Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 8 Haziran 2022

Ne olacak bu İsveç’in hali!..

Ne olacak bu İsveç'in hali, bilinmez. Durum, tıpkı 'aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık' sözündeki gibi. NATO'ya girmek için Türkiye'yi razı etmek, yani ülkemizin başını ağrıtan terör örgütlerine desteklerini kesmek zorundalar. Ancak bunu yapmaları, mevcut hükümetin düşmesi demek...

Yakın bir zamana kadar NATO mevzusuna müstağni bir şekilde bakan İsveç ve Finlandiya telaş içinde. Ukrayna'da olup bitenler, dünyanın zannettikleri gibi dönmediğini gösterince iki ülke de NATO'ya müracaat zorunda kaldı.

İsveç ve Finlandiya için demokrasi ve İnsani Gelişme Endeksi gibi hususlardaki başarılarının Rusya açısından bir anlam ifade etmediğinin farkına varmak, şaşırtıcı olmuştur. Başları belaya girdiğinde batılı ülkelerin seyretmekle yetineceğini anlamak da tabii…

İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişini veto edebilecek Türkiye'nin, haklı bazı talepleri var. Ağabeylerinin bu konuda kesin kararlı olan Türkiye'yi bir şekilde ikna edebileceği beklentisi de karşılıksız.

İşin özeti şu: İsveç, bizde Parlamenter Sistemi getirmek isteyenlerin canını sıkacak bir problemle karşı karşıya… Türkiye'nin isteklerini yerine getirmezlerse NATO'ya girmeleri yani bekaları tehlikeye girecek. İsteklerimizi yerine getirip PKK/YPG terörüne desteklerini keserlerse de mevcut hükümetin düşme riski büyük.

PKK/YPG destekçisi İran asıllı milletvekili Amineh Kakabaveh'in desteği ile bir oy farkla başbakanlığa gelen Magdalena Andersson, bu milletvekili ile yaptığı anlaşmanın ağırlığı altında eziliyor.

İsveç'in çıkarları, Türkiye'nin uluslararası hukuk açısından da makul olan taleplerinin kabul edilmesi ve terör örgütleriyle ilgili olarak gerekenin yapılmasını gerekli kılıyor. Ancak bu, PKK/YPG'ye destek olacağına dair anlaşma yaptığı milletvekilinin desteğini çekmesi ve dolayısıyla hükümetin düşmesi demek.

Konu yaklaşık 10,5 milyon nüfuslu ülkenin tamamı açısından önemli. Muhalefet, iktidarı güven oylaması ile sıkıştırmayacağı mesajları vermeye başladı. Ancak, bu hususun garantisi yok.

Parlamenter Monarşi ile idare edilen ve kralın yetkilerinin oldukça sınırlı olduğu İsveç'in karşı karşıya kaldığı açmaz, parlamenter rejimle yönetilen ülkelerin birçoğu için geçerli. Durumun en dikkat çekici tarafı da ülkenin varlığının söz konusu olduğu bir durumda bile sistemin çözüm bulamaması.

Türkiye'nin başını ağrıtan terör örgütlerine desteğin kesilmesi halinde ülkeyi kaosa sürüklemekten imtina etmeyecek PKK/YPG destekçisi İran asılı milletvekili Amineh Kakabaveh, İsveç'in problemi…

İsveç'in kendi problemini nasıl çözeceğini bilemeyiz. Ancak umulur ki bu durum, güya Parlamenter Sistem aşkıyla yanıp tutuşan ve bu sebeple HDP ile iş birliği yapan CHP ve beraberindekiler açısından bir ibret vesilesi olur…