Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 13 Eylül 2020

Macron diyet mi ödüyor!..

Fransız kibarlığı dedikleri bu olsa gerek. Ülkemizin hakkını gasp etmeye çalışan Fransa Cumhurbaşkanı, kendisine mani olanı da şikayet ediyor…

"Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız" şeklindeki sözlerine bakılırsa, ülkemizin ve KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki enerji haklarına göz koyduğu anlaşılan Macron, milletimizi de 'saf' zannediyor galiba…

Dediklerinin, 'zenginliklerini yağmalamaya çalıştığımız Türk halkıyla bir problemimiz yok; derdimiz bize mani olmaya çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan'la…' manasına geldiğinin, çocuklarımız bile farkında oysa…

Bağırıp çağırarak Yunanistan'la beraber Doğu Akdeniz'deki yataklara hakim olabilirlerse, doğalgazı Türkiye halkı için çıkarmayacakları net… O zaman, 'Türk halkına değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açık ve sert olmak' ne demek?..

ABD başkan adaylarından Joe Biden'in söylediklerinin benzeri olan bu sözlerle ne kast edildiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendileri için çalıştığının farkında olan milletimizin anlamayacağını düşünmesi, Macron'un kafasının fena halde karışık olduğunu gösteriyor.

Bankacı ve bürokrat bir kökenden gelen Macron'un Türkiye'nin kuru gürültüye pabuç bırakacağını zannetmesi, hatalarının başta geleni…

Son gelişmeler sebebiyle harita konusunda uzmanlaşan insanımız, 'Fransa nire, Doğu Akdeniz nire' diye soruyor… Akdeniz'in batı ucundaki Fransa gibi destek olduğu Yunanistan için de aynı soru geçerli. Ege'de bulunan Yunanistan, Akdeniz ülkesi bile değil çünkü…

Doğu Akdeniz denildiğinde Güney Kıbrıs'ın akla gelmesi normal ve GKRY'nin hakları ile ilgili kimsenin bir itirazı da yok zaten. Tabii, Kıbrıs'ın tek hakimi olduğu rüyası görmekte ısrarlı olan GKRY'nin KKTC'yi yok sayması, ayrı bir mesele.

EVDEKİ BULGURDAN OLMAK…
Yunanistan, Fransa'nın da desteği ile Kaş'a 2, kendisine 500 kilometre uzaklıktaki Meis Adası üzerinden Doğu Akdeniz'de aslan payını kapma hayalleri kuruyor, malum…

Yunanca ismi 'Megisti' büyük manasına gelse de, hepi topu 11 kilometre kareden ibaret bir ada Meis.. Bu ada bahanesiyle Türkiye'nin 400 bin kilometre karelik deniz yetki alanına 'çökme' hayali kuran Yunanistan, 'Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak' sözünden de haberdar değil, anlaşıldığı kadarıyla…

Suriye ve Libya başta olmak üzere sürekli oyunlarını bozduğumuz Fransa'nın Yunanistan üzerinden Doğu Akdeniz konusuna müdahil olma çabası, artık saklanamaz hale gelen Türkiye alerjisinden kaynaklanıyor.

Macron'un Avrupa Birliğini de işin içine karıştırarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırma hamlelerine ağırlık vermesi, kendisini paraşütle Fransa'nın işbaşına getiren mihraklara verdiği sözlerle alakalı belki de.

Uluslararası kurallar, içtihatlar ve benzeri konularda alınmış kararlar sebebiyle gündeme getirdikleri tezlerin çer-çöp olduğunu bildiği halde bağırıp çağırarak iş görmeye çalışma gayreti, Macron'un bir tür diyet ödediğini düşündürüyor…

Akdeniz'e kıyısı olan AB ülkeleri ile Korsika'da düzenlediği uyduruk zirve öncesi söylediklerinden kısmen geri adım atsa da, AB ülkelerinin de desteğini alarak Türkiye'yi ürkütebilme hesapları yapmasının başka izahı yok çünkü.

Macron'un hiç değilse CHP'yi hareketlendirmesi, sevindirici. "Hiçbir ülkenin devlet başkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı makamı için yakışıksız bir üslupla asla konuşamaz" vurgusu ile Macron'u haddini bilmeye çağıran CHP açıklaması, güzel bir gelişme…

Ancak, Macron'un yapmaya çalıştıklarına da biraz kafa yorabilse CHP'liler, hepimiz için daha iyi olacak…