Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 3 Aralık 2023

Siyonistler avuçlarını yalar!..

İhsan, arkadaşlarının çaylarını dağıttıktan sonra otururken:
- Evet, korktuğumuz oldu ve toplamda 7 gün süren insani aradan sonra İsrail, alçakça saldırılarına tekrar başladı. Halbuki insani aranın kalıcı ateşkese dönüşebileceğine dair ümitler vardı… Melih Bey:




- İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün 'insani ara' verilmesi, 24 Kasım Cuma günü bizim saatimizle saat 8'de başlamış ve sonra üç gün uzatılmıştı. Ama dün sabah itibariyle bitti maalesef…
- Bundan sonraki gidişat nasıl olur?..
- Bir şey söylemek güç. Olup bitenler, baştan beri akıl ve mantık dışı zaten. İsrail 7 Ekim'den beri Gazze'yi ağır bir şekilde bombalıyor ve çoluk çocuk demeden suçsuz insanları katlediyor. BM, hatta Güvenlik Konseyi bile çaresiz. Her türlü melaneti işleyen saldırgana dur diyebileceği düşünülen ülkeler, daha çok saldırması için tezahürat yapıyorlar… Melih Bey, cebinden çıkardığı bir listeye bakarak sözlerini sürdürdü:
- İsrail'in Gazze'ye yönelik vahşi saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 15 binin üzerinde. Bunların 6 bin 150'den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası da kadın. İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 7 Ekim'den sonra hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı da 248. Yaşanan, mutlaka durdurulması gereken bir vahşet. Ancak kimsenin bir şey yapabildiği yok… Selim:
- İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 7 Ekim sonrası yaşanan çatışmalarında ölen Hizbullah mensuplarının sayısı da 85… Melih Bey, İsrail'in kayıpları nedir?..




- İsrail'in kayıpları konusunda değişik açıklamalar var. Yapılan açıklamalara bakılırsa, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı Harekatı sırasında 310'dan fazlası asker olmak üzere 1.200 İsrailli ölmüş, 5 bin 132 kişi de yaralanmış. Yine İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamalara inanmak gerekirse, 7 Ekim'den bu yana Gazze'deki çatışmalarda ölen İsrail askeri sayısı 70 iken, Lübnan sınırında ölenlerin sayısı 6… Mehmet:
- İsrail'in kayıplarını eksik gösterdiğine dair çok yorum var. Bunun sebebi ne olabilir?..
- Bunun çeşitli sebepleri var. Hamas kaynaklarına göre İsrail, kendi kayıplarını halkını kandırmak için başlangıçta düşük gösterip, gerçek sayıyı zaman içinde alıştırarak söylemeyi tercih ediyor. Bunu yaparken, ölümlerin çatışmada değil, mesela trafik kazası ya da benzeri sebeplerle olduğu yalanını söylüyorlarmış… Mustafa:
- Söz konusu İsrail olunca hiçbir şeye şaşırmamak gerekiyor. Temel mesele, onların da bizim gibi insanlar olduğunu düşünmemiz, galiba. Yaşananlar, İsraillilerin normal insana pek benzemediğini gösteriyor bence… Melih Bey, gülümseyerek:
- Haklı olduğun söylenebilir. İsrailliler, kutsal kitapları olarak kabul ettikleri muharref Tevrat'ta yazılanlara inanıyorlar. Kur'an-ı Kerim'deki birçok ayette, gerçek Tevrat'ta neler olduğuna dair bilgiler var, malum. Netenyahu, Tevrat'ta 'Hem erkekleri hem kadınları, bebekleri ve o bebekleri emziren kadınları, büyükbaş ve küçükbaş hayvanları gözünüzü kırpmadan katledin' emri olduğunu söylemişti, mesela. Oysa Cenab-ı Hakk Kur'an-ı Kerim'de, "İşte bundan dolayı İsrâiloğulları'na şöyle yazmıştık: "Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur." buyurarak, gerçek Tevrat'ta ne olduğunu bize bildiriyor.… Remzi:
- Doğru, bunu daha önce de konuşmuştuk. Mealini okuduğun, Maide Suresi 32. ayet. Aynı şekilde 'Arz-ı Mev'ud' yani vadedilen topraklar konusunda, Enbiya Suresi 105. ayette "Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, 'Yeryüzüne muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır' diye yazmıştık." buyuruluyor… İhsan:
- Birileri, Siyonistlerin vadedilmiş topraklar peşinde koştukları gerçeğini, komplo teorisi filan diyerek itibarsızlaştırmaya çalışırlar. İsrail'in tavrı bunun komplo teorisi filan olmadığını gösteriyor. Ancak Kur'an-ı Kerim, yeryüzüne iyi kulların varis olacağını bildirdiğine göre Siyonist zihniyet mensupları avuçlarını yalayacaklar demektir…


İnsanlık onuru….

-Bunları ve tabii istisnalar hariç dünyadaki 15 milyon civarındaki Yahudi'nin kendileri dışındaki insanları insan olarak görmemeleri bir yana, Yahudi olmayanların her türlü muameleye layık varlıklar olduğuna inandıklarını mümkün olduğu kadar çok insanın öğrenmesi gerekir. Yaşananların ne kadar alçakça olduğu ortada. Buna rağmen Siyonist zihniyetin emrindeki medya organları ve kukla yöneticiler sebebiyle insanlığın büyük kısmı Filistin'de aslında neler yaşandığını hala sağlıklı olarak öğrenemiyor… Selim:
- Daha fazla insan gerçekleri öğrenirse dünya çapındaki gösteriler daha da yoğunlaşır ve İsrail kuklası liderler aynı şekilde davranamazlar. İnsanlık onuru taşıyanlar, kendinden başkasını insan olarak görmeyenlere haddini bildirir bence… İhsan:
- Selim haklı. Benim aklımın almadığı şey de hastane, cami, kilise demeden her yer bombalanırken ses çıkarmayanların, yarın güç ellerinden gittiğinde benzer bir durum kendi başlarına gelirse ne diyecekleri...
- İsrail ve uşakları, öncelikle böyle bir günün asla gelmeyeceğine inanıyorlar. Dahası Müslümanların asla kural dışı davranmayacaklarını da tecrübe ile biliyorlar. Tarih boyunca olmamış çünkü… Selim:



- Yani onlar her türlü alçaklığı yapabilmesine rağmen bizim onlar gibi yapmayacak olmamız işlerine mi geliyor?..
- Nasıl yorumlayacağımız, bizimle ilgili bir husus. Çok geriye gitmeye gerek yok. Şu 7 günlük insani ara sırasındaki esir takasında yaşananlara bakmak bile tarafları tanımak için yeterli. Gazzelilerin serbest bıraktığı rehineler, İsrail aksini sağlamaya uğraşsa da herhangi bir kötü muamele ile karşılaşmadıklarını açıkladılar. İsrail'in bıraktığı Filistinlilerin ise çeşitli şekillerde işkence gördükleri anlaşılıyordu… Remzi:
- Farklı tutum izlemeye başlayan ve Filistin konusunda doğruları dile getiren ülkeler de ortaya çıkıyor yavaş yavaş. Mesela İspanya bunlardan birisi. Bu sayı gittikçe artarsa ne olur?..
- Bu sayının artması kaçınılmaz. Olup bitenlerin yanlış olduğunun çocuklar bile farkında çünkü. 7 Ekim'den sonra İsrail ve yardakçıları Gazze'yi kısa bir sürede boşaltabilecekleri düşüncesine kapıldılar bence. Bu yüzden İsrail bütün gücüyle saldırdı. Ama neredeyse iki aya yakın bir süre olmasına rağmen beklenen olmadı ve dünya üzerindeki farkındalık ta iyice arttı. Gazzelilerin yurtlarını asla terk etmeyecekleri ve kara ordusu neredeyse olmayan İsrail'in bu hususta başarılı olamayacağı iyice netleşince de işler değişti… Melih Bey, biraz düşünerek devam etti:
- Bana öyle geliyor ki, İsrail çok istese de bombardımanlarını eskisi kadar yoğun bir şekilde sürdüremez ve bir süre sonra tekrar insani bir ara ya da kalıcı ateşkes gündeme gelebilir. Unutmayın Gazzelilerin elinde hala çok sayıda esir var ve aralarında yüksek rütbeli askerler olduğu için bunlar İsrail için daha önemli… İhsan:
- İsrail, gerçek manada kara ya da meskun mahal harekatına başlayamadığı için Kassam Tugayları'nın bundan sonrası için ne gibi tedbirler aldığını da bilmiyoruz. Sanırım İsrail'in korktuğu hususlardan birisi de bu bence...
- Evet, Gazze'de İsrail tarafından alındığı rivayet edilen yerlerin hala Hamas'ın kontrolünde olduğu, biliniyor. Bombalama ile Gazzelileri boşaltamayacakları da anlaşıldı. Umulur ki şimdi yeni bir insani ara olur ve ardından da kalıcı ateşkes gelir. İsrail'in Gazze'yi ve Filistin'i yutma planları da böylelikle son bulur inşallah…
- İnşallah!..