Üzerinde durulan temel soru şu:
Baykal neden böyle bir uyarıya ihtiyaç duydu?
Dün gün boyunca telefonları susmak bilmeyen Deniz Baykal, yakın çevresiyle yaptığı sohbette bu sorunun yanıtını şöyle verdi: "Türkiye'nin yeni ve sıkıntılı bir döneme girdiğini düşünüyorum. Bu döneme girerken Türkiye'nin en temel siyasi kurumlarından birisi olan CHP olumlu, yapıcı ve doğru bir rol oynamak durumundadır.
Ama 'parti çalkantılar içinde' gibi bir algı yaratılmak isteniyor kamuoyunda.
Aslında bu algının temeli yok. Böyle bir ayrışma görüntüsü gerçekçi değil. Partinin çizgisi, ideolojisi ortada. Şu açıklama bu açıklama diye partide kargaşa görüntüsü çok yanlış, sakıncalı. Bu partinin gerçek kimliğinin yüksek sesle vurgulanmasında yarar var. Sadece parti içi çelişkiler bakımından değil, Türkiye için var. Bu çalkantılı döneme girerken CHP'yi bir kutup yıldızı gibi, yolunu açacak, işlevini yerine getirecek bir noktada olduğunu göstermek istedim. Söylediklerim partimizin ortak değerleridir."
Peki sözleri kamuoyunda nasıl karşılandı?
İşte Baykal'ın arkadaşlarıyla sohbetinde verdiği bilgi:
"Büyük heyecanla karşılandığını görüyorum Türkiye'nin her yerinde.
Dünkü açıklamaları gören her çevreden; CHP'li olan-olmayan herkesten 'bunları duymaya hasret kalmıştık' diye tepki geliyor. Bu ihtiyaca cevap verdiğini görüyorum. Güvenimizi artırmak istedim.
Kimliğimizin değerini herkesin algılanmasını sağlamak istedim. Buna da hizmet etti galiba. Yoğun telefonlar geliyor.
Gazeteleri okumaya fırsat bulamadım."
Bir başka soru; Baykal'ın 'Etnik milliyetçilik yapmak solculuk değildir' uyarısı. Bu uyarının hedefindeki kişi Hüseyin Aygün ve ona destek veren-
Birgül Ayman Güler'e tepki gösterenmilletvekilleri miydi?
Baykal, "etnik milliyetçilik" konusundaki sözlerine şöyle açıklık getirdi: " Bizde de o anlayışın etkisi altına girmiş arkadaşlar olabilir. Konuşmamız lazım. O sözlerim de çok iyi karşılandı. Parti içinde bu konuda farklı düşündüğünü söyleyen arkadaşlardan da olumlu değerlendirmeler aldım. Esas itibariyle herkes sözlerimi memnuniyetle karşıladı. Kimse 'ya bizi suçluyor' duygusu içine girmedi. "
Deniz Baykal'ın konuşmasında Ortadoğu'daki gelişmelere değinirken şu değerlendirmeyi yapmıştı: "1 Mart 2003 tarihindeki tezkereye karşı çıkmamızın değeri bugün daha iyi anlaşılıyor. Bizi çekmek istedikleri tuzağın içine düşmemekle ne kadar doğru davrandığımız görüldü. Tezkere oylamasının üzerinden 10 yıl geçti. Sayın Genel Başkan eğer bu konuda bir panel düzenletir ve o günkü tutanakların açılmasını isterse, ben sahaya iner ve tezkereye neden karşı çıktığımızı topluma anlatırım. Bunu anlatırsak, bugün Ortadoğu'da yaşanan dizayn daha net anlaşılır."
Baykal, dün 1 Mart tezkeresini neden gündeme getirdiğini de şöyle açıkladı: "15 gün sonra 1 Mart tezkeresinin 10. yıldönümü olacak. Türkiye'yi bu konuda aydınlatmamız lazım. Konuşmamız lazım. Bu vesileyle, bunu biz yapalım diye çağrıda bulundum."