Küresel mağdurların vicdani sesi olarak gür çıkışlar yapıyor.
Nitekim, küresel mağdurların vicdani sesi Erdoğan'ın, İranlı büyük şair Şirazi'den yaptığı alıntı, onun büyüklüğünün tasviri gibiydi: "Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan! Sana Âdemoğlu demek ne mümkün!" Erdoğan, Tahran'da yine gür sesle haykırdı. İdlib'deki 3.5 milyon sivilin hayatını kurtarmak adına açık ve samimi şekilde masaya ağırlığını koydu.
Dünya mağdurlarının ve masumlarının vicdani sesi olarak ayağa kalkmaktan, gaddarlara karşı tavır koymaktan kaçınmıyor. Sadece Türkler'in değil, dünyanın masum ve mağdurlarının da hayatları için çırpınan insan.
İşte Erdoğan bu...
İdlib, Suriye iç savaşından geçen milyonlarca insan için güvenli bir sığınağı olmuş.
Türk ordusunun bölgedeki varlığı olmasa ABD'de de Putin de İdlib'i çoktan kanlı bir cehenneme çevirmişti.
KATİL Esad'ın İdlib bombardımanında yaralanan küçük bir çocuk. O ve on binlerce İdlibli çocuğun umudu ise mazlumların sesini duyan Başkan Tayyip Erdoğan olmaya devam ediyor.
Fırat'ın doğusuna neşter atacağız
CUMHURBAŞKANIMIZ Tayyip Erdoğan, Putin ve Ruhani'nin gözlerinin içine bakarak "Bizler İdlib'e odaklanırken, dünya gözünü buraya çevirmişken, Fırat'ın doğusunda tehlikeli olaylar yaşanıyor. DEAŞ tehdidi ve tehlikesi kalmamış olmasına rağmen ABD'nin PKK-PYD terör örgütünü desteklemesinden rahatsızız.
3 bine yakın kargo uçağını bölgeye göndermesiyle bu terör örgütünün ne denli güçlendiği ortadadır. Bu durum sadece bizim milli güvenliğimizi değil, Suriye'nin toprak bütünlüğünü de bozuyor. Ortak tavır almalıyız" dedi. Sonra, net ve açık Türkiye kararlılığını vurguladı: "Ülkemizin bekasına tehdit oluşturan yapıların hudutlarımızın hemen ötesinde cirit atmasına müsaade edemeyiz. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre gereken adımları atmayı sürdüreceğiz." Erdoğan'ın kararlı duruşu karşısında, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin, Fırat'ın doğusunda sorun olduğunu söyleyip "ABD'nin, Suriye'yi derhal terk etmesi gerekiyor" diye konuştu. Ruhani, Fırat'ın doğusu için ortak harekât işareti verdi. Peki Putin?
ÇOK GİZLİ (TOP SECRET) Yalta'yı ve Sykes-Picot'u yeniden okuyalım.
Yalta'yı Sykes-Picot'yu unutmadık
SYKES-PICOT: İngiltere, Fransa, Rus Çarlığı, Osmanlı İmparatorluğu topraklarını gizlice paylaştılar.
(1917'de Lenin ihtilali olunca Rusya çekildi). Gizli Sykes- Picot'a dayanarak İngiltere Irak'ı, Fransa ise Suriye ile Lübnan'ı parselledi.
YALTA: İkinci Dünya Savaşı sürürken, 11 Şubat 1945'de ABD Başkanı Roosevelt, İngiliz Başbakanı Churchill ve Rus lideri Stalin dünyayı paylaştılar.
Burada Türkiye, İngiltere (ABD) tarafına verildi.
Kapalı kapılar ardında (Yalta ve Sykes-Picot) ülkeleri paylaşan Emperyalist ülke liderlerinin zihniyetini bilen Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, bugün Türkiyemiz'in geleceği için büyük şanstır. Allah'ın lütfudur.
Çünkü istihbar ettiği, hissettiği anda aziz milletle beraber dik duruş ve eğilmeyen baş oluyor. Nitekim Trump- Putin'in Kuzey Suriye'de, GİZLİ ANLAŞMA (UYDU PKK BÖLGESİ) yaptığını hissettiği anda da ayağa kalkacağından, topyekûn İSTİKBAL SAVAŞI başlatacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Helal olsun Berat Albayrak
HAZİNE-MALİYE Bakanı Berat Albayrak, Trump'a anlayacağı dilden Amerikan Foreign Policy dergisinden seslendi:
"ABD'nin küresel ekonomiyi yönetmesine güvenilemez. Washington'ın ekonomik silahlarını arsızca kullanması sadece Türkiye ile ABD arasındaki ittifakın geleceği için değil küresel piyasalar için de riskli olarak değerlendirilmeli." İşte böyle. Susan değil, gaddarlara karşı savaşan yeni Türkiye Bakanıdır Albayrak...
DERİN SÖZ
"TÜRKİYE, özellikle Suriye'nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır." (Başkan Tayyip Erdoğan)