Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 18 Eylül 2019

Ni’Çin Aramco

PETROL, Suudi Arabistan, Jeffrey Epstein cinayeti, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'da ortadan kaybolması, Çin, Washington, ARAMCO, Suriye kaosu, YPG-PKK, Türkiye'nin rotası, Kıbrıs, Doğu Akdeniz… konuştuğumuzu konuşacağımız belli başlı konular. Savaşın kendini hissettirdiği alanlar. Ve tepedeki büyük güçler. Büyük kavga...
Açalım biraz daha. Net adımlarla gidelim...
ARAMCO'nun iki tesisine Cumartesi günü yapılan saldırının nedenlerinden önce, birkaç detayı hatırlatmakta fayda var. DRONE'larla gelip 1000 km ilerideki DEVİ vurmak hiç ama hiç kolay değil. Akla da uygun değil… Gözden kaçan önemli bir detay var. O ıskalandı gibi… Perdeye aralarsak kavganın net fotoğrafı ortaya çıkacaktır.
Birkaç TRİLYON değer biçilen ARAMCO tartışmasız dünyanın en büyük şirketi. Daha önce de yazdığım gibi ARAMCO'nun halka arzı yapılacaktı.
ERTELENDİ. Nedenlerini sıralamıştım. Çünkü Çin, halka arzda önemli miktarda ARAMCO hissesi alacaktı.
ABD de halka arzı engelledi ve Çin'in büyük planını bitirdi.
Çünkü, Çin'in ARAMCO'ya ortak olması, Washington'ın asla kabul etmeyeceği yeni bir dönemin başlangıcı olacaktı.
Suudi Arabistan şirketi ARAMCO günde 10 milyon varilin üzerinde petrol üretiyor.
Bu DEV ŞİRKETİ şöyle de tanımlayabilmek mümkün.
ARAMCO dünya petrol rezervinin 6'da 1'ine sahip!
Bu muazzam bir silah. ÇİN bu vanayı eline geçirdiği an önünde kimse duramaz. Bunu en iyi bilen ABD. Bu nedenle saldırgan tutum içindeler. İstanbul'daki Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman, Washington tarafından köşeye sıkıştırıldı. Öyle ki gittiği her yerde dışlanan Prens Selman, sadece ABD'nin istediği kadar özgür olduğunu anladı.
Bu durumun da geleceğiyle ilgili kaygıları arttırdığını gören Selman, gizlice Çin'le görüştü.
ARAMCO'ya büyük ortağın tekrar Çin olmasını isteyen Selman, Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı ve ARAMCO Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapan Halid el-Falih'i yetkilendirdi. Halid el-Falih de 16 Eylül Pazartesi günü çok önemli bir toplantı organize etti.
Ancak ARAMCO Yönetim Kurulu üyelerinin hiçbirine haber verilmedi. Lynn Laverty Elsenhans, Peter Cella, Andrew Liveris gibi ABD'nin atadığı isimlerden gizli yapılacak bu toplantıda Halid el-Falih'in karşısında Çinli PetroChina ve Sinopec yetkilileri olacaktı.
Toplantıda Çin şirketleri Çinli PetroChina ve Sinopec, ARAMCO'nun yüzde 20 hissesini halka arzdan önce almak istediğini anlatacaktı.
500 milyar dolarlık bu teklif azımsanamayacak kadar önemliydi.
İşte Washington bu toplantıyı Cuma günü öğrendi. Cumartesi günü de yani toplantıdan iki gün önce ARAMCO'nun iki tesisi Abqaiq ve Khurais'deki petrol yerleşkeleri bombalandı. Bu ikili oynayan Prens Selman'a son uyarıydı. Çin'e de yapılan bir uyarıydı aslında. Öyle de oldu. Pazartesi günü yapılması planlanan toplantı, saldırı sonrası gerçekleşmedi.
ABD'nin bu toplantıya izin vermeyeceği şaşılacak bir durum değildi elbette.
Çin, ARAMCO ortaklığıyla birlikte enerji ihtiyacını tamamen ortadan kaldıracak bir hamle yapacaktı. Kendileri için inanılmaz akıllıca bir hamleydi bu. Prens Selman, Washington'a Çin'in bazı teklifleri olduğunu söylemişti. Ancak Pazartesi günü yapılacak toplantıdan söz etmemişti. Eğer bu toplantı gerçekleşseydi ve Çinli PetroChina ve Sinopec'in vaat edeceği para Arabistan hesabına geçseydi, Prens Selman 23 Eylül'de New York'ta yapılacak BM Zirvesi'ne katılmayacaktı.
Belki RİSK gördüğü için şimdi de katılmayabilir… Belli olmaz.
Risk hep var.
ARAMCO'yu sıradan bir gücün bırakın vurmayı aklından bile geçirmesi mümkün değildir. Dünyanın kaderini etkileyen biraz şirkete ancak ve ancak dünyayı yönetme iddiası olanlar müdahale edebilirdi!
Öyle de oldu.
Bu saldırının arkasında Washington'ın olduğunu anlamak zor değil. Washington bu saldırıyla birlikte Tahran'ı hedefe koydu. Yani birkaç hamle birden yapmış oldu. Şimdi Tahran'ı vurmak için elinde koz olan ABD, Avrupa'daki kamuoyundan da tepki gelmesinin önünü kapadı.
Çin, Hong Kong'dan sonra ikinci noktada yani Arabistan'da da ABD'den bir darbe aldı.
Hong Kong, ABD'nin ne kadar kararlı oynadığının kanıtıydı.
Suçluların iade yasasının iptal edilmesine rağmen, Hong Kong'da gösteriler bitmedi.
Bu gösterilerin azalması bir yana daha da şiddetlendiğini gördük. Hong Kong'da okullar hala açılmadı.
Pekin'in tüm hamlelerine rağmen Hong Kong'da Washington'ın daha güçlü olduğunu gördük. Çin, enerjiye ulaşmadan süper güç olamayacağını biliyor.
Ancak Hong Kong'a dahi söz geçiremeyen bir Pekin, nasıl süper gücün başkenti olacak!
Washington, Tahran'ı hedef seçerken aslında Çin'i abluka altına almak için bu hamleyi yapıyor. Ortadoğu'daki ya da Akdeniz'deki her Washington planının arkasında Çin'in engellenmesi yatıyor.
Bu SIR da değil. Ancak Çin her defasında yumuşak gülümsemelerle geçiştiriyor.
Bu politika ne kadar devam eder bilemem. Ama ABD sert tutumuyla hep önde kalmayı beceriyor.
ARAMCO'nun halk arzı ertelenince, bu tarihi karar sessizce gündemden kalkmıştı.
Şimdi ARAMCO'nun yakın zamanda halkı arzı yine zor görünüyor. Ancak ARAMCO yine gündem belirlemeye devam edecek. ABD yüklenecek Çin geriye düşecek. Pekin hamle yapmadığı sürece bu böyle gidecek.
Bu arada ABD ve İngiltere'nin geleceği için çok önemli olan Jeffrey Epstein cinayetinin de gündemden kalkması için ARAMCO'nun tesislerine yapılacak saldırıdan daha etkin bir malzeme de yoktu. Yaşanan gerçek ve gerçeklik duygusu verilen bütün olaylar büyük kurgunun sahneleri. ABD belki perde arkasındaki Rusya ile kimsenin büyük olmasını kendi başına yol almasını istemiyor.
Mümkün mü? Mümkün!
Herkesle temas kurup bildiğini yapmak isteyen tek ülke de TÜRKİYE… Emperyalist kuşatmayı yarmaya çalışan tek ülke de TÜRKİYE... Biraz geri çekilip bakın. Her şey ortada. İçerideki dışarıdaki zorluklara rağmen emin adımlarla giden engellemelere tuzaklara rağmen yol alan tek ülke Türkiye… İran-Irak-Suudi Arabistan'daki petrolün kime ne kadar verileceğine ABD karar vermek istiyor. Körfez Harekatları bu nedenle yapıldı.
Irak'a bu nedenle girildi. İran bu yüzden hedef. Kaşıkçı ile Selman bu gerekçeyle köşeye itildi!
Suriye'nin kuzeyindeki oluşuma karşı çıkarak bu oyunu bozmak isteyen tek ülke de Türkiye… Kaşıkçı bu nedenle hedef seçildi.
İstanbul'da özellikle tercih edildi.
Olay bu...