Tarihi 18 Temmuz 2022

Ama ne?

1.DÜNYA Savaşı öncesi Osmanlı İmparatorluğu, tıpkı bugünkü ABDRusya- Çin gibi dönemin süper güçlerinden biriydi. O yıllarda ABD bile Osmanlı'ya vergi ödemişti. Dünyaya yayılan İngilizlerle güç ve hakimiyet savaşı yaşıyorduk. İçimizde ne kadar devşirilmiş adam varsa İngilizler sahaya sürdüler. Localara çalışan yerli hainler, her şeyi Batı'dan bekleyen ittihatçı kafalar ülkeyi yönetenleri öldürmeye ve tahttan darbelerle indirmeye başladı. Osmanlı hakimiyetindeki topraklarda da ayaklanmalar başlattı. Birleşik Krallık Başbakanlarından Ramsey Mc Donald o dönem için şunları söylüyordu;
"Osmanlı topraklarında bir Arap ayaklanmasını destekledik ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Arap eyaletlerinde Filistin dahil olmak üzere bir Arap krallığı kurmaya söz verdik.
Ancak aynı zamanda Yahudiler'i Filistin'i onlara vereceğimizi söyleyerek teşvik ettik. Bu yetmezmiş gibi Fransa'yla Sykes-Picot Antlaşması'nı yaptık ve Mısır genel valimizin Araplara söz verdiği toprakları Fransa'yla aramızda böldük. Bu ikiyüzlülüğün gerçek bir hikayesidir."
Birinci Dünya Savaşı Osmanlı'yı parçalara ayırarak bölüşmek ve Yeni Dünya Düzeni'ni kurmak için çıkarıldı. Böylece dünyada İngiliz hakimiyeti başladı. Geçen zaman içinde güçlenen ABD bu düzeni değiştirmek istedi. Küresel yapıların desteği ile 2. Dünya Savaşı başlatıldı, İsrail kuruldu.
Tel Aviv'in koruyucusu olarak ABD, Yeni Dünya Düzeni'nin patronu oldu.
Şimdi bir başka Yeni Dünya Düzeni kuruluyor. Cevabı bulunmaya çalışılan soru şu; "Yeni patron küresel şirketlerin komünizmden kapitalizme devşirdiği ve paraya boğduğu, dünyanın fabrikası haline gelen Çin mi? Yoksa 30 trilyon doları aşan borcu nedeniyle yeni savaşlar çıkartmak zorunda olan Amerika mı?"
1994'te İngiliz istihbarat servisi MI6'nın eski bir ajanı olan Dr. John Coleman, Conspirators' Hierarchy adlı bir kitap yazdı.
Bugün 8 milyara dayanan dünya nüfusunu, yaşadığı şu günlerde nelerin beklediğini korku dolu satırlarla aktardı. Küresel şirketlerin azgınlığını ve dünya ülkelerindeki nüfuzunu en ayrıntılı olarak anlatan isimlerden biri olan Coleman o kitabının sayfalarında bakın neler diyor;
"En az 4 milyar işe yaramaz yiyici 2050'ye dek sınırlı savaşlar, organize edilen salgınlar ve açlık yoluyla ortadan kaldırılacaktır." Yeni savaşların bir kıvılcımla, Ukrayna-Rusya çatışmasıyla başladığını gördük. Dünya bugün bu savaşın getirdiği tahıl krizi ve açlık tehlikesini, Türkiye'nin çözmek için attığı adımları konuşuyor. Salgınlar zaten başlatıldı.
Devamı gelecek.
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı ve en derin adamı Kissinger de Bloomberg tv'de yayına çıkarak Çin-ABD gerilimini gündeme getirdi ve "Eğer uzlaşma olmazsa 1. Dünya Savaşı'na benzer bir felaketle tanışacağız" dedi. Mevcut askeri teknolojilerin uzlaşmayı zorlaştırdığını söyledi. Karşılıklı tehditlerin sınırları belirlenmedikçe dünyanın yeni bir küresel savaşa sürüklendiğini açıkladı. "Bu 1. Dünya Savaşı'ndan daha kötü bir savaş olacak" dedi. Bir de uyarıda bulundu;
"Ya yeni küresel düzeni kabul edin ya da 1. Dünya Savaşı öncesi jeopolitik durumla yüzleşin" diye.
Dönelim tekrar küresel azgınların uzmanı MI6 ajanı John Coleman'ın yazdığı kitaba... Bakın daha neler söylüyor;
"Enerji, yiyecek ve su, elit olmayanlar için geçim seviyesinde tutulacak, kitleler kolayca kontrol edilebilen hayvanların düzeyine indirgenecek. Ulus devletlerin sonu getirilecek ve evlilikler yasaklanacaktır."
Bugün dünya enerji krizinin ilk kıvılcımlarını yaşayarak derinden sarsılıyor, ekonomiler çöküyor. Ulus devletlere küresel saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Sapkınlıklar artık sıradan hale getirilip, küreselcilerin sahip olduğu her platformda, her yayın organında çılgınca özendiriliyor. Evliliklerin bitirilmesi için korkunç bir savaş veriliyor.
Dünya, bambaşka bir yere gidiyor. Kavga hayal edemeyeceğimiz kadar büyük. Böyle bir ortamda bu ülkede dünyadan bihaber olanlar, Batı ağzıyla aynını konuşup Erdoğan'ı indirme projesi dışında tek bir üretim planı olmayan vizyonsuzlar bu ülkeyi yönetmeye talip. Ne yapacağız? Silah üretmemize bile karşı çıkan, SİHA üretenleri bile alay ederek yargılayacağını söyleyen, vizyonsuz bu proje fakirlerine yol vererek mi 3. Dünya Savaşı'na hazırlanacağız? Ama ne?