Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 21 Nisan 2019

El çabukluğu

"Kanunlar çiğnenmek için yazılmıştır" sözü canı yananlarca şikayet amacıyla kullanılsa da, genellikle espri yapmak için sarf edilir. Yani kanunlar uyulmak için yazılmıştır ve uyulmaması durumunda ortalık karışabilir.

Hemen her konuda uyulmamı gereken kanunlara uymama alışkanlığında bulunanlar, çoğunlukla kanun dışı tabir edilen insanlardır. Ancak 31 Mart seçimleri ile ilgili bazı gelişmeler, kanunları uygulama makamında bulunanlar arasında da kanunlara uymama eğilimi olduğunu gösterdi.

Bu, tam da 'et kokarsa tuzlarsın, ama ya tuz kokarsa…' denilebilecek bir durum ve 31 Mart seçimlerindeki örnekleri az da değil üstelik.

31 Mart seçimlerinde 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'a uygun olarak düzenlenmesi gereken hususların ihlali ile ilgili en çarpıcı örnek, İlçe Seçim Kuruları tarafından oluşturulması gereken sandık kurulları ile ilgili.

'İlçedeki en kıdemli hâkimin' başkanlığında 'ikisi memur olmak üzere altı asıl ve altı yedek üyeden oluşan' ilçe seçim kurullarının görevlerinden birisi sandık kurullarını oluşturmak.

Bir başkan ile altı asıl ve altı yedek üyeden oluşturulması gereken sandık kurullarının başkanları konusu kanunda şöyle yer alıyor:

"İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler."

YSK'YA VE YARGIYA DÜŞEN…
Konunun öneminden olsa gerek, kanun sandık kurullarında görev alacak isimlerin mevcutlar arasında kurayla çekilmesini amir. Yani ilçe seçim kurulunun tercihine bmırakmamış.

Kanun böyle diyor olsa da, AK Parti'nin YSK'ya yaptığı olağanüstü iptal başvurusu, kanunda oldukça önem verildiği anlaşılan sandık kurullarının oluşumu konusunda ilçe seçim kurullarının kanunlara aykırı davrandıklarını gösteriyor.

Tespitlere göre, İstanbul'da sandık başkanı olarak görevlendirilen 62 bin 560 kişiden 19 bin 623 tanesi memur değil… Yani kanunun açık emrine rağmen, ilçe seçim kurulları sandık başkanı olarak memurları değil, başkalarını atamış.

Kanunu uygulamayan ilçe seçim kurulları, YSK'nın konunun önemine binaen gönderdiği genelgeyi de kaale almayarak, seçmen bile olamayacak kısıtlıları, kamudan ihraç edilenleri, görevden uzaklaştırılanları ve askeri personeli… sandık başkanı yapmışlar…

'Atı alan Üsküdar'ı geçti' şeklinde düşünenler, YSK içtihatlarından dem vurarak, sandık kurullarına memur olmayanların başkan yapılmaları konusunun iptal sebebi olmayacağını söylüyorlar. Sandık kurul başkanlarının memurlardan olması esasının 2018'de kanunlaştığını unutuyorlar.

YSK, kanuna ve seçim öncesi gönderdiği genelgeye rağmen, İstanbul'da sandık kurullarındaki 19 bin 623 kişinin neden memurlardan olmadığını soruşturup, gereğini yapmak borcunda.

Sandıklara hobileri sebebiyle gelmedikleri açık olan bu 19 bin 623 kişinin neler yaptıkları ve mesela 'el çabukluğu' marifetiyle oylarla oynayıp oynamadıkları, önemli.

Ancak, ilçe seçim kurullarının kanunu ihlalleri sayesinde sandıklara yerleştirilen 19 bin 623 kişinin birer oy üzerinde bile etkili olma ihtimalleri neticeyi değiştirdiğine göre öncelikle yapılması gereken şey seçimlerin iptali...

Bu ihlali yapanların kimlikleri ve buna nasıl cüret edebildikleri de yargının konusu…