Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 13 Mart 2018

‘En kalabalık 21. Ülke’ ve BM...

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin rakamlarına göre 2016 sonu itibariyle dünya genelinde zorla yerlerinden yurtlarından edilmiş insanların sayısı 65.5 milyon. Ve bu rakam azalacağına, sürekli artıyor.
65.5 milyon nüfusla mültecilerin dünyanın en kalabalık 21. ülkesi olduklarını belirtmek, vahameti anlamak için yeterli.
Mültecilerin yaklaşık 23 milyonu ülkelerinden ayrılmak zorunda kalanlardan oluşuyor. Kendi ülkesi içinde yer değiştirmek zorunda kalanlar 40 milyon civarında. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin sığınmacı olarak belirttiği insanların sayısı da 3 milyona yakın. Savaş, çatışmalar, baskı, zulüm, hak ihlalleri ve benzeri sebeplerle yerlerinden yurtlarından edilen insanlar, dünya açısından ama özellikle de güya bu tür gelişmelerin önlemekle görevli uluslararası kuruluşlar açısından yüz karası... Uluslararası kuruluşlar denilince de akla ilk gelen, dünya barışını sağlamak gibi oldukça iddialı bir görev üstlenen Birleşmiş Milletler. Birleşmiş Milletler'in bu tür konularla ilgilenen bölümü olan Mülteciler Yüksek Komiserliği, sadece izleyebildiği kadarıyla rakamlar tespit eden ve raporlar yayınlayan bir kuruluş.
Komiserlik filan lafta yani. Savaş ve benzeri gelişmelerde devreye girerek barışı sağlaması umulan BM'nin diğer bölümleri de, hakim güçlerin emirleri dışına çıkamadıkları için, sadece birşeyler yapıyormuş gibi yapmakla meşgul.
BM'nin bir gün kendisine gelip üzerine düşeni yapacağı beklentisi, herhangi bir karşılığı olmasa da, yapabilecek başka şeyleri olmayanların hiç kaybetmedikleri bir ümit.
Ancak çıkar hesaplarına dayalı savaş, çatışma, baskı ve zulüm gibi gelişmeler durmadığı gibi, bu sebeple yerinden yurdundan edilen insanların sayısı da her geçen gün artıyor.

UYANIŞ BAŞLADI...
Birleşmiş Milletler'in kuruluşu ile ilgili belgede yer alan görevleri yerine getirmekten çok uzak olduğu ve zaten başlangıcında da problemli olan yapısının günümüz dünyasının ihtiyaçlarına cevap vermediği, bilinen bir husus.
Birçok ülke kuruluşun bu durumundan memnun değil. Ancak, 'hiç olmamasından iyidir' mantığı ile BM konusunda açıktan ses çıkarmıyor ya da çıkaramıyorlar...
BM ile ilgili en önemli sıkıntı, Güvenlik Konseyi meselesi. Bütün üye ülkelerin eşit oy hakkı ile temsil edildikleri BM Genel Kurul'da alınan kararlar, Güvenlik Konseyi vizesi olmadan herhangi bir şey ifade etmiyor. ABD, Rusya, İngiltere, Çin ve Rusya'dan oluşan Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu'nun önemli kararlarının adeta denetlendiği bir makam gibi çalışıyor yani.
Üye ülkelerin tamamı karar alsalar bile, GK'nin 5 daimi üyesinden birisinin vetosu ile geçersiz sayılıyor. Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi yanında ikişer yıllık dönemler için seçilen toplamda 10 geçici GK üyesinin veto hakları olmadığı için, herhangi bir ağırlıkları da olmuyor. BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden Rusya'nın Dışişleri Bakanı Lavrov'un, "Rusya, BMGK'de reforma ihtiyaç olduğuna inanıyor" şeklindeki sözleri, son zamanların en önemli açıklamalarından birisi. Lavrov'un sözleri, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Faki Muhammed'in '1 milyar 200 milyonluk Afrika'nın GK'de temsil edilmemesi adil ve anlaşılır değil' sözlerine hak verdiğinin göstergesi. Bu sve benzeri soruların cevabı yok çünkü...
Mesela, '1 milyar 700 milyonluk İslam Alemi'nin neden GK'de temsil edilmediği' de, cevapsız sorulardan... 1 milyar 300 milyonluk Hindistan da keza...Gelişmeler, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dünya 5'den büyüktür' sözünün, karşılığını bulmaya başladığını gösteriyor...