Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 19 Mayıs 2019

Her şey ‘daha güzel’ olacak!..

Sırtında yumurta küfesi olmayanların geleceğe yönelik bol keseden vaatlerde bulunmaları, kolay olduğu kadar keyifli bir faaliyet olmalı. Özellikle de rakipleri vaatler konusunda kılı kırk yaran bir ciddiyete sahip olup, yapamayacaklarını kesinlikle gündeme getirmeyen ve vaat ettiklerini de mutlaka yapan bir kadro ise…

Bol keseden vaatlerde bulunma işinin aksadığı durumlar da söz konusu olabiliyor tabii. Aday oldukları şehrin nesi var nesi yok bilmeyenlerin, zaten var olan bazı şeyleri de vaatleri arasına sıkıştırmaları gibi… Ancak onların bilmediğini hedef kitle de bilmiyorsa, mesele kalmayabiliyor.

Kampanyasını, önceden olduğu gibi yüzüne takılı gibi duran bir gülümseme ile yürüten CHP, İP ve HDP'nin İBB adayı, bu duruma ilgi çekici bir örnek. İstanbul'un sahip oldukları konusunda pek bilgi sahibi olmadığı anlaşılan adayın, mecbur kaldığında lütfen açıkladığı projelerin çoğu zaten gerçekleştirilmiş durumda çünkü.

31 Mart'ta 'Kışın sonu bahar' benzeri sloganlarla kampanya yürüten CHP, İP ve HDP'nin İBB adayı, 23 Haziran'a da 'her şey çok güzel olacak' sloganıyla hazırlanıyor… Problem, adayın sempatizanlarının tekrarlamayı çok sevdikleri sloganın altının tamamen boş olması.

'Her şey çok güzel olacak' sözünü bu günlerde sıkça kullananların, bunun nasıl olacağı hususunda söyleyebilecek bir sözleri yok, farkındaysanız. Tümünü hiç söylemedikleri bir şarkının sürekli tekrarlanan bir nakaratı gibi, aynı sözleri tekrarlayıp duruyorlar: Her şey çok güzel olacak!..

Her şeyin güzel olması, herkesin isteyeceği bir şey. Ancak tam olarak nelerin ve nasıl güzelleştirileceği konusunun altı doldurmadan, slogan atmanın faydası olmadığı da malum.

'KAZANMAK' DEĞİL, 'KAYBETTİRMEK!..'

İstanbul'un halen nelere sahip olduğu, bunların 15 milyon insanın rahat ve huzuruna uygun olarak nasıl geliştirilip sürdürülebileceği, aksayan hususlarda ne gibi şeyler yapılması gerektiği… gibi temel konularda şimdiye kadar herhangi bir açıklamasına şahit olmadığımız bir aday CHP, İP ve HDP'nin adayı...

Sadece gülümseyen ya da daha doğrusu artık gülümsemeye çalışan ve ne gibi projeleri olduğu sorulduğunda, 'her şey çok güzel olacak'tan başka bir söz sarf etmeyen bir aday bu.

Öbür yanda ise, vaktiyle İDO Genel Müdürü, sonrasında Ulaştırma Bakanı, Başbakan ve TBMM Başkanı olarak İstanbul'un adeta her karışında hizmetleri olup, şimdi İBB Başkanı olarak bunları taçlandırmaya kararlı bir aday; Binali Yıldırım var.

Bir dönem belediye başkanlığını yaptığı ilçede yapmadıkları İstanbul için yapmayacaklarının garantisi olan bir adayla, bundan önce yaptıkları bundan sonrakilerin de garantisi olan bir aday karşı karşıya yani…

Temsil ettiği zihniyetlerin olduğu gibi CHP, İP ve HDP ortak adayının bariz vasfı da, İBB Başkanlığını kazanmaktan çok AK Parti'ye kaybettirmeye odaklanması…

Her şey çok güzel olacak sloganı da, bir şeylerin hakikaten güzelleşecek olmasına değil, 23 Haziran'da AK Parti'nin İBB'yi kazanamayacak olmasına yönelik. Kaybettirmeye yani…

Sandıklarda başarılı bir şekilde yürütüldüğü anlaşılan organize faaliyetlerin fark edilmesi dolayısıyla bu yöndeki ümitlerinin azaldığı, açık. Ancak yine de çıkmadık canda ümit vardır mantığı ile, kaybettirebilecekleri hayalini kurmayı sürdürüyorlar.

Bütün mesele, 'hizmet' sözünü ağızlarına bile almayıp, yapageldikleri hizmetleri geliştirerek sürdürme niyetinde olanlara kaybettirmekten başka amaçları olmayanlara İstanbulluların fırsat verip vermeyeceği…

İstanbul için her şeyin nasıl daha güzel olacağı, belli…