ'nin önüne geçiliyordu! Bunu yapan ABD, YPG'yi büyütmek için Türkiye'yi de hedef alıyordu!
Dün de bugün de yarın da ABD, YPG'yi asla bırakmayacak.
Gerekirse Türkiye ile çok ağır bir gerilim yaşayacak ama aksi asla olmayacak. Bunu bilmeden hiçbir şeyi anlama şansımız yok!
Çünkü ABD, İran, Türkiye, Irak ve Suriye'de etkinliğini korumak için YPG'yi hep kullanacak. Rusya, YPG'nin önemli bir gücünü ABD'nin elinden almak için çok adım attı.
Küçük çaplı başarılar elde etse de önemli bir güce ulaşamadı.
Uçakları havada kalamayınca mesajı aldı...
Ancak Rusya da YPG'ye hep destek verecek.
Aynı şekilde İran da...
ABD'nin en güvendiği YPG'nin önemli ismi Ferhat Abdi Şahin, aslında Fransa anayasasına inanır.
Bu isim YPG üzerinde çok etkindir ve ABD, Fransa'nın bu adımına karşı YPG'ye küçük bir ders verecek.
Şimdi olan bu aslında!
Ferhat Abdi Şahin yani Şahin Cilo veya Mazlum Kobani gibi farklı kod adları bulunan örgüt lideri, PKK'nın üst düzey liderlerinden biridir.
Trump'ın "GÖRÜŞÜN" dediği isimdir yani!
Bugün YPG'nin bölge dışına çıkartılmasının nedenlerinden biri de Fransa'nın bölgedeki etkinliğinin artma ihtimalidir.
Çünkü YPG içinde Fransa çok güçlendi.
Türkiye'nin operasyonuna ABD'den daha fazla tepki veren ülke Fransa oldu. Çünkü Fransa'nın 20 yıllık planı, Türkiye'nin operasyonuyla bitti. Bu konuda François Mitterrand ve Kürtler'in annesi Danielle Mitterrand'ın oğlu Gilbert Mitterrand, YPG'nin planlarını organize ediyordu. Ferhat Abdi Şahin'i ikna eden kişi de Gilbert Mitterrand oldu.
Şimdi Fransa, Ferhat Abdi Şahin'e bağlı güçlerin etkisi kadar bölgede söz sahibi olacak.
Washington aklı çok farklı çalışmakta.
Bunu Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerinde Türkiye karşıtlığında da gördük. Esad karşıtı Arabistan Kraliyet Ailesi, aynı zamanda Suriye konusunda Türkiye karşıtı oldu. Tabii bu duruma gelmek için Washington'ın Cemal Kaşıkçı'yı feda etmesi de önemliydi.
İstanbul'daki Kaşıkçı operasyonu, Türkiye ile Suudi Arabistan'ın arasını açmak için de önemliydi.
Aynı şekilde Birleşik Arap Emirlikleri ile de Türkiye'nin arasını açmak zor olmadı.
2011 yılında Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah Bin Zayid El Nahyan, "Arap Baharı konusunda Türkiye haklı.
Biz de kendimizi Türkiye'nin yanında konumlandırıyoruz.
Suriye için de destek olacağız.
Çünkü Türkiye bölgede barışı savunuyor" dedi. 1 yıl sonra Türkiye için "İşgalci" diyen de Abdullah Bin Zayid El Nahyan'dan başkası değildi. Türkçe öğrenmeye başladığını da söyleyen Nahyan'a Amerikan tehdidini söyleyen kişinin o tarihte ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone olması da şaşırtıcı değildi. Yani ABD, Türkiye'nin İslam ülkeleriyle birlikte bölgede etkin olmasını istemiyordu.
Bunun için çok önemli adımlar attılar. Mısır ve Bahreyn'de de Türkiye karşıtlığı tavan yaptı. Çünkü ABD; gelecekte Akdeniz'de Türkiye'nin OYUN KURMASINI, MÜSLÜMAN ÜLKELERİ YANINA ALIP RAKİP OLARAK KARŞISINA DİKİLMESİNİ İSTEMİYORDU... Bunun için YPG ve DEAŞ meydana getirildi... Rusya'nın her zaman "EVET" dediği oyun kuruldu...
Suriye'ye de bölgeye de YPG'ye de bir de böyle bakın!
Olay YPG değil. Çok ama çok derin... TÜRKİYE'YE "ROLÜNE RAZI OL VE BÜYÜK İDDİALAR TAŞIMA" denilmekte.
Ankara buna itiraz ediyor.
Kimsenin yapmadığını yapıyor. Ekonomik olarak gelmek istiyorlar, o kapıyı da Berat Albayrak kimsenin daha önce yapamadığı şekilde kapatıyor...
Türk DEVLETİ aklını birleştirip sahaya inince karşı taraf bütün mahalle geliyor...
Onların verdiği role itiraz edenler de her yerde hedef! Konu bu!