BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Atatürk'ün gizli vasiyetnamesi var mı?

Eklenme Tarihi 9 Nisan 2011
Latife Hanımın akrabası Mehmet Sadık Öke'nin "Teyzem latife" isimli kitabı piyasaya çıkmadan tartışmalara yol açtı. Özellikle, Latife Hanım ile şair Nazım Hikmet arasında, "şiirsel aşk" manasına gelen açıklamalara tepki geldi.
Topkapı Sarayı Başkanı Prof.
Dr. İlber Ortaylı ve Türk-Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu, konuyu ilk kez duyduklarını, böyle bir yakın pozisyonunun hem Latife Hanım'ın dikkati hemde o dönemin şartları nedeniyle olmasını mümkün görmediklerini belirttiler.
Prof.Dr. Ortaylı, "Latife Hanım dikkatli davrandı.
Bazı ihtarlar da olabilir.
Nazım Hikmet'in de bunu yapmayacağını düşünüyorum''
dedi. "Atatürk'ün vefatından sonra, yakın görüşmeler olabilir mi?" sorumuza, "Nazım Hikmet, 1938 yılında hapse girdi. 12 yıl cezaevinde bulundu.1950 yılında af çıktı.
Aynı yıl içinde Rusya'ya gitti.1951 yılında vatandaşlıktan çıkarıldı. Çok kısa bir zaman içinde, olacağını iki taraf açısından da düşünemiyorum"
yanıtını verdi. Türk-Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Latife Hanım ile komşu olduklarını aktardı, düşüncelerini açıkladı: "Latife Hanım, İstanbul'da Osmanbey'de otururken, bizim aile de onlara yakın bir evde oturuyordu. Latife Hanım'ın Atatürk konusunda nasıl dikkatli olduğunu duydum. Latife Hanım-
Nazım Hikmet yakınlığını hiç duymadım, buna yönelik bir yazı veya duyum da almadım. Batı medyasından çok teklif almasına rağmen hiç kimse ile görüşmedi.
Ölümüne kadar konuşmadı. Şahsi evrakının yayınlanmasını bile ailesi halen istemiyor.'' Latife Hanım'ın şahsi evrakına ilişkin Prof. Dr. Halaçoğlu, "Merhum Latife Hanım'ın, Türk Tarih Kurumu'nda şahsi evrakı var. Aralarında Mustafa Kemal Paşa'nın yazdığı ve boşanmanın gerekçelerini anlatan mektubun da bulunduğu 'Latife Uşaklıgil Belgeleri' 1980 yılında '25 yıl gizli tutulacaktır' damgası ile Türk Tarih Kurumu'na teslim edilmiş. Ailesi tarafından bize açıklanmaması ve TTK'de muhafaza edilmesiyle ilgili bir yazı geldi. Evrak özel bir kasada saklanıyor'' bilgisini verdi.
Bir süre önce, araştırmacı Aytunç Altındal, Atatürk'ün 50 yıl sonra açıklanmasını istediği vasiyetinin, 1988'de Kenan Evren ile Turgut Özal tarafından gizlendiğini iddia etmişti.
Altındal'a göre, Atatürk, bazı notlarının ölümünden 50 yıl sonra açıklanmasını vasiyet etmişti. Atatürk'ün notlarında, 'İlelebet payidar kalacaktır' dediği Cumhuriyet için ileride neler yapılması konusundaki görüşleri bulunuyordu.
Ata'nın sır vasiyetinin 1988'de yani Atatürk'ün ölümünün üzerinden 50 yıl geçtikten sonra açıldığını belirten Altındal, "Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve o günkü Başbakan Turgut Özal, bunları okudular. Ancak bu görüşlere, bu fikirlere 'toplumun henüz hazır olmadığını' öne sürerek bunların açıklanmasını engellediler" dedi, 1988'de vasiyetin üstüne 25 yıllık yeni bir yasak konulduğunu söyledi.
Tek vasiyet var

Altındal'ın açıklamalarını hatırlattığım, Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu, Atatürk'ün kendi el yazısıyla tek sayfalık sadece bir vasiyetnamesi olduğunu belirtti, bilgi verdi: "Atatürk'ün Tarih Kurumu'nda başka gizli belgesi yok. Genelkurmay'da bazı belgeler olabilir dendi. Böyle bir belgeyi hiç görmedim, duymadım.
Olsa idi duyulurdu. İsmet Paşa'nın çocuklarına eğitimleri için Atatürk'ün para bırakması üzerinde de farklı değerlendirmeler oldu. 'İsmet Paşa vefat etti' diyerek güya bu para bırakılmış. Bu doğru değil.
Atatürk, kendi gelirinden İsmet Paşa'ya da maaş bağlamıştır.
Atatürk'ün hesabından 1927-
1937 tarihleri arasında İsmet İnönü'ye her ay 1000-3000 lira arasında para verilmişti.
İnönü'ye ayrıca Atatürk'ün diğer hesaplarından da para ödenmişti.
1924'ten 1938'e kadar İnönü'ye 365 bin lira ödenmiş.''