Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 12 Mayıs 2017

Hainlerin istikbali...

Mondros Mütarekesi sonrası işgal edilen illerimizde, bahusus İstanbul'da yaşayan bir kısım insanın, içi kan ağlayanlara inat, işgalcilerle oldukça medeni(!) münasebetler kurdukları, hatta düzenlenen balolarda beraberce eğlendikleri, bilinen hususlardandır.
O dönemde ortalığı karışık gördükleri için çeşitli Avrupa başkentlerine kapağı atanlar da vardır. İşgal sona erdikten sonra ülkeye dönen bu zevatın, Anadolu insanına 'hele siz kenara çekilin, yönetim bizim işimiz' demeleri meşhurdur.
Bunu yaparken, işgalcilerle günlerini gün edenleri de yanlarına almışlardır üstelik...
Günümüzde de, tamamen farklı bazı gelişmeler sonrası, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yabancı ülkelere sığınan epey kişi var. Bunların çoğunluğu da, ülkemizi şu anda sığındıkları ülkelere bir şekilde peşkeş çekmeye gayret eden ama amaçlarına ulaşamadıkları için kaçmak mecburiyetinde kalan hainler.
Sığındıkları ülkelerde hainlik katsayıları yüksek olan bazıları el üzerinde tutuluyor bunların.
Başbakan, Meclis Başkanı, hatta Cumhurbaşkanı düzeyinde kabul görüyor ve ağırlanıyorlar. Birçoğu maaşa da bağlanmış durumda. İhanet sonrasının cicim aylarını yaşıyorlar yani.
Bu kişileri kullanan ve şimdi mecbur kaldıkları için kollamak durumunda kalan ülkeler, bundan sonra kullanabileceklerine bir tür teminat gösterisi yapıyorlar belli ki. Onları yüz üstü bıraksalardı, bundan sonra kullanabilecek insan bulamazlardı çünkü.
İhanet ettikleri için kaçmak ve hesaplarına çalıştıkları ülkelere sığınmak zorunda kalanların durumu tam ibretlik.
Başları öne eğik gezmeleri gereken hainler, kuyruklarını dik tutma ve yaptıklarının doğru olduğunu savunma çabasındalar hala.
Ülkemizdeki gelişmeler konusunda sosyal medyada yayınladıkları mesajlara bakmak, tıynetlerini anlamak açısından yeterli...

İhaneti sevip, hainlerden nefret etmek...

Kimler yok ki hainler arasında.
Yıllardır ülkemizin birlik ve beraberliğini hedef alan terör örgütü PKK mensupları.
İstikrarımızı bozabilmek için kullanılan çeşitli marjinal örgütlerin militanları.
Yabancı ülkeler için casusluk yaptıkları tespit edilince ülkemizi terk etmek zorunda kalan güya gazeteciler. Ve netice alamadıkları çeşitli girişimlerden sonra tarihin en büyük ihaneti olan 15 Temmuz kalkışmasına imza atan FETÖ bağlıları...
Hainler, yenildiklerini ve bundan böyle herhangi bir anlamları kalmadığını biliyorlar. Ancak, hesabına çalıştıkları ülkelerin koruma ve kollamasını sağlamak için olsa gerek, bol bol laf üretiyorlar.
Ülkesine ihanet etmiş ve bu sebeple başka ülkelere sığınmış kişilerin milletimiz nezdinde en ufak bir karşılığı olmayacağını biliyorlar oysa. Çeşitli maskeler ardında saklanan ülke içindeki taraftarlarının da, ne yaparlarsa yapsınlar, bu temel gerçeği değiştirme şansları yok. Hainlerle ilgili mağduriyet hikayeleri uydurulamayacağı da kesin.
Yaşananların çoğu henüz taze.
Ülkemize yönelik operasyon yapma meraklısı devletler de ümitlerini henüz yitirmiş değiller belli ki.
Ancak 'aynı delikten ikinci defa ısırılmama' konusunda kararlı bir millet olduğumuzun unutulmaması gerekiyor.
Hainlere kol kanat geren ve onları şimdilik el üstünde tutan devletlerin akıllarının başa geleceği günler de çok uzak değildir herhalde. Cicim ayları bir gün bitecektir elbet.
Doğup büyüdükleri ülkeye ihanet edenleri bir süre ağırlayacak olsalar da, hainlerin eninde sonunda kendilerine de ihanet edebilecekleri ihtimalini hiç ama hiç akıllarından çıkarmayacaklardır çünkü...
Yunanlı felsefeci ve tarihçi Plutarch'ın, "Sezar, ihaneti sever, hainlerden nefret ederdi" sözünü hainler bilmeyebilir belki, ama devlet yöneticileri mutlaka biliyorlardır...