Emre Şahin

EMRE ŞAHİN

Londra'da Türkiye şoku

Eklenme Tarihi 26 Ekim 2025

Farklı zamanlarda ya şirketlerin ya da ekonomi bakanlıklarının talebi doğrultusunda dünyanın önde gelen araştırma kuruluşları, geleceğe dair öngörülerini paylaşıyor. Ancak bu raporların çoğu sadece rakamların soğuk dünyasında kalır. İngiltere merkezli Centre for Economics and Business
Research (CEBR) kurumu hariç.

CEBR, yayımladığı raporla sadece bir tahmin değil, adeta bir vizyon sundu: Türkiye, 2043 itibarıyla kişi başına düşen milli gelirde İngiltere'yi geride bırakacak.
CEBR'in bugüne kadar yaptığı öngörülerde yüzde 96'lık bir başarı oranına sahip olduğunu düşünürsek, son rapor kehanetten çok üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir tespit.
12 kişilik ekonomist grubunun uzun vadeli modellemelerine göre Türkiye'nin ekonomik yolculuğu oldukça dikkat çekici.
Rapora göre Türkiye'nin kişi başına düşen milli geliri; 2030'da 42 bin 500 dolar, 2035'te 52 bin 165 dolar, 2040'ta ise 62 bin 407 dolar seviyesine ulaşacak.

Bu rakamlar, sadece bir büyüme tablosunu değil, küresel ekonomik dengelerin değişmekte olduğunun da kanıtı.
Yeni Dünya Düzeni'nin sancıları aslında bu tabloyla ilintili. Nitekim CEBR'in çalışması yalnızca İngiltere'de değil, Avrupa Birliği ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri'nde de ilgiyle okundu. Özellikle Wall Street, raporun daha detaylandırılmasını istedi.
CEBR'in çalışmasında Türkiye'nin gelecekte önemli bir ekonomik güç olacağı, dolayısıyla İngiltere'nin Ankara ile daha yakın bir işbirliği geliştirmesi gerektiği açıkça belirtiliyor.

Bu tablo bize ne söylüyor?
Öncelikli olarak Türkiye'nin ekonomik potansiyeli artık sadece bölgesel bir mesele değil, küresel bir gerçeklik.
Özellikle etkin dış politika, istikrarlı bir vizyon ve üretime dayalı kalkınma modeliyle bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesini sağlayacak. Elbette hiçbir ekonomik yolculuk düz bir çizgide ilerlemez.
Dalgalanmalar, krizler, jeopolitik riskler her zaman yanı başımızda olacak. Ancak özellikle hedeflenen yön doğruysa, başarı kaçınılmaz olur.
CEBR'in mesajı aslında çok açık: Türkiye geleceğin en güçlü ekonomileri arasında yer alacak

HADİ BÖCEKLERİ BULUN
Teknolojinin kalbi Silikon Vadisi'nde atsa da nabız New York'ta etkisini gösterir. Amerikan WIRED dergisinin haberine göre, Google'ın New York ofisini tahtakuruları bastı. Evet, yanlış duymadınız: Arama motoru devinin kampüsünde minik, inatçı böcekler cirit atıyor. Durum o kadar ciddi ki şirket tüm çalışanlarına "Evde kalın" talimatı vermek zorunda kaldı. Dijital dünyada veri akışını yöneten Google, kendi ofisinde tahtakurularının akışını durduramıyor.

Bir ironi mi, yoksa çağın metaforu mu dersiniz? İşin ilginç yanı, istilanın nedenine dair teoriler de teknoloji dünyasına yaraşır şekilde çok fazla.
Kimi Chelsea kampüsündeki dev peluş oyuncakları işaret ediyor. Kim bilir, belki o yumuşacık maskotlar, mikroskobik istilacılar için beş yıldızlı otel konforunda bir yuva olmuştur. Google'ın üst düzey yöneticileri ise olayın "bir operasyon" olma ihtimalini bile değerlendiriyor.
Komplo teorilerine açık bir dünyada yaşıyoruz ama bazen en basit açıklama en doğrusudur: Belki de, gerçekten sadece tahtakurusu vardır.

GÜVENLİ SANAT!
Berlin bu hafta sadece sanatın değil, tarihin de nabzını tutuyor. Almanya'nın en değerli özel sanat koleksiyonlarından biri olan Scharf Koleksiyonu, ilk kez geniş kapsamlı bir halk sergisiyle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Dört kuşak boyunca titizlikle oluşturulan bu koleksiyon, Manet'den Degas'a, Picasso'dan çağdaş ustalara uzanan iki yüzyıllık bir sanat hikâyesi anlatıyor. 150 eserlik bu seçki, sadece estetik bir şölen değil; aynı zamanda Avrupa sanat tarihinin görsel bir özeti niteliğinde. Ancak bu kez sergi salonlarında fırça darbelerinden çok güvenlik adımları konuşuluyor.

Paris'teki Louvre Müzesi'nde yaşanan o sarsıcı soygunun ardından, Berlin'deki bu sergiye 300'ü sivil 500 ekstra güvenlik görevlisinin gönderilmesi, sanatın nasıl koruma altına alındığının da kanıtı. Uzun yıllardır sanat, duyguların özgürce dolaştığı bir alandı; bugün ise çelik kapılar ve sensörlerle çevrili bir hazine kasası gibi korunuyor. Bu korku daha uzun yıllar sürecek gibi.

PARANTEZ
ABD'nin dış borcu 38 trilyon doları aşarak tarihi bir rekora imza attı.
Amerikan Kongre Ortak Ekonomi Komitesi, borcun şu anda saniyede 69 bin 714 dolar arttığını hesapladı.
Bu gidişle ABD'de borçsuz hiç kimse kalmayacak.