Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 3 Nisan 2015

Kod adı: Kemal

ARTIK giderek içimizdeki YABANCILARI daha net göreceğiz!
Düne kadar sadece bize benzeyenleri görürdük! Çok kez de tanımazdık!
Ama şimdi hem bize benzeyenleri hem de benzemeyenleri göreceğiz! OKMEYDANI'ndaki aramalarda yani yapılan baskınlarda, BİR İNGİLİZ AJAN ele geçirildi! Büyük ihtimal gazeteler ve televizyonlar bunu görmeyecekti! Ama ben söylemek istedim!
Dün burada "ÖNEMLİ İSTİHBARAT NOT'larım var" dedim! Hatta "Birkaç güne kadar da yazarım!" sözü verdim!
Ama Bekir Hazar'la yaptığımız toplantıdan sonra bu NOT'ları YAZ-BOZ'a taşımaya karar verdik! Yani bu hafta YAZ-BOZ'da hiç bilmediğimiz çok özel İKİ NOT izleyeceksiniz! İzlerken de devletinizle ve milletinizle gurur duyacaksınız! Gözyaşı dökerken mutlu olacaksınız! Ve kesinlikle ve kesinlikle "İyi ki bu memleketin çocuğuyum!" diyecekseniz...
Gelelim bugünkü NOT'larımıza... Neler var neler... Yazıya başlarken Okmeydanı'ndaki aramalarda yakalanan İNGİLİZ'den söz ettik! Önceden bunlara elimizi süremezdik!
Şimdi elimizi attığımız gibi yakasından tutup alıyoruz! Peki bu kadar mı? Değil elbette! Şimdi Suriye'ye gidelim...
YPG güçlerine, IŞİD'e bakalım... İçeride ne olduğunu anlamamız için hemen yanıbaşımızda ne olup bittiğini eksiksiz olarak bilmek durumundayız!
Neyse... Uzatmayalım... ADI: KONSTANDİNOS ERİK SCURFIELD ... Bu arkadaşın annesi Yunan babası ise İngiliz... Uzun zaman önce kılık kıyafetini değiştirip Irak üzerinden Suriye'ye geçti!
YPG kampına katıldı..."IŞİD vahşetine karşı Kürtler'i yalnız bırakamam!" diyerek... Sanki IŞİD'de İNGİLİZ yokmuş gibi... YPG'de YABANCI SAVAŞÇILARDAN oluşan bir TABUR vardı!
İsmi de ROJAVA'nın ASLANLARI'ydı... Bizim ERİK, bu ekibin altın çocuğuydu! Nedeni çok iyi eğitimli olmasıydı! Kendisi buraya gelmeden önce İngiliz Kraliyet Donanması'ndaydı!
Çok bilinen bir askerdi! Çünkü özellikleri onu MI6'e kadar taşımıştı! Zaten İngilizler DENİZCİLERİNİ ne hikmetse MI6'e bağlamayı çok severdi! JAMES BOND karakterini meydana getiren IAN FLEMING de denizciydi!
Erik de denizci ve ajandı! Kürtlerle birlikte IŞİD'e karşı savaşıyordu! Manchester doğumlu Erik, bulundukları yere düşen TOP MERMİSİ nedeniyle can verdi! HASEKE'nin TELBERAK Köyü'nde Kürtler için savaşırken hayatını kaybetti yani... Cenazesi UNION JACK (Birleşik Krallık Bayrağı) ve YPG bayrağının sarılı olduğu tabutla kaldırıldı! İşin en ilginç tarafı Erik'in kullandığı kod adıydı!
Kürtler ona KONSTANDİNOS isminden dolayı KEMAL ismini vermişti!
Tabutunda böyle yazıyordu! Garip! Ama daha da garibi Çağlayan'da SAVCI Kiraz'ı şehit edenlerin Konstandinos'un memleketi olan Yunanistan'dan emir almasıydı! Atina'dan gelen telefonla katiller tetiği çekiyor ve savcıyı şehit ediyordu! Peki sizce BORÇ içinde yüzen Yunanistan'ın bize bu operasyonu yapacak gücü var mıydı!
Elbette yoktu!
Kim onları ayakta tutmak için PARA VERİYORSA kampları yaşatan ve Türkiye'ye sorun taşıyan da onlardı!
Hem DHKP-C'de, hem YPG'de, hem IŞİD'de bunlar ve kullandıkları adamlar vardı! OYUNU kurup bölgeyi ateş çemberine alacaklar ve Türkiye'yi durduracaklardı!
Geniş düşünün ve rolleri dağıtın! İngilizler bir yandan IŞİD'e adam yağdırıyor, bir yandan da etkili ajanlarını KÜRTLER'in yanına sokuyordu! Kim kazanırsa kazansın onlar kazanacaktı!
Haksız mıyım!
Türkiye'de 45 şehir saat 10:36'da karanlıkta kaldı! Saatler 12:36'yı gösterirken şehit savcımız Kiraz rehin alındı! Teröristler saat 15:36'ya kadar süre tanıdı! Yukarıda yazdım! Bu adamlar en ince ayrıntıya kadar düşünüp oyun kurardı! Türkiye'ye de önceki gün böyle bir akılla gelip saatlerin sonundaki 36'yı görmemizi istediler! Dün 36 ile ilgili yorumumu yaptım! Osman Gazi ile başlayıp Vahdettin ile biten 600 yılda 36 Padişah vardı! "37'ncisi olan Büyük Türkiye'ye izin vermeyiz! demek için savcıyı şehit ettiler" dedim! Dün bir dostum arayıp ilave yaptı! "36 rakamıyla verilmek istenen mesaj, birden fazla olabilir. Saatler ve arasındaki zaman dilimleri hiç bir tereddüte yer bırakmayacak kadar özenle seçilmiş ve dikkat çekici. Birinci mesaj Padişahların sayısı... İkinci mesaj ise yani 12:36 çocuğun doğumu! Bir çocuk ana rahminde 36'ncı haftada doğum pozisyonu almaya baslar. 36'ncı haftadan sonra ise doğum süreci baslar... Kurşunlarla bize 37'yi göremeyeceksiniz denildi!
Bence asıl ilginci son saat olan 15:36 idi! Bakın 15:30 ya da 16:00 değil! Tam 15: 36... İngilizce'de kullanılan LATİN alfabesi üzerine kurulmuş bir KODLAMA biçimi vardır! Adı ASSII'dir! Bu alfabeye girip baktığınızda karşınızda 36'ıncı karakter olarak çok ilginç bir şey bulursunuz!
$... Yani DOLAR...
Yani tetiği çektirenler, iki terörist üzerinden "Sakın Türkiye'ye kurduğumuz PARA DÜZENİNDEN ÇIKMAYA KALKMAYIN! Bunun bedelini çok ağır ödersiniz! Bu uyarımızı da yabana atmayın!" mesajı veriyordu! Yani FAİZ LOBİSİ kurşunlarla işbaşındaydı! Yani üç saatle, BAŞKANLIKTAN, BÜYÜK TÜRKİYE'DEN vazgeçin, FAİZ LOBİSİNE de sakın el atmayın diyordu!"
Haksız mı?
Geçtiğimiz günlerde bir gazetede hadi ismini söyleyeyim HÜRRİYET'te çok kısa bir haber vardı! Haber kısa olmakla beraber gazetenin en görülmeyecek bir yerindeydi! Arasan bulamazdın yani!
Ama ben aramaya bayılırdım! Gazeteleri yine öyle dikkatli bir şekilde okurken iç sayfalardaki bu haber gözüme battı! BALYOZ'dan içeri alınan komutanlardan biri çok önemli bir işadamıyla beraberdi!
Komutan cezaevindeki maketlerini bir müzede değerlendiriyordu! Bunda anormal bir durum yoktu! Ama ben nereden tanıştıklarını çok merak ettim! Bir işadamı, komutanın önünde KOMUTAN gibi yürür müydü! Bilemedim! Bağlantıyı da çözemedim! Ama dikkatimden de kaçmadı!
Bir ilişki vardı ama biz bilmiyorduk! Belki yakında bunlar da ortaya çıkardı!
Kim bilir! Burası Türkiye...
Haksız mıyım!
Çağlayan Adliyesi'ndeki saldırıdan sonra pek çok gazete, teröristlerin örgüt bayrak ve flamalarını yayınladı! Yasadışı bir örgütün ve Türkiye karşıtı güçler tarafından kullanılan yapının İŞARETLERİ, AMBLEMLERİ ve BAYRAKLARINI yayınlamak bir anlamda aslında içeriden operasyona devam etmek demekti! Katiller ayrı, örgütü ayrı tutmak durumundaydık!
Önceki gün Amerika'da hiç konuşulmayan bir saldırı gerçekleşti! ULUSAL GÜVENLİK AJANSI'na yani NSA'e iki siyahi genç saldırdı! Amerikalılar bilmese de bu gençlerin arkasında FRANSIZ GİZLİ SERVİSİ vardı! Amerikan Devleti bir tek kare vermedi! Kimse yayınlayacak bir şey bulamadı! Bulsaydı orası Amerika değil Fransa olurdu!
Böyle ince ve önemli bir ayrıntı vardı!
Haksız mıyım!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Avrupa gezisinde Romanya Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki karşılama töreninin ardından Romanya Cumhurbaşkanı Iohannis ve eşi Carmen Iohannis ile bir araya geldi.
Tam bu sırada AP yani Associated Press devreye girdi! Erdoğan'ı kötü, olumsuz, negatif, barış karşıtı kısacası her türlü kötülüğün gelebileceği bir insan gibi GÖSTERMEK adına deklanşöre bastı!
Elde edilen ERDOĞAN KARE'sini yaydı!
Yayınlanmaması gereken bir fotoğraftı.
Servis edilmemesi gerekiyordu! Ama yayıldı! Bir fotoğraf karesi üzerinden ALGI OLUŞTURULDU! Erdoğan'a bunu yapanların arkadaşları Amerika'da boş mu duruyordu? Elbette hayır!
Reuters ve Ipsos internet üzerinden "Amerika için en büyük tehdit kim?" anketi yaptı! Çıkan sonuçlarda ne Putin, ne Esad, ne El Kaide ne Çin ne de başka bir figür tehlike değildi! Tek tehlike vardı o da BAŞKANIN KENDİSİ! Peki bu anketin karşısında Beyaz Saray ne yaptı?
Sadece sustu!
Haksız mı!