Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 2 Haziran 2019

Kardeş öldürmek orucu bozmaz mı?

Başının rahmet, ortasının mağfiret ve sonunun da cehennem azabından kurtuluş olduğu müjdelenen Ramazan Ayı'nın son günlerindeyiz… Önümüzdeki Salı günü, 1 milyar 700 milyonluk İslam Alemi olarak Ramazan Bayramı'nı idrak edeceğiz inşallah…

Altını çizmemiz gereken husus, idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı'nı buruk bir şekilde kutlayacağımız. Çünkü İslam Alemi olarak manzaramız bayramları layıkıyla kutlamaya pek elverişli değil.

Müslümanların en ciddi problemlerinden birisi, Oruç konusunda gösterdikleri hassasiyeti başka bazı esaslar konusunda göstermiyor olmaları belki de… Çatışma bölgelerinde vuranın da vurulanın da oruçlu olduğu gerçeği, 'kardeş öldürmek oruç bozmaz mı' sorusunu akla getirmeli oysa…

Sadece Ramazan ve Oruç bile, İslam Alemi olarak içinde bulunduğumuz ve adına zillet diyebileceğimiz halden rahatlıkla kurtulabileceğimizi gösteren emarelerle dolu...

Yüz milyonlarca inanan insan olarak, aramızdaki ufak-tefek farklılıklara aldırış etmeden Ramazan Ayı'nı karşılayıp, bir ay boyunca orucu, teravihi, Kadir Gecesi ve sonunda Bayramı ile gereklerini yerine getirme konusunda gösterdiğimiz hassasiyet, başkalarını da yapabileceğimizin müjdecisi.

Yeme, içme ve başka helallerden uzak durmakla ilgili olarak bir ay boyunca gösterdiğimiz sabrı, kardeşlerimizle aramızdaki problemlerin halli konusunda da gösterebilmek, mesafe alabilmenin ilk adımlarından birisi olabilir belki de…

Cenab-ı Hakk'ın emirlerinden birisi olan oruca ehemmiyet verdiğimiz kadar, emrettiği diğer bazı hususlara da önem verebilsek, bugünkünden farklı bir konumda olabiliriz…

Kardeşler arasındaki sıkıntıları giderme konusunda adımlar atabilmek için 'Ancak inananların kardeş oldukları' şeklindeki temel esas üzerinden harekete geçebilsek, bundan sonraki Ramazan Bayramı'nda biraz daha olumlu bir ortama şahit olabiliriz muhtemelen.

'ÖNEMLİ' VE 'DAHA ÖNEMLİ'…

İmsakından, iftarına, teravihine ve itikafına kadar, dünyanın en doğusundan en batısına kadar 1 milyar 700 milyon Müslümanı kucaklayan Ramazan Ayı, aramızda var olduğunu zannettiğimiz farkların ne kadar az ve önemsiz olduğunu gösteren bir zaman dilimi çünkü.

Milyonlarca insanın ölümüne, yaralanmasına, yerinden yurdundan olmasına sebebiyet veren çatışmaların, İslam coğrafyaları yönlendiren sömürücülerce kışkırtıldığını fark etmek, fena bir başlangıç olmazdı.

Çatıştırılanlar, 'Biz Müslümanlar olarak birbirimizle ne için çatışıyoruz, bütün bu olup bitenlerden kimler çıkar sağlıyor' gibi sorular sorabilse, meselenin çoğu halledilmiş olacak.

Önemli olduğu zannedilen çatışma bahanelerinin, kardeşlerle çatışmayı yasaklayan sebeplere nazaran önemsizliğini anlamak zor değil çünkü. Baştakiler unutmuş olsalar da, Müslümanlar tek bir insanı bile sebepsiz yere katletmenin insanı Cehenneme götüreceğini bilir…

Ancak çatışmalar sırasında bu tür soruların sorulamadığı ve bulunabilen cevapların işe yaramadığı bir gerçek.

Koltuklarını koruma telaşında olanlar, o koltuklarda oturmalarını sağlayanların kendilerini sürekli kardeşlerinin üzerine sürdüklerini ve neticede bütün parsayı topladıklarını fark edebilir mi, bilinmez.

Sömürücülerin başarısı, aslında kardeşler topluluğu olması gereken Müslümanları birbirleri ile uğraştırabilmelerine dayalı…

Mağlupları Müslümanlardan, galipleri ise onları kışkırtanlardan oluşan bu tablonun değişmesi için, adımlar atılması gerek. İlk adım da, konuyla ilgili kafa yormaya başlamak olmalı…

Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyor, hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ediyorum…