Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 12 Mart 2018

Fedakarlık mı saflık mı!..

Normal şartlar altında Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunması ve bu ülkenin yaşadığı karışıklığın bitmesi için gayret etmesi gereken ABD, Suriye'yi bölmeye ve bu ülkenin kuzeyinde bir koridor devletçik kurmaya niyetli.
Binlerce TIR ve uçak dolusu silah gönderdiği teröristlerden bir ordu ve ardından da bir koridor devletçik oluşturma peşinde olduğu biliniyor ABD'nin. Bu girişimini maskelemek için de, yalan olduğunu herkesin bildiği DEAŞ'la mücadele argümanını kullanıyor.
Kasım 2017 itibariyle fiili olarak bittiği söylenen DEAŞ'ın, uygun bir bahane olmadığını biliyorlar aslında. Ama açıktan, 'Kuzey Suriye'de bir terör devleti kuracağız' demenin ayıp kaçacağını düşünüyorlar.
Ufak tefek farklılıklar olsa da, ABD'li yetkililerin Türkiye'den beklentisi, yapacakları her şeye kayıtsız şartsız evet demesi. Suriye'yi bölmelerine ve sınırlarımızda bir terör devleti oluşturmalarına razı olmamız en temel arzuları. Bu taleplerini de müttefiklik ve benzeri hitaplar eşliğinde dile getiriyorlar, utanmadan...
NATO üyesi olan Türkiye'nin sınır güvenliği konusunda hassas olması beklenen NATO üyesi ABD, bu güvenliği berhava edecek adımlar atmaya çalışıyor yani.
Türkiye'ye saldırıyı tüm üye ülkelere yapılmış kabul etmesi ve duruma vaziyet etmesi ümit edilen NATO'dan, yaşananlarla ilgili bir inilti bile çıkamıyor. BM Güvenlik Konseyi ise durumun biçimsizliği konusuna hiç temas etmemeyi tercih ediyor.
Yaşadıklarımızın akıl sır almaz taraflarından birisi de, bilinen bütün uluslararası kuralları yok sayan muhataplarımızın bizim de bu durumu anlayışla karşılamamızı ve kabullenmemizi istemeleri.
Olup biteni olduğu gibi kabullenmemiz yanında, bırakın ülkemizin güvenliği için müdahale etmeyi şikayette bile bulunmamamız, başta ABD olmak üzere batılıların ortak arzusu.

HADİ ORDAN!..
NATO üyesi ve dahi güvenilir müttefikleri Türkiye'nin güvenlik ve benzeri kaygıları bir kenara bırakıp, bölgenin dizaynını seyretmesini ve bu arada terör saldırıları sebebiyle yaşanan can kayıpları konusunda sabırlı olmasını bekliyorlar yani.
ABD ve onunla beraber hareket edenler, sınır güvenliği riski ve bölgenin almasını düşündükleri yeni hal sebebiyle kaybedecekleri konusunda Türkiye'nin fedakarlıkta bulunmasını istiyorlar... Bunu da müttefikliğin gereklerinden birisi imiş gibi göstererek hem de...
İnsanlar hayatını kaybedebilir...
Türkiye'nin menfaatleri zedelenir...
Milyonlarca mülteciye yaptığı ev sahipliğini sürdürmek zorunda kalabilir...
Bu arada ülkenin tam da burnunun dibinde bir terör devleti kurulabilir...
Yukarıdaki listeyi uzatabilirsiniz.
İşte ABD ve yardakçıları, bütün bu ihtimaller artık ete kemiğe büründüğü halde, müttefiklik yaveleri ile bize sabır diliyor ve dahası fedakarlık talebinde de bulunuyorlar... Fedakarlık, ortak hedefe doğru gidenlerin yekdiğerlerinden bekleyebilecekleri ve yapanın erdemli olduğunu gösteren bir davranıştır...
Güya müttefiklerimizin istedikleri ise fedakarlık filan değil, olup biteni anlamazdan gelmemiz, hatta yardımcı olmamız...
Türkiye, mağdur durumdaki insanlar ve ülkeler için fedakarlıklarda bulunabilir ve bulunuyor da. Ama varlığı, birliği, huzur ve istikrarı söz konusu olduğunda, gereken her ne ise onu yapar, yapıyor da...
Yani Türkiye birilerinin zannettiği gibi 'saf' filan değildir, asla!..
Güya modern, çağdaş, demokratik değerlere çok bağlı ABD'liler ve beraberindekilere verilecek en güzel cevap, Rahmetli Erbakan Hoca'nın deyimiyle 'Hadi Ordan!..' demektir herhalde.
Türkiye de, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile okkalı bir şekilde 'hadi ordan!' diyor zaten...